Davutoğlu'ndan beklenen hamle

Küreselcilerin bir yılı aşkın süredir hazırladığı ve seçim sonucu ile ele geçirdiklerini zannettikleri bir fırsat vardı.

Yeni Türkiye'yi yolundan alıkoymak için üçlü blok halinde AK Parti'nin karşısına dikilmek istiyorlardı. Seçim sonrası siyasi gerginlikleri derinleştirip, hesaplaşma adı altında ülkeyi bir çatışma ortamına sürükleyeceklerdi.

Dünün hesapları ile vakit kaybeden, tüm enerjisini iç meselelere hasreden bir Türkiye tablosu ile karşı karşıya olacaktık.

Bu oyunu Bahçeli bozdu. “Ben sizin kurduğunuz oyunun bir parçası olmam” dedi. Bahanesi HDP'ydi.

Türkiye'yi bir badireden çekip aldı.

Küreselcilerin oyun planına esaslı bir darbe indirdi.

Devlet Bahçeli'nin gösterdiği bu oyun bozma çıkışı ve siyaseti yeniden dizayn etme tavrının benzerini Ahmet Davutoğlu gösteremedi.

Bahçeli'nin getirip önüne bıraktığı topu boş kaleye atamadı.

Siyaset “hep benim olsun” anlayışı değildir. Tek başına iktidarın çıkmadığı parlamentolarda iş birliği kaçınılmazdır. Tek başınıza bir şey yapma imkanı size verilmemiş ise, birlikte iş yapacağınız insanları bulup çıkarmanız gerekir.

Siyasetin emrettiği birlikte iş yapma mecburiyetinin dışında karşınızda bir de size ve Yeni Türkiye'ye karşı kurulmuş bir oyun planı var ise siz yanınıza ittifak edecek bir güç aramaya mecbursunuzdur.

Deniz Baykal en kritik zamanlarda milli duruşunu ispat etmiş, o yüzden küreselcilerin boy hedefi olmuş biri. 1 Mart tezkeresinde oynadığı rol bugün var olan Yeni Türkiye'nin kuruluşuna giden yolda atılmış ilk adımdı.

Baykal'a kaset komplosu o yüzden küreselcilerin talebi ile gerçekleştirildi.

Baykal hiç üzerine vazife değilken seçim sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüş ve kamuoyunda oluşan “Anti Erdoğan ve anti AK Parti rüzgarının” durdurulmasında en kritik katkıyı sağlamıştı.

Meclis'i açış konuşmasında, bütün şimşekleri üzerine çekeceğini bilmesine rağmen, Fethullah Gülen'in devlet ve siyaset içinde paralel örgütlenmesine karşı mücadele edeceğini deklere etmişti.

O yüzden Küreselcilerin, Paralelcilerin, Baronların ve dahi CHP içindeki pek çok unsurun boy hedefi olmuştu.

Meclis'te ittifak edeceği gücü aramaya mecbur olan Davutoğlu Deniz Baykal'ı Meclis Başkanı seçtirerek bu ilk adımı atmalıydı.

Davutoğlu bu fırsatı kaçırdı.

Sadece güçlü bir ittifaktan yoksun kalmadı Davutoğlu, aynı zamanda siyasette bir oyun kurucu olmadığını da gösterdi.

Bahçeli siyasete damgasını vurdu, Davutoğlu işi akışına bırakıp seyretmekle yetindi.

Başkasının hazırlayıp kurduğu oyun planı sonunda kazanılan başkanlığı AK Parti'nin zaferi gibi kabul ve ilan etmekle yetindi.

Meclis Başkanlığı koltuğuna İsmet Yılmaz'ın oturması AK Parti içinde moralleri yükseltti. Bu sayede yenilmişlik duygusu büyük oranda kayboldu.

Sonuç AK Parti açısından bir kazançtır. Ancak AK Parti'nin önündeki koalisyon imkan ve ihtimallerini de azaltmıştır.

Seçim daha yakın bir ihtimaldir.

Şayet Ahmet Davutoğlu'nun asıl hedefi seçim idiyse, izlediği yol doğrudur.

Değilse ayağına sıkılan ilk kurşundur.