DBP'den HDP'li vekillere 'özyönetim' tepkisi!
DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek, 'öz yönetim' ile ilgili açıklama yapan HDP'li milletvekillerine tepki gösterdi: 'Şu ana kadar seçim sonuçları ve yaşanan süreçle ilgili ortaya koydukları kimi tutumları doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz.'
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı Kamuran Yüksek, Ankara'dan yönetilmek istemediklerini belirterek, 'öz yönetim' ile ilgili açıklama yapan HDP'li milletvekillerine tepki gösterdi. Yüksek, 'Açık belirteyim, kimi HDP milletvekilleri dahil olmak üzere demokrat olarak geçinen aydın yazarlar çevreler dahil olmak üzere, şu ana kadar seçim sonuçları ve yaşanan süreçle, halkın geliştirdiği mücadeleyle alakalı olarak, ortaya koydukları kimi tutumları doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz' dedi.
DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek ile Emine Ayna, Diyarbakır'da iki gün süren Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarının sonuçlarını parti binasında düzenledikleri basın toplantısı ile dün açıkladı. Yüksek, Türkiye'de esas olarak AK Parti'nin merkeziyetçi ulus-devlet çizgisi ile DBP'nin yerel demokrasiye dayalı demokratik ulus anlayışının sürdürüldüğünü savundu. Kentlerdeki kavgaların bu iki çizgi olduğunu ileri süren Yüksek, şöyle konuştu:
'Kentlerde insanlar, yerel demokrasiye dayalı- biz buna öz yönetim diyoruz- yeni bir sistem önermesi içerisindedir. Tekçi, merkeziyetçi bir sistemle Ankara'dan yönetilmek istemiyoruz. Kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. AK Parti ise buna savaş, tank, topla yanıt veriyor. Bu ülkede başkanlık sistemini tartışmak serbest, demokratik özerkliği tartışmak yasak. Peki, bu ülkede biz, nasıl bir rejim olması gerektiğini tartışamayacak mıyız? Sadece AKP mi tartışabilir? Bütün basın, medya AKP'ye açılmış durumda. 'Başkanlık sistemi bu ülkede tartışılmalı' deniliyor. Eyvallah tartışılsın. Peki, demokratik özerklik? 'Hayır, tartışamazsınız.' Böyle bir şey olur mu? Bunun adı faşizmdir. Bir sistem tartışılabilecek, onun dışında hiçbir alternatif tartışılamayacak. Böyle bir şey olamaz. Onun için bu ülkede bir sivil darbeyle karşı karşıyayız. Biz, bu ülkenin geleceğiyle ilgili söz söyleme hakkına sahibiz. Bizim projemiz, demokratik özerkliktir. Bütün muhalif kesimleri susturan AK Parti hükümeti, kendi dışında hiçbir projeyi tartıştırmamaya çalışıyor. Ama biz tartışacağız, mücadele edeceğiz. Bu ülke bizim, bütün halklar için yeni bir gelecek öneriyoruz.'
HDP'li bazı milletvekillerinin öz yönetim ve hendek kazmalarla ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösteren Yüksek, o açıklamaları yapanların, demokrat olmadığını söyledi. Eş Genel Başkan Kamuran Yüksek, şöyle devam etti:
'Kimi HDP milletvekilleri dahil olmak üzere demokrat olarak geçinen aydın yazarlar çevreler dahil olmak üzere, şu ana kadar seçim sonuçları ve bu yaşanan süreçle alakalı, halkın geliştirdiği mücadeleyle alakalı olarak, ortaya koydukları kimi tutumları doğru bulmuyor, kabul etmiyoruz. AKP'nin uyguladığı savaş politikalarını görmeden, uyguladığı baskı politikalarını görmeyip, bunu anti-demokratik değerlendirmeyip, halkın demokratik özerklik, öz yönetim çerçevesinde mücadele etmesini, seçim sürecini etkileyen faktör olarak, değerlendirilmesi büyük yanılgıdır. Bu bir manipülasyondur, AKP'nin psikolojik savaş yöntemidir ve birçok kesimin de bu psikolojik savaş yöntemine geldiğini görmekteyiz. Doğru olan halkın yanında olmaktır. Halk yerel demokrasi istiyor, diktatörlüğü karşı, yerel demokrasi geliştiriyor. Birileri de çıkıp, halkı suçlayacak. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bunu söyledikten sonra kimse kendine demokrat diyemez. Halkın yanında olmak yerine, devletin şu anki katliamlarını meşrulaştırmak üzere söylem kabul edilemez.'
'Direniş çağrısı yapıyoruz'
DBP olarak, bir mücadele, hamle süreci başlatacaklarını dile getiren, Eş Genel Başkan Kamuran Yüksek, çok kapsamlı bir hamle sürecine gireceklerini, her yerde demokratik özerkliği anlatacaklarını bildirirken şöyle konuştu:
'İllerde, ilçe, köylerde, toplumun bütün kesimlerine demokratik özerkliği anlatacağız. Ne olduğunu, ne olmadığını, bu çarpıtmaları ortadan kaldırmak istiyoruz. Devletin şu anda bölgedeki kentlerde uyguladığı bu katliam politikalarına karşı, direniş çağrısı yapıyoruz. Halkımız direnmeli, mücadele etmeli, teslim olmamalı. AKP Kürtler'i biat ettiremeyecektir. Herkes dönmüş, 'U' dönüşü yapmış olabilir. Ama biz baş eğmeyeceğiz. Mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz ilkeli hareket edeceğiz. Derdimiz halkımızın sorunlarının çözümüdür. Biz, şu anki dayatmalarla halkımızın sorunlarının çözüleceğine inanmıyoruz. Şu an, Kürt sorunun ret eden bir AK Parti hükümetiyle karşı karşıyayız, bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. AK Parti hükümeti, eğer Kürt sorunu, çözüm süreci, Rojava politikalarını değiştirirse, halkımızın çıkarları doğrultusunda mevcut iktidar kimse, her türlü görüşme, tartışma ve yeni bir gelecek şekillendirmeye de hazırız. Bütün kentleri, başta Silvan için olmak üzere, tank, toplarla saldırılara maruz kalan bütün kentlerin Kürtler'in seferberlik ruhuyla mücadele etmesi gerekiyor.'