Delikanlı
Sadettin Özdal yazdı...
Delikanlının sofrasında olmasa ekmeği yemeye
Dili varmaz namertlere demeye
İçine kan dolsada yüzü alışkındır gülmeye
Delikanlı mecliste oturacağı yeri konuşacağı sözü bilir
Kendisini gaftan sakınan büyüklerden utanır
Kendisi aslan gibi ama kuzu gibi davranır
Kalp gözü de açıktır dostu düşmanı tanır
Ama bir söz söylemez onları yine dost sanır
Uzaktan bakarak düşman gibi adama
Alttan alttan gülerek hem göğsünü gererek
Çok zavallı biriymiş arkadaşına demiş
Topluca bir mecliste rastlarsa eğer sana
O merhaba kardeş nasılsın iyimisin
Seni çok özledim var mı arzu isteğin
Emrindeyim bak senin yüksekten atar tutar
Borsada hisseymiş gibi kendini yüksek satar
Delikanlı başını öne eğer mırıldanır
Biz Arzu ve istekleri sinemize çektik
Dile vurmasın diye kalbimize hapsettik
Üstüne kilit ayağına kelepçe vurduk
Kendi yağımızda kavrulduk öldük öldük dirildik
Ama yine dik durduk