Demirtaş: Önce Adil Bir Yönetim

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü, 1. Olağan Kongresi’nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, biz devleti ele geçirmek için iktidara yürümüyoruz. Devleti ele geçirenlerden, devleti kurtarmak için iktidara yürüyoruz dedi. Konuşmasında çalmayınca çırpmayınca, halka bağlı olunca çözemeyeceğimiz sorun olmadığını kaydeden Demirtaş, “ Türkiye'nin zenginlikleri herkese yeter. Ülkeye adil dağılım sağlansa tek bir yoksul kalmaz. Her şeyden önce adil bir yönetim, halkıda yönetime katacak özerk mekanizmalar kuracağız 'diye konuştu.

İlhan SİYAHTAŞ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü, 1. Olağan Kongresi Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Van EXPO Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Kongreye HDP Van Milletvekilleri Özdal Üçer, Nazmi Gür, Aysel Tuğluk, Kemal Aktaş ve Mardin Milletvekili Erol Dora, HDP Van Eski İl Başkanı Harun Okay, HDP PM Üyesi Mustafa Avcı, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, HDP-DBP İlçe Eş Başkanları bazı Sivil Toplum Örgütü temsilcileri ve delegelerin yanı sıra çok sayıda partili katıldı. Kongre öncesi sanatçılar Hozan Cömert, Ferhat Tunç ve Pınar Aydınlar sahne aldı.

EŞ BAŞKANLAR VE YÖNETİM

Tek liste ile gidilen seçimlerde HDP Van İl Eş Başkanlığına M. Veysi Dilekçi ve Derya Hayva seçilirken Yönetim ise şu isimlerden oluştu; Bazi Aslan, Şükran Şen, Hamit Kıvanç, Aycan Ergün, FudeyilCanbey, Asuman Sakallı, Reşit Karakaya, Yasemin Yalvaç, Sıdık Abi, Ümran Kurt, Metin Alma, Sıtiye Kaval, Baha Soyyiğit, Herdem Acar, Abdurrahim Yaşar, Perihan Dostgül, Necmi Kalçık, Zahide Gülal, Serkan Arslan.

' BİR TEK UMUT VAR. O DA HDP'DİR '

Kongrede konuşan Demirtaş şunları söyledi:

'Her genel kurul yenilenmenin, güçlenmenin vesilesidir. Bugüne kadar siyasi çalışmalarımızda çok önemli aşamalar kat ettik. Büyük çabalarla on binlerce arkadaşımızın canı kanı uğruna görkemli siyasi mücadeleler yürüttük. Halkımızın desteğiyle, halkın mücadelesine layık olmak için önemli çalışmalar yürüttük. Öyle bir noktaya geldik ki yıllardır sürdürdüğümüz mücadelenin siyasi olarak doruk noktasına sıçrama şansı yakaladık. Sadece bölgede değil, Tekirdağ, Trabzon, Artvin, Aydın ve İzmir'de de halkın umudu HDP üzerinde yoğunlaştı. Bizler yıllardır sürdürdüğümüz mücadelenin, yarattığımız değerlerin ve gücün şimdi bütün halklar için, bütün emekçiler için bir umut haline geldiğini görüyoruz. Artık Türkiye'de AKP zulmü tekçiliği karşısında bir tek umut var. O da HDP'dir.

' TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEK ÜZERİNE KURDUK '

Diğer partiler ne heyecan, ne umut yaratabiliyorlar. Bütün ezilenler gözünü bize dikmiş durumda. Bu nedenle tarihi bir sorumluluk altındayız. Bu umudu çoğaltan, bu günlere taşıyan sizlersiniz. Türkiye'deki gerçek değişim ve demokrasi gücü haline gelmemizin altında yatan neden, emektir. Biz emek üzerine, değerler üzerine büyümüş bir partiyiz. Bu farkı tüm Türkiye görüyor. Bütün ezilenlerin partisi, siyasi temsilcisi olmak için önümüzde büyük bir fırsat var. Bütün halkların ortak partisiyiz. Bu ilkeleri benimseyen adaletli, toplumda kardeşçe yaşama ilkelerini benimseyen herkes bu partinin sahibidir. Kim olduğuna, nereden olduğuna bakmıyoruz. Bu insani değerleri ne kadar sahiplendiği bizim için önemlidir. Hiçbir partinin cesaret edemediği politikanın altında yatan sır budur. Partimiz, ilk kez Türkiye'de bütün ezilenlerin ortak partisi olma yolunda ortaya çıktı. Bizler bu mücadeleyi ortak yürütmeye karar veren halklar olarak, iddiamızı Türkiye'yi yönetmek üzerine kurduk. Ayrımız, gayrımız olmayacak dedik. Aramızda farklı inançlarda olanlar var. Bizim için dini, mezhebi fark etmez. Ezilen kimliğini ön planda tutacağız. Biz sadece Sünnilerin Alevilerin partisi değiliz, hepsinin ortak partisiyiz.'

'PARTİMİZİ İKTİDARA TAŞIYACAĞIZ'

Kongreyle birlikte şunu bileceğiz. Van'da büyük bir sıçrama hamlesi gerçekleştirmemiz lazım. Bizden küsmüş olan, istemeden kalbini kırdığımız, bize mesafeli duran, kendimizi anlatamadığımız kim varsa bir değil on kez evine, işyerlerine gideceğiz. Onu ikna edene kadar, sorunu, derdiyle derttaş olana kadar hep birlikte çalışacağız. Hangi arkadaşımız eski tarzla çalışmaya devam ederse bilsin ki, HDP'yi anlamamıştır. Partimizi iktidara taşıyacağız. Bu güne kadar bütün arkadaşlarımızla birlikte muhalefet görevini layıkıyla yerine getirdik. Hükümeti uyarma konusunda en cesaretli ve onurlu muhalefeti biz yaptık. Biz iktidar olacaksak, hiç kimsenin bizden korkmaması lazım. Çünkü biz devleti ele geçirmek için yürümüyoruz. Biz iktidara geldiğimizde başkasının korkmaması lazım. Çünkü biz onları da iktidara taşıyacağız. Biz iktidar olduğumuzda Türk'ü, Arap'ı, Çerkez'i de iktidarda olacak. AKP yalanlarından, ikiyüzlülüğünden farkımız bu olacak.

'DEVLETİ KURTARMAK İÇİN İKTİDARA YÜRÜYORUZ'

Biz devleti ele geçirmek için iktidara yürümüyoruz. Devleti ele geçirenlerden, devleti kurtarmak için iktidara yürüyoruz'. Kadının da, erkeğinde ortak, eşit partisi ve yaşamı inşa edilecek. Bu mücadeleyi kadınlar zaten fedakârca yürütüyorlar. Sağlık Bakanı açıklamasında 'kadının tek ve en önemli kariyeri annelik olmalı' diyor. Annelik en ayrıcalıklı konumdur. Sağlık Bakanı, hiç merak etme kadınlar senden daha iyi sağlık bakanlığı da yapar. İşte kadını süs gibi gören, sadece çocuk doğursun, çocuk baksın mantığıyla hiçleştiren mantığı yıkmak için de HDP'nin büyümesi lazım. Özellikle erkek arkadaşlar şunu bilsinler, kadın ana kimliğini yok saydığınız, zulüm yaptığınız müddetçe asla onurdan haysiyetten söz edemezsiniz. Kadın özgür olmadığı müddetçe, yani köle olarak görüldükçe kendisi de kölelikten kurtulamaz. Kadının ve erkeğin kurtuluşu ancak birlikte olur. Bütün kesimlerin partisiyiz derken Alevinin, de Sünninin de, kadının da partisiyiz.'

' TÜRKİYE'NİN KAYNAKLARI, ZENGİNLİĞİ HERKESE YETER '

Neden Kobani üzerinde bu kadar büyük savaş veriliyor? Çünkü bu coğrafya dünyanın en zengin, en varlıklı yerlerinden biridir, paylaşamıyorlar. Yüzyıllardır paylaşamıyorlar. Sınırlar çiziyorlar, birbirlerine peşkeş çekiyorlar, bizi birbirimize düşürüp yıllarca iç savaşlar yaratıyorlar. Onlar dediğim de çok uzakta değil, bir kısmı Ankara'da, İstanbul'da, İngiltere'de, Amerika'da, İsrail'de. Bu zenginliğin üzerinde binlerce yıldır yaşayan biziz. Petrol bizim, su bizim, hava bizim, gaz bizim ama yoksulluğu çeken biz. Bunu değiştirecek irade lazım bu ülkeye. Bunu değiştirecek güç lazım bu ülkeye. Bizim elimizde sihirli değnek yok ama şunu biliyoruz, çalmayınca çırpmayınca, halka bağlı olunca çözemeyeceğimiz sorun yok. Türkiye'nin kaynakları, zenginliği herkese yeter. Türkiye'de üretilen malların ve paranın adil dağılımı sağlansa tek bir yoksul kalmaz. Ama ülkede üretilen malların % 80'i % 20'ye dağılıyor. Ülkeye adil dağılım sağlansa tek bir yoksul işsiz kalmaz.' dedi.

ÖZERK YÖNETİMLER BÖLÜNME DEĞİL”

Bu düzeni sizi yönetime katacak özerk yönetimlerle değiştireceğiz. Özerk yönetimler bölünme değil, demokratik kurtuluştur. Demokratik özerklik, doğru anlatırsak işçinin, çiftçinin, herkesin sahip çıkacağı bir projedir. Ürettiklerinizin ve ülke ekonomisine kattıklarınızın bir kısmı burada kalmasını istiyoruz yatırımlara buranın meclisi karar versin. Yatırım mı yapmak gerekiyor, buranın meclisi karar verecek. Sizler o zaman kendi sorunlarınızı daha rahat çözeceksiniz. Ama şimdi kararı Ankara veriyor. Ankara buraya o kadar uzak ki sizin yoksulluğunuz, açlığınız onun umurunda bile değil.

“HDP'DEN KORKUYORLAR”

Başka hiçbir partinin böyle bir projesi yok. HDP'nin iktidara gelmesini bu yüzden istemiyorlar. AKP varsa yoksa tek adam. Başka kimsenin bu ülkede siyasi otoritesi yoktur, haşa neredeyse kendini yaradanın yerine koyacak. Bütün ülkeyi kendi malı gibi görüyor. Geçen günlerde bir kadın gazeteci onu eleştirine bir tweet attı, anında gözaltına alıp karakola götürdüler. TÜSİAD başkanını gördünüz, bir ülkede işverenin muhatabı başbakandır, bunu söylüyor. Genç sanatçı Barış Atay'ı, AKP'nin sağlık bakanını eleştirdi diye linç ediyorlar. Kim onu eleştirirse muhafızlar hazır hemen tutuklayın içeri atın kim kafa tutarsa tek adamlığına. Emniyet, hakimler, savcılar, medya hemen harekete geçiyor anında linç ediyorlar. İşte HDP bu tek adamlık, tek ampullük düzeni yıkacak tek siyasi güçtür, bu yüzden HDP'den korkuyorlar, bu yüzden durdurmak istiyorlar HDP'yi.

“ÜLKEYİ SARAYINDAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN YÖNETİYOR?'

Ülkenin başbakanı bile cumhurbaşkanına boyun eğmiş durumda. Cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak bakanlar kurulunu toplayacakmış. Cumhurbaşkanının bu yetkisi var ama, yasada diyor ki gerekli gördüğü hallerde. Ben şimdi Davutoğlu'na soruyorum, sen başbakansın bakanlar kurulunun da başkanısın. Neden senin kabineni Erdoğan sarayına toplayacak? Neden gerek duydu? Çünkü anayasa diyor ki gerekli gördüğü hallerde. Peki neden gerekli gördü, bunu bilmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakan bunu açıklamalı. Aksi takdirde Anayasa'ya aykırı bir işlem yapmış olacaklar. Fakat Başbakan, Tayyip Erdoğan'a bunu soracak cesarete sahip değil ki. Çünkü kendini başbakan olarak görmüyor ki.

Ülkeyi sarayından Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor. Değişen hiç bir şey olmadı. Değişen nedir? Kendine bin 150 odalı saray yaptırıp saltanat kurma hayallerinin adımını attı. Değişen bu. Halen partiyi, medyayı kendisi yönetiyor. Bizler böylesi bir sistemi, demokrasiye aykırı bir sistem olarak görüyoruz, bozacağız bu sistemi.

'HEP BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ'

Biz iktidara gelirsek tek adam diye bir sistem olamayacak. Hep birlikte yöneteceğiz. Biz iktidara gelirsek yetkilerimizi yerele devredeceğiz. Sarayda yaşamayacağız. Devlet hazinesinin soyulmasına izin vermeyeceğiz. Soygunculardan hesap sorup, fitil fitil burunlarından getireceğiz. HDP Türkiye nüfusunun % 12'sini oluşturan engelli kardeşlerimize siyasette ön açacak projelerle gelecek. Engelli kardeşlerimiz HDP'yle meclise girecek ve haklarını orada çatır çatır savunacak. Bizim başörtülü milletvekillerimiz olacak. Alevi milletvekillerimiz olacak. İşçi, köylü, işveren, esnaf milletvekillerimiz olacak. Genç olacak. Bizler eğer geleceğimizi gençliğe teslim ettiysek, genç bir meclis grubuyla HDP önümüzdeki dönem siyasetine damgasını vuracak.

'BARAJ SORUNUMUZ YOKTUR'

Şundan emin olun, anketler elimizde, baraj sorunumuz yoktur. Bizi baraj altı gibi göstermeye çalışanlara aldırmayın. Bizim barajı aşma problemimiz yoktur. Biz Türkiye'nin büyüyen gücüyüz. Baraj altında kalacağız diye sanki bizi seviyorlarmış gibi nasihatte bulunanlar var, bağımsızlarla girelim diye, onlara seslenmek istiyoruz: Bize akıl vermeyin kardeşim, oy verin. Bizde yeterince akıl var. Gelin siz de bu mücadelenin içinde yer alın.

“HDP GELECEĞİN İKTİDARINI SABIRLA ÖRÜYOR”

Bir daha altını çizmek istiyorum, bize oy vermemiş yerlere gideceksiniz arkadaşlar. Bizden kaygı duymuş, küsmüş insanlara gideceksiniz. Selamlarımızı, kardeşlik duygularımızı barış mesajlarımızı götüreceksiniz. 'Biz bu ülkeye gerçek adaleti, barışı getirecek partiyiz. Gelin birlikte halk iktidarını kuralım' diyeceksiniz. Çünkü AKP'nin ampulünün son kullanma tarihi geçti. CHP'ye bakınca ondan heyecan duyan yok, ama HDP geleceğin iktidarını adım adım sabırla örüyor. Biz istiyoruz ki bunu hep birlikte yapalım. Bu yüzden her yere gitmelisiniz, ev ev dolaşmalısınız. Bunu yaparsak başarırız. Zamanı geldi. Hırsızlar bile utanmadan sıkılmadan '% 50 oy alacağız' diyorlar. Barış diyen, adalet diyen, yoksuldan, emekçiden yana HDP mi utanıp sıkılacak? Bırakın yoksulun parasını çalanlar utansınlar sokakta gezmeye, siz sokağa çıktığınızda başınız dik olsun. Çünkü siz bütün halklar için mücadele yürüttünüz ve şimdi kazandıklarınızı Aydın'la, İstanbul'la, İzmir'le, Manisa'yla paylaşmak istiyorsunuz.

'2015'TE HDP'Yİ İKTİDARA TAŞIYACAĞIZ'

Madem işsizliği biz çözeceğiz, yoksulluğa açlığa biz son vereceğiz, madem herkes özgürce yaşayacak dedik, bedel ödedik, işkence gördük, yılmadık ve bu yıllara geldik, biraz daha çalışacağız, 2015'te HDP'yi iktidara taşıyacağız.'

Bakmadan Geçme