Cumhurbaşkanı Erdoğan: Trump'ın açıklaması beni şoke etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklamasıyla ilgili, 'Trump'ın bu tür açıklaması demokrasiye inanmış bir insan açısından beni de şok etmiştir. Rusya'dan dönerken Maduro'yu aradım ve kendisine bu noktada, 'demokrasi noktasında anti demokratik girişimlere asla prim verme, dik dur' dedim' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Malta Cumhurbaşkanı Marie Louise Coleiro Preca ile baş başa ve heyetler arası gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın açıklamasında bulundu. Türkiye-Malta ilişkilerinin son yıllarda her alanda hızlı bir gelişme kaydettiğini söyleyen Erdoğan, “Siyasi ilişkilerimizle orantılı olarak iş çevrelerimiz arasındaki temaslarda gün geçtikçe artıyor. Dün İstanbul'da düzenlenen iş konseyi ile iş adamlarımız bir araya geldi. Ticari iş birliği imkanlarını değerlendirdiler. Her iki ülke de kendine özgü ekonomik avantajlarıyla müteşebbisler izin farklı avantajlar sunuyor. Türk ve Maltalı iş adamlarının bu imkanlarını değerlendirmelerini, daha fazla yatırıma ticarete daha güçlü iş birliklerine bunu dönüştürmelerinde büyük faydalar olduğuna inanıyorum. Karşılıklı iş birliği yatırımlar, bunun yanında üçüncü ülkelere müşterek yatırımlar olarak bunu ifade edebilirim. İkili ticaret hacmimizi önce eski düzey olan hedeflerimiz olan 2 milyar dolarda çıkarma noktasında bu irade mevcut. İkili ve heyetler arası görüşmede de bunu aramızda konuştuk ve mutabakatımız aramızda var. Bunu ilk etapta bir milyar dolara çıkartmanın kararlılığı içerisindeyiz.

Fırsat verilmesi halinde Türk şirketleri tüm dünyanın takdir ettiği birikim ve hizmetleriyle Malta'ya da önemli katkılarda bulunabileceklerdir. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın firmalarımıza gereken desteği vermesini temenni ediyorum” dedi.

"Malta, Türkiye'nin AB üyeliğinin güçlü savunucularından biridir”
“THY'nin her gün iki kez düzenlediği İstanbul-Malta uçuşlarının ülkelerimizi birbirine daha yakınlaştırdığını hatta bunların daha da artması noktasındaki talepleri de gündeme getirmek istiyorum” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bugün Cumhurbaşkanı Sayın Preca ile ikili ilişkilerimizin tüm yönlerini ele alma imkanı bulduk. İlişkilerimizi kültür, turizm, eğitim, sağılık ve denizcilik gibi birçok alanda özellikle de enerji konusu başta olmak üzere daha ileriye götürme konusunda mutabık kaldık. Bölgesel ve uluslararası konuları ele aldık. Akdeniz coğrafyasında farklı kültür ve medeniyetlerin kesişim noktasında yer alan ülkelerimizin bölgemize yönelik birçok risk tehdit ve sınamada benzer yaklaşımlara sahip olduğunu görmüş olduk. Önümüzdeki dönemde bölgedeki siyasi, ekonomik ve insani sorunların menfi etkileri karşısında gerek ikili düzeyde gerekse de ortak platformlarda birlikte hareket etme yönündeki arzumuzu ifade ettik. Malta, Türkiye'nin AB üyeliğinin güçlü savunucularından biridir ve bundan dolayı teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Özellikle bundan sonraki süreçte de AB ile ilişkilerimizde bu desteklerinin devam edeceğine inanıyorum. AB ile vize serbestisi ve Gümrük Birliği güncellenmesi Malta ile ilişkilerimize daha fazla hizmet, yatırım ve turizm olarak yansıyacaktır. Bu süreçlerin hızlandırılmasında Malta'nın desteğini rica ediyorum.”

"Onları kendi haline terk etmek bizim haddimize değil”
AB'nin Türkiye'ye göç sorunu noktasında verdiği sözün yerine gelmediğini hatırlatan Erdoğan, “Daha önce bizlere 3+3 6 milyar avro olarak verilmiş olan sözün ne yazık ki şu anda adete bir çeyreği verilmiş durumda, 1,750 milyar avro gibi bir destek. Bu bizim bütçemize gelmiyor, bu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla gelen bir destektir. Bizim ise yaptığımız harcama 35 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu konuda AB'de bunun gündeme getirilmesi ve bununla birlikte bu desteğin verilmesi suretiyle bizim gerek Suriye'den gerek Irak'tan ülkemize göç edenler konusunda bizler onların daha insani şartlarda yaşaması konusunda çabalarımızı artıralım istiyoruz. Bu konudaki hassasiyetimiz şu anda mevcut bütçemizde devam ediyor. Gelse de gelmese de biz bunu devam ettireceğiz, bunu kesemeyiz. Çünkü o insanların oradaki yaşam koşullarını eğitimden sağlığa ve bütün oradaki konteynır, çadır kentlerde yaşayan insanların daha iyi şartlarda yaşaması içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Onları kendi haline terk etmek bizim haddimize değil” ifadelerini kullandı.

"İlaç sektöründe Malta ile iş birliğine girmemizi çok anlamlı buluyorum”
Türkiye'nin müteahhitlik sektörünün çok güçlü olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bu alanda her türlü adımı atabilecek güce ve kabiliyete sahibiz. Turizm noktasında da Türkiye'nin bu konuda ispat edilmiş başarısı var ve Malta'da turizme çok açık bir ülke olması sebebiyle Türkiye ile Malta arasında paket turizmin yapılması da mümkündür. Bu konuda ilgili bakan arkadaşlarımızın müşterek çalışmalarını çok önemsiyorum. Bu yıl turist sayımız 40 milyonu yakaladı. Sektör olarak altyapısıyla turizm de çok iyi konumdayız. Özellikle dil eğitiminde Malta'nın başarısı önemli. Gençlerimizi Malta'ya da gönderiyoruz. Hepsinden önemlisi savunma sanayi. Türkiye çok çeşitli alanlarda kendini ispat etmiş durumda. Bu alana yönelik iş birliğine gidebiliriz. Ama çokta farklı bir şey, ilaç sektöründe Malta ile iş birliğine girmemizi çok anlamlı buluyorum. Bizim fiziki altyapımız özellikle sağlık sektöründe çok çok iyi. Bu fiziki yapımızı daha da güçlendiriyoruz. Şehir hastaneleri zincirimiz var ki bu dünyada örnek bir yapılanma olarak gelişiyor. Sağlık turizmde güçlü bir Türkiye inşa ediyoruz. Enerji noktasında Türkiye-Malta arasında iş birliğini yenilenebilir enerji başta olmak üzere yapabiliriz. Bu rüzgar, güneş enerjisinde olabilir. Bütün bunlarda altyapısı olan bir ülke konumundayız. Bizler bu dayanışmaya her zaman hazırız. Bu dayanışmayı yapacağımız ilk Malta ziyaretinde de sektörel bazda görüşmelerle kayıt altına alacağız” diye konuştu.

“Maduro sandıktan çıkmıştır”
Venezuela'da yaşanan gelişmelere ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “15 Temmuz darbe girişimi bize yapılmıştı. Bu darbe girişiminden sonra Maduro gecikmeden bizi aramış ve ardından çıkıp gelmişti. Biz o zamana kadar Maduro ile tanışmıyorduk. Darbe girişimiyle biz Maduro ile tanışmış olduk. Güzel de bir başlangıç oldu. Demokrasiyi bugüne kadar şöyle tanıdım: 40 yıllık bir siyasi geçmişim var. 40 yıllık siyasi geçmişimde sandıktan çıkana saygı duyacaksınız, eğer saygı duymuyorsanız bunun adı demokrasi değildir. Bu totaliter bir zihniyettir, yapıdır, anlayıştır. Maduro sandıktan çıkmıştır ama onu hazmedemeyen başta Lima ülkeleri olmak üzere. Son anda doğrusu Trump'ın bu tür açıklaması demokrasiye inanmış bir insan açısından beni de şok etmiştir. Rusya'dan dönerken Maduro'yu aradım ve kendisine bu noktada demokrasi noktasında anti demokratik girişimlere asla prim verme, dik dur dedim. Eğer demokratsak biz de demokratların yanında yerimizi almamız gerekir. Bu konuda çekinmeye de gerek yok. Demokrasinin mücadelesini verenler dünyada demokrasi mücadelesi verenlerin ve sandıktan çıkanların yanında yer alması gerekir. Bu konuda milli iradeye aykırı yollarla bazı yöntemlerin denenmesini doğru bulmuyorum. Şu anda yapılan da budur, bunu doğru bulmamız mümkün değildir. Maduro'nın kendisine inananlar ile beraber bu yolda yürürken bu sıkıntılı anıda aşacağına inanıyorum.

Bize 15 Temmuz darbe girişimi yapıldığı zaman AB bizi aramadı. Müzakere masasında olan Türkiye'yi AB aramamıştır. Aradan günler, haftalar geçmiştir, sadece İngiltere bizi aradı, bunun dışında arayan olmadı. Bunlarda bizim kayıtlara giriyor. Kim demokrat kim değil bunları biliyoruz. Maduro inandığı yolda dik durur devam ederse ben Venezuela halkının desteklediği ve sandıktan çıkardığı liderinin arkasında duracağına inanıyorum” açıklamasını yaptı.

Bakmadan Geçme