Demokrasi, siyaset, siyasetçi...
Nereye koşuyoruz böyle? Hiç etrafta/çevrede olanları görüp/anlayıp yorumlama yapmadan tutturmuşuz bir anlamsız koşu, yarış!..
Nereye koşuyoruz böyle? Hiç etrafta/çevrede olanları görüp/anlayıp; yorumlama yapmadan tutturmuşuz bir anlamsız koşu, yarış!..
Nereye böyle?..
Ne birbirimizin halini/durumunu görüyor, ne de "Halin nedir?" diye soruyoruz.
Takılmışız siyasetin lodos havasına...
Sanki başka bir derdimiz yok.
En kötü tarafımız da; "bildiğim bildik" havalarında kendi kendimize oynamamız.
Demokrasiyi doğru-dürüst yaşamadan, bir başkalarının ne yaptığını, nasıl yaptığını yorumlamadan tutturmuşuz, "Biz bize benzeriz" modeli demokrasi yaratmanın peşine...
Demokrasiye gerçek anlamda ulaşma konusunda bizim gibi yalpalaya yalpalaya, yürüyen bir başka toplum var mı?
Haksızlık yapmayalım... Toplumun bunda ne günahı var ki?
Siz toplum katmanlarına; sıradan yurttaşa, sivil toplum örgütlerine vb. kurum/kuruluşlara demokrasi şuurunu aşılamaz, en başta siyasal parti yönetimlerine demokrasiyi getirmezseniz olacağı bugünkü manzaradır elbet.
xxx
En başta, anayasa değişikliğini siyasal amaçlı düşünmek, bu amaçla halkoylamasını yapmak...
Nasıl bir öngörü bu?
Ülke yönetiminin başvuru kaynağı anayasa için yapılacak halkoylamasını siyasetin içine çekmek...
Bu anlayışın mantıksal tutarlılığını niçin tartışmıyoruz?
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ