Deneme ve yanılma
Bilinen somut gerçektir: 'Tarih eğer ibret alınsaydı tekerrür etmez.' Sözü.
Bu söz sadece toplumsal hayatın içindeki yanılgıları ve neticelerini göstermek için söylenmemiştir. Bireyin de özgeçmişi vardır ve deneme, yanılmalarla ya yetkinleşir ya da yerinde saydırmaya, hatalar sarmalında kalmaya devam ettirir.
Bırakınız bireyin tarihle meşgul olmasını bugün kendi dününün eleştirisini yapmaktan bile acizdir. İşte bu noktada başlar kurtla, kuzu masalı; efendiyle, köle ilişkisi. Ve kaçış alanı da o bilindik sığınma sözcüklerinin özetidir:
'Yazım böyle yazılmış elden ne gelir.' Kaderciliği.
Eğer gelenekler içinde ve kurgulanmış eğitim planlamasında çıkış noktası feleğin senaryoları üzerine yüklenmişse birey düşünme ve yaratma yetisinden uzakta, kul olma açmazındadır. Deneme ve yanılmalar onun için yanına varılmayacak kadar uzakta kalmış demektir.
Ne var ki gözbağı ve gönlü basiretsizliğe çevrilmiş milyonları uyandırmak için, yürekli insanlar düşüncelerini; yazılı, sözlü veya farklı sanatsal etkinliklerle duyurmaya çalışır. Uyananlar ışığı ve aydınlığını yakalar, uyanamayanlar da eli sopalı celeplerin sürülerinde güdülmekten kurtulamazlar.
Oysa ne kolaydır yaşananları dün ve bugün olgusu içinde irdelemek.
'Ben neyim ama ne haldeyim?'Sorusuna yanıt arandığında uyuyan beyin, korkan yürek silkinir benlik denen var olmanın onuruna tırmanır. İşte bu kıvılcım bireycilikten toplumsallığa doğru açılan erdemlilik yolunu aydınlatır kul olmaktan çıkarır.
Yasal seçeneği sandık başında oy kullanarak yönetenleri seçmek olanların iradesinin nasıl ayaklar altında ezildiğini yaşayarak görüyoruz. Ulusal iradenin koalisyon yapın neticesini yok sayanların entrikalarıyla çektiğimiz acılar, akan kan ve gözyaşı güncel hayatımızın bir parçası olmuşken, kitlelerin sessiz kalmaları nasıl bir kan uykusuna yattığımızın işaretidir. Uyku hali devam ettiğinde bu gerçek kaçınılmaz olarak sürüp gidecektir.
Aydınlarımız ve yurtseverlerimiz, biraz vicdanım var diyenlerimiz ak ile karayı anlatmak ve bıkmadan usanmadan karanlıkçıları, hırsızları, vatan hainlerini deşifre etmek zorundadır. En geçerli yöntem de elbette ki deneme, yanılma yöntemini insanlarımıza en basit biçimde fark ettirebilmektir.
'Bizim insanımız aptaldır.'
'Karnını kaşıyan adamlar.' Yermelerinden ve ucuz eleştirilerinden uzaklaşarak, çok daha yalın anlatımlarla çevremizde bu bilinci işleyebilirsek, o koyu karanlık dediğimiz aldatan düzen de yok olup gider. Aksi ise acılı, hüzünlü günlerin ülkesinin ömrüne ömür katmaya devam eder.