Devlet ve nitelikli kadrolar olmadan olmaz!

BAŞBAKAN Binali Yıldırım 23 ili kapsayan 'Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi' teşvik paketini Diyarbakır'da açıkladı. Başbakan kalkınma paketinin yanı sıra siyasi mesajlar vererek çözümün millette olduğunu işaret etti.

Yatırım teşviklerinin yanı sıra makine ve teçhizat alımı için sıfır faizli kredi desteği sağlanması öngörülen paket ile 23 ile her yıl 10 yeni fabrika yapılması, 4 yılda kamu sektörü ve özel sektörün 140 milyar dolarlık yatırım yaparak senede 200 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor. Temennimiz, yatırım ve destek programı ile bölgeler ve iller arasında gelişmişlik makasının kapanmasıdır.

Açıklanan pakette en önemli destek makina alımları için sıfır faizli kredi verilmesi, yatırım yapmak isteyenlere fabrikanın devletçe yapılıp teslim edilmesi ve devletin ihtiyaç duyduğu ürünlerin Doğu ve Güneydoğuda yapılan bu fabrikalardan alınması olmuştur. Zira bu bölgede yatırım yanında ürettiklerini pazarlama sorunu var.

15 Temmuz darbe gecesi başarılı sınav veren, herkesi kucaklayıcı üslup kullanarak soğukkanlı sempatik duruş sergileyen vatandaş ve gazeteci olarak başarılı bulduğum Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı kalkınma paketinin hükümeti döneminde olumlu sonuçlar vereceğine inanıyorum

Ancak iyi niyet destek, kaynak bu iş için tek başına yeterli değildir. Bunun için de başta bilgi birikim, vizyon sahibi nitelikli kamu yöneticilere, halkın benimsediği sözü özü bir siyasetçilere, kentin derdiyle dertlenen seçilmiş yerel yöneticilere, kendi ekseni etrafında dönmeyen meslek odaları ve sivil kuruluşlarına, idealist öğretmenlere, üretken akademisyenlere nihayetinde duyarlı ve katılımcı bir topluma ihtiyaç vardır.

Demem o ki, kalkınma neticede insan eliyle gerçekleştirilecektir. İşin merkezinde insan, denetim güven olması gerekir. Nitelikli kadrolar eliyle yapılmayan, çıkar güdülen bütün işlerin ne denli kalitesiz olduğunu, kaynakların nasıl çar çur edildiğini görüyoruz. O nedenle yatırım ve kalkınma hamlesinin amacına ulaşması isteniyorsa işe önce kadrolardan yani insandan başlanılmalıdır.

Van Örneği

“Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi” teşvik paketi açıklanınca 1990'lara döndüm. Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanı olduğum dönemi anımsadım.

1992 yılının olaylı Nevruz'u bu anlamda Van için bir milattır.

İlk toplumsal olay, sokak saldırıları, iş yerlerinin camlarının kırılması, okulların bayrakların yakılması, kamunun ve vatandaşın malına zarar verilmesi o gün gerçekleştirilmişti. Van'ın kaderi o gün değişmişti.

Van Valiliği görevine yeni atanan Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Yılbaş olaylar sonrası ekonomik, sosyal, kültürel sorunlara önce akılcı teşhisler bırakmış sonrasında sonuç veren projelerle planlı şekilde çözüme yönelmişti. Başbakan Yıldırım'ın açıkladığı yatırım ve destek paketinin yerel ölçekteki benzer bir örneği Van'da 1990'lı yıllarda başarılmıştı. Lakin başarının başında, sonunda devlet desteği ve nitelikli, idealist insanların ortak özverili çabaları vardı.

1992'de Nevruz'dan yaralı çıkan Van'da güvenlik önlemleri yanında ekonomik, sosyal ve kültürel çalışmalar “Van Örneği” teması altında başlatılmıştı. Başarıyla sonuçlanan çalışmaları 1994'de Van Valiliği yayını olarak yayınlan “ Doğu Anadolu İçin Van Örneği” başlıklı kitapçıkta kaleme alarak özetlemiştim.

O dönem sanayileşmede şöyle bir tablo vardı?

Sanayileşmenin başlangıcında olan Van'da 1992'de 27 orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşu bulunmaktaydı. Bunlardan 10'u atıl durumda, beşi 1/3', altısı 1/2 kapasite ile çalışmaktaydı. İlimizde sorunsuz olarak görünen ikisi kamuya ait 6 sanayi tesisi bulunmaktaydı.

Van GSMİH'nın % 40'nı tarım ve hayvancılıktan sağladığı, nüfusunun % 70'inden fazlasının tarım kesiminde bulunduğu, planlı dönemde kurulan, tarım ve hayvancılık ürünlerinin değerlendirildiği Van-Et, Van-Yün ve Van Süt tesisleri bulunmaktaydı. Ancak Van-Yün kapalı, Van- Et ve Van Süt düşük kapasiteyle ayakta durmaya çalışıyordu. Aynı dönemde çevre illerden Van'a yoğun göç başlamış 222 göç eden aile valilik tarafından yardım kapsamına alınmıştı.

Her aşamasında bulunduğum görevdeşlik, aksiyon, heyecan ve umut yaratan özgün yaratıcılık modeli olan “ Van Örneği” projeleri arasında bakın neler vardı:

İlin sanayileşmesi, kalkınması ve sosyalleşmesi için öncelikle yapılması gerekenleri tespit eden ilin valisi hükümetin kapısını çalarak işe başlamıştı. Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlara huzurun, kalkınmanın ildeki yatırımlarla, yatırımın girişimciliğinde devlet desteği ile gerçekleşebileceğini anlatan Vali Yılbaş, siz destekleyin biz üretelim, bizim ürettiğimizi devlet satın alsın böylece hem devlet hem vatandaş kazansın diyerek beklediği desteği almıştı.

“ Van Örneği” kalkınma ve sanayileşme projesine arıcılık ile başlanılmıştı. İl Özel İdaresi önderliğinde görece olarak geri kalmış bölgelerde 1993'te başlayan ve 5 yıl sürecek olan toplamda 20 bin kovan dağıtılması öngörülen projeyle arıcılara 2 yılda 6 bin arı kovanı dağıtılmıştı. Aynı yıl elde edilen balın 40 tonu Almanya'ya törenle ihraç edilmişti.

Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulu ile yapılan görüşmeler sonrası ilde kapanan ve kapanma noktasında bulunan Van Et, Van Yün, Van Süt, Van Bes tesislerinin İl Özel İdaresi'ne devri sağlanarak bu tesisler devlet eliyle faal duruma getirilmişti. Tesislerin ürünleri askeri birliklere, Kızılay, Kredi ve Yurtlar Kurumu, Yatılı Bölge Okulları gibi kurumlara satılarak ekonominin çarkı dönmeye başlamıştı.

1987'de başlayan Sınır Ticareti devlet desteğiyle 1992 yılında ihracata yönelik ağırlık kazanmıştı. Kapıköy'e 20 adet iş yeri yapılmıştı. 1990-1993 yılları arasında 2 milyon dolar olan ihracat 14 milyon dolara yükselmiştir. Van Turizm Tanıtım ve Yatırım A.Ş kurulmuş, yurt dışından ve yurt içinde katılımlarla Van Doğu Anadolu 1. Turizm ve Folklor Şenliği düzenlenmiş, 45'i yerli 10'u İran'dan olmak üzere 55 firmanın katılımıyla Van Asya 1. İpekyolu Enternasyonal Fuarı düzenlenmişti.

Sanayi, kalkınma, kültür ve sosyal yatırım modeli olan “ Van Örneği” 1993-1994 futbol sezonunda Doğu'nun Yıldızı Anadolu takımlarının esin kaynağı siyah kırmızılı Vanspor'un 1. Lig'e yükselmesiyle taçlandırarak toplumsal bütünlük ve heyecan sağlanmıştı. Vanspor etrafında bütün yurtta Vanlılık ruhu yeni bir ivme ve heyecan kazanırken İstanbul Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Trabzon gibi illerde Van geceleri düzenlenerek Van'ın tanıtımı yapılmıştı. Bu şekilde Vanlıların dayanışmaları bulundukları illerde ilgi görmeleri sağlanmıştı.

Devletin desteği ile aşılamayacak hiçbir sorun yoktur. Sorun, gücü ve kaynakları ben merkezleri insanların elinde bulundurmasıdır.

Bakmadan Geçme