Demokrasi kültürü ve akademisyenler...

Bu ülkede 'demokrasi aşığı - savunucusu' elbette var. Var ama, nedendir bilinmez, siyaset pazarındaki ucuzlukları görürler, yaşarlar buna karşın susup köşelerine çekilirler.

Bu ülkede "demokrasi aşığı - savunucusu" elbette var. Var ama, nedendir bilinmez, siyaset pazarındaki ucuzlukları görürler, yaşarlar; buna karşın susup köşelerine çekilirler.

Rahatsızlıklarını dile getirmez, "Dut yemiş bülbül..." olurlar.

Bir tür "aydın suskunluğu..."

Oysa, ülkenin onca üniversitesi, binlerce akademisyeni varken, bu suskunluğun anlamsızlığı belirgin şekilde sırıtıyor ortada...

Hani, ilk kuruluş dönemi olsaydı; "Bir geçiş dönemi... Bu, geçer..." deyip kendi-kendimizi avuturduk. Ama bu ülkede demokrasinin kuruluş döneminde bile bu denli demokrasiye ters düşünceler sergilenmedi, eylemler yaşanmadı.

O dönemlerde yaşanan kimi olumsuzluklar da hep lokal düzeyde kaldı.

Şimdi iki taraf var sahnede...

İktidar ve muhalefet...

İyi-kötü oluşabilmiş demokrasi geleceğini daha da geliştirecek/güçlendirecek hamleler yapılması gerekirken siyaseti; güncel yaşamın her anına, her tarafına kötü örneklerle bulaştırmak istenen bir "partizanca" anlayış var maalesef.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme