DEPREM ANLATILDI ANILDI
23 Ekim 2011 Pazar günü meydana gelen 644 vatandaşın ölümüne neden olan 4. yılında çeşitli etkinlikler düzenlendi. Anma etkinliliğine katılan konuşmacıların deprem dönemine ait anıları katılımcıları duygulandırdı.
Hacı Yılmaz
23 Ekim 2011 Pazar günü 7,2 şiddetinde meydana gelen, 644 vatandaşın ölümüne, yüzlerce insanın yaralanmasına binlerce binanın yıkılmasına neden olan Van depremi 4. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anıldı.
Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda Van Valiliği ve AFAD tarafından düzenlenen deprem anma programına Başbakan Eski Yardımcısı, Van Depremi Koordinatörü Beşir Atalay, Vali İbrahim Taşyapan, AFAD Başkanı Fuat Oktay, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, AK Parti Milletvekilleri ve milletvekili adayları, belediye başkanları, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Konuşmasında ben ömrümde birkaç defa milletin bu denli bütünleştiğini gördüm diyen Başbakan Eski Yardımcısı, Van Depremi Koordinatörü AK Parti Van Milletvekili Adayı Beşir Atalay, depremde yapılan çalışmalara değinerek; 'Depremde hep o acil durum merkezindeki koltuklarda yattık. İnsanlar rahat edene kadar biz de yatmayacağız dedik. Bu çalışmaları biz bu şekilde yaptık. Şimdi bazen bazı şeyler duyuyorum. Yani o günleri bilmeyen, yaşamayan, o günleri bile siyasi cümlelerle değerlendiren insanlara rastlıyorum. Çok üzülüyorum ama onlara cevap bile vermiyorum. Çünkü onlara cevap vermek bu konuyu küçültmek olur diye düşünüyorum' dedi.
Anma programı Kuran Tilaveti ile başladı. Daha sonra katılımcılara Afetlere Hazır Ol filmi izletildi. AFAD Başkanı Fuat Oktay, 2011 yılında Van'da meydana gelen depremde tüm Türkiye'nin tek yürek olduğunu Van depremi sayesinde AFAD'ı kazandıklarını söyledi. Van'da meydana gelen iki ayrı depremde 6 bin arama kurtarma ekibinin görev yaptığını belirten AFAD Başkanı Oktay, 3 bine yakın sağlık personeli, 200'e yakın hava aracı, kara araçları hariç ilk anda ihtiyaç duyulacak arama kurtarma faaliyetinin yanı sıra, sağlık hizmetleri, barınma hizmetlerinin Van'da en iyi derecede sunulduğunu ifade etti.
'Türkiye nasıl tek yürek olduğunu Dünyaya gösterdi'
Depremden hemen sonra Türkiye'nin Van için tek yürek olduğunu belirten Oktay, 'Bu etkinliğin ilkini hatırlarsanız depremin oluşunun üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yapmıştık. Bütün kamu kuruluşlarıyla birlikte yaptık. Hem paylaştık, hem de ileriye dönük neler yapabileceğimiz konuştuk. Bu kapsamda hemen hemen bütün illerde buna benzer etkinliklerimizi yürüttük. Üniversitemiz yine bu işin bir parçası oldu. Bütün kamu kurum ve kuruluşları bu işin bir parçası oldu. Biz bu tür etkinlileri yaparken amacımız, bu yıl yine Van'da yapmamızın amacı acıları tazelemek değil. Bütün acıları tekrardan yaşamamak için, tekrardan yaptıklarımızı paylaşmanın yanı sıra, neler yapabiliriz ile ilgili tecrübelerimizi paylaşmayı amaçlıyoruz ve geleceğe güvenle bakıyor olmamızı ve daha hazır olmak için neler yapıyoruz diye bu tür etkinlikleri yapıyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki, biz diyoruz biz hazır siz hazırmısınız demek istiyoruz. Önceden hazırmıyız sorusu sürekli sorulurdu ve biz bugün söylüyoruz biz hazırız. Tabi depremin hemen akabinde Türkiye nasıl tek yürek olduğunu sadece Van'a değil tüm Dünyaya gösterdi. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm hükümet üyelerimiz, bütün illerimiz ve bütün sivil toplum kuruluşlarımız Van'da tek yürek oldu. Bütün arama kurtarma ekiplerimiz buraya sevk edildi. İki ayrı depremde 6 bin arama kurtarma ekibi burada görev yaptı. 3 bine yakın sağlık personeli, 200'e yakın hava aracı, kara araçları hariç ilk anda ihtiyaç duyulacak arama kurtarma faaliyetinin yanı sıra, sağlık hizmetlerinin yanı sıra, yine barınma hizmetlerinin sunulduğu bir hizmetti. Van'da 75 bin çadırın dağıtıldığı, 13 çadır kentin kurulduğu ve bugün çadır kent dediğimizde yine 33 konteynır kentimizin kurulduğu, 30 bin konteynırın Van'a taşındığı bir mega çok büyük ölçekli çalışmadan bahsediyoruz' diye konuştu,
'Van'da 25 bin 186 konut yapıldı'
Van'da bütün kurumlarla tek yürek olarak çalıştıklarını söyleyen Oktay, 'Van'daki kardeşlerimizle birlikte de tek yürek olarak çalıştık. Türkiye herhangi bir yerde herhangi bir şey olduğunda sadece Türkiye sınırları içerisinde de değil, sınırları dışında da bir şey olduğunda tek yürek olmasını çok iyi bilir ve bunun en iyi örneğini de Van'da sergilemiştir. Daha 39'uncu gün gelmeden kalıcı konutların temelini atan bir Türkiye'den bahsediyoruz ve 1. Yılı dolmadan da bütün hak sahiplerine, yani depremden birinci derecede etkilenen bütün hak sahiplerine konutlarını fiilen bitirip teslim eden bir Türkiye'den bahsediyoruz. En ileri ülkeler diye hitap edilen dünyadaki tüm ülkeleri bunu başaramaz. 2014 yılında Japonya'daydık. 2011 yılında bir tsunami oldu. Hala yaralarını saramadılar. Van'da yaklaşık 25 bin 186 konut bugün itibari ile tamamladığımız konut sayısı, bunların 17 bin 489 tanesini TOKİ aracılığıyla, diğer 7 bin 697'sini ise evini yapana yardım metoduyla köylerimiz dahil yaptığımız konutlardır. Birinci derece depreme dayanıklı, son derece sağlıklı bir şekilde yapıldı. Van'ı adeta yeniden inşa ettik. Ama bunu hep birlikte yaptık. Ama hepsiden önemli olan 5.5 milyar TL'ye yakın bir finansman kaynağı harcadık. Yapılan işleri adım adım takip ettik ve adım adım hesap verdik. Gece gündüz 24 saat bizden hesap soruluyordu. Hesabı soranda Sayın Başbakanımız ve Başbakan Yardımcımızdı. Tüm uçaklar Van için seferber edildi. Bir yıl içerisinde yaraların hemen hemen tamamının sarıldığı bir yapıya geldik. Ama bu asla yeterli değildir. Van'da neler yaptığımızı üst makamlara somut olarak gösterdik' dedi.
'81 ilimizde yaptığımız bir çalışma var'
Van'dan edindiğimiz tecrübelerle çok daha güçlü bir yapıyı nasıl kurabiliriz çalışmalarına başladıklarını söyleyen AFAD Başkanı Oktay, 'Bütün kurumlarımızla bir araya geldik. Bütün kurumlarımız bu konuda hemfikir oldu ve çalışmalara başladık. Her aşamasını raporlayarak gittik. İkinci yılında ise bu çalışmalar nasıl yapılacak ve biz bu yapıyı nasıl yapacağız diye görüştük. 28 tane hizmet gurubu belirledik. Arama kurtarma, beslenme, barınma, sağlık, iletişim, haberleşme, bilgi toplama, analizi, raporlanması, satın alınması, finansmanına kadar 28 ayrı alanda yani herhangi bir afet olduğunda ne yapabiliriz diye yaptığımız çalışmada her birisinin çalışmasını yaptık. 2014 yılında bunu tamamladık ve bakanlar kurulunda onayı aldık. Resmi gazete bunu yayınladık. Sonra bunu kağıt üzerinde, plan üzerinde bırakmak istemiyoruz dedik. Sisteme dönüştüreceğiz. Yani bir bilişim altyapısı ile bütün Türkiye'de bütün kaynaklarımızı tek bir yapıda toplayacağız. Tek bir veri tabanında toplayacağız. Bir tuşla hepsini görebilelim. Tüm Türkiye'de anında harekete geçebilecek bir lojistik merkez oluşturuldu. 27 ayrı alanda birkaç bölgede birkaç saat içinde afet bölgesine ulaşabilecek şekilde bu altyapıyı oluşturduk. Sonrasında haberleşme altyapısı kurmaya başladık ve öyle bir noktaya geldik ki 2015'te de bunu uyguluyoruz ve bununla ilgili dünyada en ileri ülkeler arasındayız. En ileri ülke olarak görülen Japonya 80 kişilik bir heyetle bu sistemi incelemeye gelmiştir. Birleşmiş Milletler bununla ilgili bizden öncülük talep etmiştir. Avrupa Birliği ise AFAD'ın kendilerine katılması için müzakereler yapmıştır. Şimdi ise AFAD olmadan önce AFAD'ı nasıl önleyebiliriz ile ilgili çalışmalara başladık. Şuanda 81 ilimizde yaptığımız bir çalışma var. Bir diğer çalışmamızda eğitimle ilgili bir çalışmadır. Bütün herkesi afete hazır edelim istedik. Velilerimiz, okullarımızı, öğrencilerimizi ve gençlerimizi hazır edelim istedik. 4 milyon kişiyi eğitimden geçirdik. 1.5 milyon öğrenci ve 80 bin öğretmen bu konuda yine eğitim görmüştür. 700 büyük işletmeye afet sırasında nasıl davranacakları konusunda eğitimlerimizi tamamladık. Şimdi kobilerimize bu eğitimleri vereceğiz. İlimizi, okulumuzu, evimizi ve işyerimizi biran önce afete hazır hale getirmek zorundayız. Birey olarak, veli olarak, öğrenci olarak, patron olarak, işçi olarak bu çalışmanın içerisinde yer almalıyız. Biz hazırız ama şimdi siz hazırmısınız demek istiyoruz' şeklinde konuştu.
'Biz AFAD'ı kazandık'
AFAD Başkanı Fuat Oktay'ın konuşmasından sonra, AFAD Dünya için hazırız filmi izletildi. Filmden sonra söz alan Vali İbrahim Taşyapan ise 'Bugün burada yaşadığımız acının 4. yılını anıyoruz. O afette hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza, kardeşlerimize Allah'tan rahmet dilerim. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Tabi ki iki acıyı peş peşe yaşadık. İlkini Erciş merkezli bir depremde daha sonra da 9 Kasım'da Van merkezli depremde yüzlerce insanımızı kaybettik. Binlerce yaralımız vardı. Milyarlarca maddi hasarlı zararlarımız oluştu. Arkasından tabi hiçbir değere sığmayacak acılar yaşadık. Ama ülkemiz, devletimiz ve milletimiz dünya tarihine geçecek bir şekilde Van'a müdahale etti. Acıların yanında yer aldı. En azından bir olduğumuzu, beraber olduğumuzu onlara hissettirdik. Ülkenin bütün güçlerinin seferber olması, sivil toplum kuruluşları devlet kurumları bütün birimlerle güçlerimizi bir araya getirerek, bunları yaptık. Çok şükür dünyaya örnek bir şekilde milletimizin, memleketimizin yüzünü kara çıkartmadan insanlarımızı afetin etkilerinden kısa zamanda uzaklaştırdık. Ayrıca Türkiye AFAD gibi bir kurumu da kazanmış oldu. 1999 depreminde yaşadıklarımız çok sıkıntılıydı. Hakikaten ondan sonra depremdeki çok başlılığı, afetlere müdahaledeki çok başlılığı ortadan kaldırarak iyi bir kurum kazandık. AFAD bugün yüz akıyla ülkemizin her yerine, her afette müdahale edebilen onların yaralarını sara bilen ve bir koordinasyon içerisinde de her şeyi güzelce yapabilen bir kurum haline geldi. İnşallah ileride de devletimizin, milletimizin sağladığı imkânlarla daha güzel bir hale gelecektir. Allah bir daha memleketimize, milletimize büyük acılar yaşatmasın. Bu bizim duamızdır. Tabi ki biz biliyoruz Türkiye her türlü afetin olabileceği bir ülkedir. Afetlerden ders almak, ders çıkarmak önemlidir. Afet kendinden sonra belli yapıları getirir. Biz AFAD'ı kazandık. Yapı denetimi gibi bir sistemi kazandık. Kentsel dönüşüm gibi bir sistemi de yürütmeye çalışıyoruz ki en önemli yürütmemiz gereken işlerden bir tanesi de budur. Onun için hakikaten bugün devletimiz büyük oranda afetlere hazır hale geldi. Ama bilinçli insanlar olarak bizde buna katkı verebilirsek ve hayata geçirilmesinde üzerimize düşen görevi iyi bir şekilde yapabilirsek bir bütünlük içerisinde o zaman daha hazır hale geleceğiz' ifadelerini kullandı.
'Hemen Van'a gelerek acıları paylaştık'
Daha sonra Van'ın yeniden inşası infografik filmi izletildi. Son olarak söz alan Başbakan Eski Yardımcısı, Deprem Koordinatörü AK Parti Van Milletvekili Adayı Beşir Atalay ise, 'Hepimizi derinden üzen bir günü anıyoruz. Ben o 644 cana tekrardan Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin. Geçmişte yaşanan acılar bir yandan rahmet okumak için ama bir yandan da hem mevcut durumumuza şükretmek, hem geleceğe de daha hazırlıklı olmak anlamında önemlidir. 23 Ekim bir Pazar gününe denk geldi. Ben Ankara'da evimdeyim. Deprem haberi geldi ve en hızlı şekilde Başbakanlığa gittim. Benimde başkanlık yaptığım deprem koordinasyon kurulunu topladık. Van'a nasıl malzeme ulaştırırız bunun hemen hazırlıklarına başladık. Tabi o andan itibaren Türk Hava Yollarının bütün uçaklarına el koyduk. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün uçak ve helikopterlerine el koyduk. Kızılay'ın bütün imkânlarına el koyduk ve bütün bakanlıklarımız işi gücü bıraktı Van'a yöneldi. Kızılay'a sorduk oradaki deponuzda neler var. Muşta depomuz var ve 5 bin civarında çadırın olduğunu söylediler. Bütün bu hazırlıkların ardından ben özel uçağa atladım ve Van'a geldim ve Başbakanımız da depremden 3 buçuk saat sonra Van'a gelerek acıları paylaştı. Tabi ilk depremin esas yeri Erciş olduğu içinde biz havaalanından hemen Erciş'e gittik. Tabi o acıyı anlatmak mümkün değil. Yani yaralılar var, ölüler var, kurtarma çalışmaları var. Sağlık Bakanlığı'nın UMKE ekipleri en hızlı şekilde devreye girdi. Erciş Kaymakamlığı önünde çadır hastaneleri kuruldu. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi yeniydi ve depremde hasar görmedi. Orası adeta bizim cankurtaranımız oldu. Yani canlar orada kurtuldu, yaralılar orada tedavi edildi. Çünkü üniversite hastanesi yıkıldı, devlet hastanesi yıkıldı, özel hastaneler yıkıldı. Van'da başka sağlık kuruluşu kalmadı ve o hastane çok önemlidir. Deprem akşamı Başbakanla gece üç buçukta o hastaneye gittik ve yaralıları ziyaret ettik. Ben o hastaların yüzündeki o çaresizliği gördüm. Birde yıkılmayan AFAD'ın acil durum merkezi çünkü emniyet hasar gördü, vilayet hasar gördü. Üniversite baştan sona hasar gördü. Kamu binaları içine girilemez hale gelmişti' dedi.
'Onlara cevap bile vermiyorum'
Van depreminin ülkenin bütünlüğünü dünyaya gösterdiğini söyleyen Atalay, 'Ben ömrümde birkaç defa milletin bu denli bütünleştiğini gördüm. Birisi Sakarya depremiydi benim yaşadığım oraya devlet gidemedi millet gitti. Sivil toplum kuruluşları devletten çok çalıştı. Van'da ise devlette, millette hepsi birlikte ele var oldu. Edirne'de Van oldu, Ankara'da Van oldu. Vanlılara biz bunu çok anlatmak isteriz. Van'a o kadar yardım gönderildi ki konulacak yer kalmadı. Her yer seferber oldu. Tabi biz milletimizle gurur duyuyoruz. Rabbim bu birliği, beraberliği hiç bozdurmasın. Van depreminde hakikaten bütün kurumlarımız çok çalıştı özellikle bunların başında AFAD geliyor. AFAD Van depremiyle birlikte dünya markası oldu. Ben kendim depremzedelerin yemeği verilmedikçe yemedim. Arkadaşlara da onu söyledim. Onlar sıcak yemek yemedikçe bizde yemeyeceğiz. Bakın Gülşen Hanım benim şahidimdir. Depremde hep o acil durum merkezindeki koltuklarda yattık. Onlar rahat edene kadar biz de yatmayacağız dedik. Bu çalışmaları biz bu şekilde yaptık. Aş evleri, çadır kentler, sıcak yemek servisleri vs. o rahatlamadan sonra bir iki gün ben gittim Rescate Otel'de kaldım. Şimdi bazen bazı şeyler duyuyorum. Yani o günleri bilmeyen, yaşamayan, o günleri bile siyasi cümlelerle değerlendiren insanlara rastlıyorum. Çok üzülüyorum ama onlara cevap bile vermiyorum. Çünkü onlara cevap vermek bu konuyu küçültmek olur diye düşünüyorum. Van depremi olduğunda bir kış vardı. Şimdi Ekimin sonuna geliyoruz halen kış yok. Ama 2011'de kış çabuk geldi. O zaman o kadar kar yağdı ki eksi 15-20 derecede insanlar çadır kentlerde yaşıyordu. Bir yandan battaniye dağıtıyorduk diğer yandan elektrik sobasıyla çadırlar yandı. Onun için çok hızlı konteyner kentleri kurmamız gerekiyordu ve 33 tane konteyner kenti biz tam o kara kışın ortasında kurduk. Tam 30 bin konteyner taşıdık. İsteseniz de bulamıyorsunuz konteyner yok. Bir yandan üretiliyor, bir yandan taşınıyor. Türkiye'nin her yerinden konteyner taşıdık. 1 TIR iki konteyner alıyordu, yani buraya 15 bin TIR konteyner taşıdı. TIR'ları buradan dizseniz Ankara'ya kadar uzanır. Ama onun alt yapısı zor. Başında bekliyoruz, müteahhidi sıkıştırıyoruz. Kardeşim bu bitsin artık gidiyoruz bakıyoruz bir yandan don, buz, bir yandan kazdıkça çamur… Konteyner kent demek bir mahalle kurmak demektir. İşte suyu var, kanalizasyonu var, elektriği var. Siz mahalle alt yapısını oluşturuyorsunuz. Onun üzerine ev yerleştiriyorsunuz. Evin içinde elektrik var. Sıcak su akıyor. Banyosu var. Tuvaleti var. Mutfağı var, o küçücük 20-21 metrekare ama içinde herşey var. O dönem 30 bin konteyner geldi ve 33 mahalle kuruldu. Hamdolsun bu devlet onları yaptı. Bu millet onları yaptı' ifadelerini kullandı.
'Çevre yolu Van'ı kurtaracak'
Depremin 39. gününde ihaleler verildi ve kalıcı konutlar için ilk temel atıldığını belirten Atalay, 'Fakat eksi 15-20 derecede ev yapılmaz, beton donar. Ne yaparsanız yapın bu konutlar yapılacak dedik müteahhitlerimize, hangi tekniği vuruyorsanız vurun ve ben ömrümde ilk defa gördüm. Burada eksi 15 derecede beton döktüler. Yani o zamanda gittim ve başında durdum. Bir yandan ısıtıyorlar, bir yandan beton döküyorlar. O çabalarla bu konutlar bitti. Çünkü söz vermiştik. Yıl dolduğunda teslim edilecek diye ve hamdolsun 17 bin küsur konutu o zaman teslim ettik. Bunlar bu devletin, bu milletin başarılarıdır. Bugün baktığımızda eksikler her zaman vardır. Yani her çalışmada eksikler olabilir. Her insanın kusuru olabilir. Van'ın şuan çevreyolu sorunu kaldı. Onun gecikmesinin sebebi aslında o zaman hepsini planladık. Çevreyolunun hinterlandı dardı önce TOKİ konutları yapılınca genişlettik. Daha geniş bir daire çizmesi gerekiyordu ve Başbakanımız burada açıkladı. İnşallah en çabuk yürüyecek işlerden birisi çevre yolu olmalı. Yani o Van'ı kurtaracak. Van'ın iştirakini, ilçelerle bağlantısını falan kurtaracak. Çok önemli ve onun çabuklaşması lazım. Yani bu işlerde sistem kurmak işin yarısıdır. Biz Van'dan aldığımız derslerle bir sistem kurduk. Sağolsun o zamanki başbakanımız hür türlü desteği verdi. Her akşam telefon ederdi. O günlerde sürekli Van'ın acılarını yaşadı. Başbakanımız ödemeler konusunda her türlü desteği sağladı. Şuan ülkemiz her türlü afetzedeye karşı önlem almış durumdadır. Ben tekrar Van depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum' şeklinde konuştu.
Plaket takdimi sonrası fotoğraf sergisinin gezilmesinin ardından program sona erdi.