CSTO 'Barış Gücü' Kazakistan'a gitti
Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev'in ülkesindeki durumu istikrara kavuşturmak için yardım istediği Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO) birimleri Almatı'ya ulaştı.
Genel merkezi Moskova'da bulunan ve 2002 yılında Kazakistan, Rusya, Ermenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Belarus tarafından kurulan CSTO, Kazakistan'ı istikrara kavuşturmak üzere harekete geçme kararı aldı. Dönem başkanlığını Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın yaptığı örgüt, tarihinde ilk defa üye bir ülkeye güç gönderme kararı almış oldu. Örgüt 2010 yılında Kırgızistan, 2021 yılında da Ermenistan'ın barışı koruma kuvveti talebini reddetmişti. CSTO Barış Gücü asker, polis ve sivillerden yaklaşık 3.600 kişiden oluşuyor.
Muharebe birimleri, polis birimleri, bir grup askerî gözlemci, savaş birimleri, teknik ve lojistik destek görevlerinin yerine getirilmesini sağlamak için diğer kurum ve kuruluşlar örgüt içinde görev yapıyor. Çatışan tarafların ayrılması, müzakere şartlarının oluşturulması ve çatışmanın barışçıl çözümü için diğer tedbirler, yerelliğin kontrolü ve sorumluluk alanındaki nüfusun eylemleri, kitlesel huzursuzlukla mücadele, hayati nesnelerin korunması ve savunulması, çatışan taraflar arasında iletişimi sağlayacak tedbirler alınması gibi görevlerde rol alabiliyorlar.
ESKİ BAŞBAKAN: GERİ GÖNDERİN
Eski Kazakistan Başbakanı Akezhan Kazhageldin, Cumhurbaşkanı Tokayev'in kaçınılması gereken bir adım attığını belirterek Kolektif Güvenlik Ant-aşması Örgütünün (CSTO) Kazakistan'a davet edilmesinin çok büyük hata olduğunu iddia etti. Kazhageldin örgütün derhl geri gönderilmesi gerektiğini iddia ederek 'Onlara şöyle diyebilirsiniz: Teşekkürler, meslektaş- larım. CSTO'nun çalıştığından emin oldum. İlk Rus ordusunun geldiğinden emin oldum, hepinize teşekkür ederim, kendimiz çözeceğiz' diye konuştu. Cumhurbaşkanı Tokayev'in, Almatı'da yaşanan sürecin en derinlerine inmesi gerektiğini vurgulayan Kazhageldin 'Tutuklananlar var. Kronoloji kayıtlar var, tetikçiler bulunabilir. Bunların sebep olduğunu biliyoruz. Almatı'da yaşananlar bir protesto bile değildi. Almatı'da sivil toplumla hiçbir ilgisi olmayan çok iyi düşünülmüş bir eylem vardı. Bunlar maaş alan insanlardı' dedi.
Türkiye Gazetesi