Deprem Çantamız Nerede?
Depremle birlikte yaşamayı öğrenmek bu cümle bizim literatürümüze 1999 depreminden sonra girdi ama son depremde gördük ki hala öğrenememişiz. Depremle birlikte yaşamayı öğrenmeyi bırakın depremi ciddiye alıp tedbir bile almıyoruz. Oysa ülke fay hattının üzerindeymiş de haberimiz yok. Bunu da 1999 depreminde öğreniyoruz. Bütün varımız yoğumuz bu fay hattının üzerinde olduğunu öğreneli de henüz 20 yıl oldu. Her şeye alıştık da bir bu depreme alışamadık.
Depremle birlikte yaşamayı öğrenmek; bu cümle bizim literatürümüze 1999 depreminden sonra girdi ama son depremde gördük ki hala öğrenememişiz. Depremle birlikte yaşamayı öğrenmeyi bırakın depremi ciddiye alıp tedbir bile almıyoruz. Oysa ülke fay hattının üzerindeymiş de haberimiz yok. Bunu da 1999 depreminde öğreniyoruz. Bütün varımız yoğumuz bu fay hattının üzerinde olduğunu öğreneli de henüz 20 yıl oldu. Her şeye alıştık da bir bu depreme alışamadık.
Türkiye'de deprem gerçeğini kabullenip eğitimle birlikte tedbirler de almalıyız. Her deprem sonrasında uzmanlar televizyon kanallarına davet edilir ve evin hangi alanına girmeliyiz, deprem anında neler yapmalıyız vs. konusu gündeme gelir birkaç gün sonra her şey unutulur.
İstanbul 24 Eylül Salı 4.6, 26 Eylül Perşembe günü de 5.8 şiddetinde iki ayrı depremi yaşadı. Deprem anında iletişim kurmak isteyen vatandaşlar telefonlarına yöneldi. Ancak hatlar uzun bir süre çalışmadı. Buna karşın internet üzerinden iletişim sağlanabildi. Telefonların hizmet dışı kalması daha büyük bir depremde ne olur, sorusunu akıllara getirdi. AFAD'ın bazı baz istasyonlarındaki yoğunluk nedeniyle iletişimin sağlanamadığını, telefon hatlarında herhangi bir sorunun olmadığı yönündeki açıklamaları çok da tatminkar olmadı ve tüm GSM firmaları maalesef bu depremde de sınıfta kaldı.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...