Çocuğ Boğmaca Tutmuş Nanyemez Babaya Gidelim!
Ümit Kayaçelebi yazdı...
Van'da Gölbaşı mahallesine gittiğiniz zaman yolun hemen sağında ki Caminin yanında gösterişsiz ve sade bir mekan görürsünüz. İşte bu sade mekanda Nanyemez baba metfundur. Eski zamanlarda yeri bayağı geniş olmasına rağmen şimdilerde araya sıkışmış bir ziyaretgah hüviyetindedir.
Nanyemez baba diye tanıdık bildik onu ama ismi nedir nerden gelmiştir hangi asırda yaşamıştır hakkında elde kesin bir bilgi yok maalesef.
Hafızıye Mahallesindeki caminin yanındaki Nanyemez baba mezarı ilk zamanlar topraktı ve etrafı da duvarla çevrili idi. Daha sonra betondan yapılmış ise de 2011 depreminde tekrar zarar görmüş ve yıkılmış yapılan tamirat ve tadilatla yine Van'da ziyarete açık haldedir.
Nanyemez Babanın hayatında hiç yemek yemediği yalnız günde birkaç hurma yediği kaynaklarda belirtilmektedir. Ancak bu rivayet söylenen bir sözdür. Ne kadar doğru olduğunun tespiti zor olsa gerek.
Biz çocukken kışlar ağır geçtiği içindir ki o zamanlar sık sık üşütürdük ve hasta olunca da alabildiğine öksürürdük. Van'da hekimin, ilacın bol olduğu vaki değildi. Koca şehirde bir Rahmetli İzzettin bey, Ağzı eğri Kemal bey var doktor olarak. Van Devlet Hastanesinde birkaç doktor olsa da zamanın en nülü hekimleri Kemal bey İzzettin beylerdi. Daha şehirde çocuk doktoru bile yoktu. Çocukta büyükte hepsi dahiliye doktoruna giderdi.
Antibiyotik denen şeyi daha bilmiyor ve adını dahi duymuyorduk. Çok hasta olduğunuz zaman tek kurtarıcınız imdadınıza yetişecek acınızı dindirecek şey penisilin iğnesiydi. Penisilin iğnesiyle her derde deva olunurdu sanki! .
İşte bu ortamda hekime de gitseniz öksürük Şurubu da içseniz her ne hal ise öksürük bir türlü geçmezdi. İlacın tesir etmediği yerde haydi gidelim Nanyemez babaya belki o zaman çocuğun öksürüğü geçer diye halkta bir inanç vardı.
Nanyemez babaya gidildiğinde öksürüğün kesileceğine dair halkta sıkı bir inanç vardı. İşte böyle hekimle ilaçla öksürüğe bir çare bulamayanlar ver elini Nanyemez babaya koşarlardı. Halk buna inanmıştı inandığı içindir ki alır çocuğunu Nanyemez Baba türbesine götürürdü.O zaman türbenin delik olan tarafından çocuk 7 defa götürülüp getirilirdi ve bundan sonrada çocuğun üzerindeki gömleğini param parça edip içine bir somun ekmek koyarak türbeye bırakarak öksürüğün veya Boğmacanın geçeceğine inanılırdı. Gömleğin birkaç parçası da oradaki ağacın dallarına asılırdı.
Yani buraya bazen başka nedenlerden dolayı gelenler olsa da en çok gelenler boğmaca ve öksürükten dolayı muzdarip olup buradan şifa umanlardı.
60-70 yıl evvel halk inançları çok muhkemdi ve bütün türbe ve yatırlardan medet umulduğu gibi Nanyemez baba da bu medet umulanlardandı! Van'da en çok ziyaret edilen türbelerden biriydi Nanyemez Baba.
İşte şifa için yatıra götürülen çocuklar üç Çarşamba buraya getirildikten sonra ondan sonraki Cuma günü türbeye getirildiğinde gömleği yırtılır ve içine ekmek bırakıldıktan sonra gönülleri ferah olarak hasta sahipleri hanelerine intisap ederlerdi. Öksürük veya boğmaca Geçermiydi geçmezmiydi o geçmiş zamanlarda kaldı. Ama böyle inananlar yıllarca buraya bu amaçla gelip gittiler. Ama şimdi eskisi gibi artık şifa umarak değil ziyaret amacıyla insanlar yine o mübarek zatı ziyarete devam ediyorlar.
Bu gün artık Van'da ziyadesiyle hastane ve hekim olması hasebiyle artık Nanyemez babayı ziyaret edeceğim gibi düşünmüyorlar. Sadece muhterem bir zat evliya olması düşünülerek yine Van halkı onu gelip ziyaret ederek dualarını bu muhterem zattan esirgemiyorlar.
Ruhun şad mekanın cennet olsun Nanyemez baba diyerek yazımızı noktalayalım inşallah.