Dakika farkıyla hayatta kaldım

Mehmet Ağansoy (İşadamı)

Birinci deprem sırasında ben ailemle birlikte 2 Nisan Caddesi üzerindeki evimizde oturmuştuk. Bir den sarsıntı olduğunda deprem olduğunu anlamıştım. Ancak apartman 6 kattı ve aşağıya inemezdik. Çocukları yanıma alıp onları yatıştırmaya çalışırken öbür yandan depremin geçmesini bekledim. İlk sarsıntıyı atlattıktan sonra inmeye başladım. Dışarıya çıktığımda ortalık karma karışıktı. İnsanlar panik içindeydi ve yoğun bir trafik vardı. Trafik kilitlenmiş gibiydi. Her kes telefonlarına sarılıp akrabalarına haber vermeye çalışıyordu. Şebekelerde meşgul olduğundan insanlar daha fazla paniklendi. Depremin en fazla 2 Nissan Caddesi ile birkaç caddeyi etkilediğini düşünüyorum. Akşama kadar o şekilde bekledik. Akşamda karavanamıza geçtik. Geceyi orada geçirdik. İlk depremin hemen ardından aileme Ankara'ya götürdüm. Bize ait olan ve kaldığımız bina da hasar olmuştu. İçindeki her kesi çıkarmıştık. Kiracalar ve herkes. Etrafına da şerit çekilmişti. Kimse yaklaşmasın diye. Ama eşyaları çıkaramadık. Eşyalar bina da kalmıştı. Bayramın ikinci gününe kadar Ankara'da kaldım. Daha sonra ailemi Ankara'da bırakıp kendim Van'a geldim. Geldiğimin sanırım ikinci günüydü. Evimizin altındaki manavımızda oturup yemek yiyorduk. Yemekten sonra bir sigara içmek için dışarıya çıktık, yanımdakilerle. Sigara içtiğimiz esna da sarsıntı oldu. O sıra biz binanın yanından uzaklaşmaya çalıştık ve yolun ortasına doğru hareket geçtik. Arkama dönüp baktığımda binamız üzerimize doğru yıkılıyordu. Dakika farkıyla hayatta kalmıştık. Eğer o yemeği biraz daha geç yiyip, sigara içmek için dışarı çıkmasaydım. Kurtulmam mümkün olmayacaktı. Çünkü her şey saniyeler içinde oldu. Manavından içinden çıkmakta çok zordu. Mümkün değil kurtulamazdı. Allah'a şükür o an dışarıydık ve birkaç dakikayla hayatta kaldım. Tabii biz yolun ortasına devam ederken, manavdan çıkan diğer arkadaşımız artık depremin basıncıyla mı oldu ne oldu bilmiyorum. Fırlamıştı. Onu bir an da göremeyince paniklendim. Birkaç metre ötemizde yerdeydi. O da bir kaç saniye içinde kurtulmuştu. Evin yıkıldığını görünce karşı tarafa geçip izledim. O anı unutmak zordu. Yıllardır içinde yaşadığımız o kadar anımızın olduğu o bina birkaç saniye de yerle bir oldu. Karşı tarafta duvarın dibinde oturup binanın toz olmasını seyrettim. Binamız gözümüzün önünde yıkılıyordu ama yapabileceğimiz bir şey hiçbir şey yoktu. O an kendimi çok çaresiz hissettim. Bir süre o çaresizlikle yıkıntıları izledim. Allah'a şükür kimseye bir şey olmadı ama eşyalarımız zarar görmüştü ve bina altında kalmıştı. Tesellimiz cana bir şey olmamasıdır. Bu anları hayatım boyunca unutmayacağım. Hemen kendimi toparlayıp Ankara'daki ailemi aradım. Onlara iyi olduğumu ve diğerlerini aramalarını söyledim. Çünkü şebekeler iki de bir kesiliyordu. Her kese ulaşamadığımız gibi her keste bize ulaşamıyordu. Arayanlar çoktu. Ulaşanlara durumu aktardım. Bayram Oteli ve diğer yerlerinin yıkılmasını onlardan duydum. Büyük bir yıkım olacağını tahmin ediyordum. Çünkü depremin merkez üssü bize çok yakındı ve çok sallanmıştık. Birkaç dakika sonra AFAD kurtarma ekipleri geldi. Binanın altında kimsenin olup olmadığın sordular. Ben de kendilerine durumu izah ettim. Binayı boşalttığımızı ve sadece eşyaların içeride kaldığını söyledik. Kurtarma ekiplerinin yanı sıra polis ekipleri, gazeteciler de geldi. Valilikten yine geldiler. Ertesi gün savcılık geldi. Ben onlara kimsenin binanın altında kalmadığını söyledim. Belki bir hırsız girmiştir diye tahkikat yaptılar. Ancak Allah'a şükür kimse binanın altında kalmadı. Birkaç gün sonra da enkazını kaldılar.
Bu süre içerisinde biz karavana da yaşamaya devam ettik. Bir süre öyle. Ben de oteli kapatırdım. Tedbir olsun diye kimseyi almadık. İki gün önce açtık burayı. İçeride temizlik yaptık. Otel binasını çok detaylıca hasar kontrolü yaptırdım. İşlerimiz bir iki gündür iyi gidiyor. Tabii bunda zarar gören otellerin de etkisi var. Fakat Van tam olarak toparlandığını düşünmüyorum. Hala gelmeyen insanlar var. Ailem hala Ankara'da. Okulların bitmesini bekliyoruz. Gerçi evimiz yıkıldığı için de gelemezler şimdi. Bekliyoruz bakalım neler olacak.
Yaşanan depremlerden sonra eksikler olmuştur. Yıkılan binalar çok geç ulaşıldı. Yardımlar organize edilmedi. İnsanlarda birbirini ezmek yerine sıraya girselerdi panik havasına kapılmasalardı her kes istediğine daha rahat ulaşabilirdi. Çadır ihtiyacı olan bir çok insan çadır alamadı. Bazıları ihtiyacından fazlasını aldı. Bu gibi eksiklikler çok oldu.
Bundan sonra Van'ın toparlanması zaman alır diye düşünüyorum. Bence çalışmalar çok ağır gidiyor. Van'ın bir an önce toparlanması hepimizin faydasınadır. Bunun için profesyonel ekiplerin çalışması lazım. Van sadece yerel yönetimlere ve Valiliğe havale edilmemelidir. Devlet Van için seferber olmalı. İmkanlarını kullanmalı. Hak sahiplerine yardımcı olmaları gerekiyor. Yani insanlar yıllarca yaptıkları birikimi eve yatırdılar. Şimdi evleri de yıkılınca birikimleri de yok. Ne yapacaklar bu insanlar. Bunu görmeleri ve yardımcı olmaları gerekiyor. TOKİ'lerin bir an önce toparlanması lazım. Şehrin yarısı neredeyse konteynır kentlerde kalıyor. Buraya gelmiyorlar. Bu durumda esnafta toparlanamaz. Konut kentler bir an önce yapılmalı ki bu mağduriyetler ortadan kalksın. İnşallah Van eskisinden daha güzel olur. Dediğim gibi Van'ın toparlanması her kes'e yarayacaktır. Burası bir cazibe merkezi ona göre de erken toparlanması gerekiyor.

vanhaber,haberlervan,mehmet ağansoy

Bakmadan Geçme