Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Dilci: 'Gençlerimizin yüzde 80'ni risk altında'
Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, son zamanlarda dijital mecralarda artan dolandırıcılıklar hakkında önemli açıklamalarda bulunarak gençlerin yüzde 80'nin risk altında olduğunu söyledi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital dolandırıcılıkta arttı. Uzmanlar dijital dolandırıcılık konusunda vatandaşları uyarıyor. Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, gençlerin yüzde 80'nin risk altında olduğunu söyledi.
'Herkes sosyal medyada hesap açamamalı'
Dilci, herkesin sosyal medya hesabı açamaması gerektiğine değinerek, 'Herkes sosyal medyada hesap açamamalı. Bunun için TC kimlik numarası dahi, hatta gerekli güvenlik önlemleri 3-4 soru döngüsü eşliğinde doğrulanabilir güvenlik önlemleriyle sonuçlar alınmalı ve buna izin verilmeli sosyal medya hesabı açmak için. Bildiğiniz üzere dolandırıcılık dijital dünyada sadece maddi değil manevi de olabilmektedir' dedi.
'Özel kimlik bilgilerimizi dijital mecralarda, sanal ortamlarda paylaşmamaya özen gösterelim'
Prof. Dr. Dilci, özel kimlik bilgilerinin dijital mecralarda, sanal ortamlarda paylaşılmamasına özen gösterilmesi gerektiğin değinerek, 'Medyanın bilinçli kullanılması gerekiyor. Özellikle telefon dolandırıcılığı, sosyal medya dolandırıcılığı, banka işlemleri dolandırıcılığı ve buna bağlı kredi kartı dolandırıcılığı son zamanlarda arttı. Şirketlerimiz bu konuda çok bilinçli olmalı. Örneğin, kişinin özlük, kimlik bilgilerini alırken annenizin soyadı, babanızın adının ilk harfi, doğum tarihiniz, doğum yeriniz derken gelişmiş teknolojilerde şuan bu konuşmalar dinlenebiliyor. Bir şekilde tünel açarak internet ortamında akıllı android sistemlerine girilebiliyor. Bu noktada bilinçli tüketici olmanın bilinçli dijital yaşam becerisi sergilemenin elzem olduğunu biliyoruz.
Sıralayacak olursak güvenlik olarak her şeyden önce özel kimlik bilgilerimizi dijital mecralarda, sanal ortamlarda paylaşmamaya özen gösterelim. Özellikle banka ve diğer kredi kartı dolandırıcılıklarında ki işte 'kartınızı biri kartınızı hackerlamış biz onun peşindeyiz' arka planda polis telsizi vesaire savcı konuşmaları gibi bir takım enstrümanlar kullanılarak özellikle yaşlı kesimi, dikkatsiz, biraz daha saf kişiliği olan vatandaşlarımız dolandırılabilmektedir' diye konuştu.
'Mümkün olduğunca yüz yüze alışveriş tercih edilmeli'
Dilci, mümkün olduğunca yüz yüze alışverişin tercih edilmesi gerektiğini söyleyerek, 'Mümkün olduğunca yüz yüze alışveriş tercih edilmeli. Çünkü internet üzerinden yapılan alışverişlerde de ister istemez siz a bedenli bir giysi istiyorsunuz b bedenli bir giysi gelebiliyor. Ya da televizyonda ki herhangi bir reklamdaki ürünü elde etmek için sipariş verebiliyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki hiç alakası olmayan ürünlerin gönderildiğini görüyoruz. Ssl, html uzantısı var mı bu uzantıları da dikkate almalıyız. Uzaktan yapılan alışverişlerde doğrulayıcı soruları bu sefer müşteri kimliği olan kişilerin sorması ve sorgulaması gerekir. Artık ters sorgu biçimine geçmek gerekiyor. Tabi bu dijitalleşmeyle eve kapanma insanlarımızın dijital ekran başındaki uzun süre temasıyla oluşan dikkat dağınıklığı, örneğin vatandaş bir banka hesabına girdi hesabı açık bırakıyor. Hesabı açık bırakmadan sonuçlandırmak gerekir. Hesapla ilgili kişisel bilgilere kullanırken uzatmamak gerekir' diye konuştu.
'Dijital mecrada her şeyi doğal hayattaki kadar güvenli sayıyorlar'
Dilci, bu konuda gençlerin dijital mecradaki her şeyi doğal hayattaki kadar güvenli sandıklarını ve gençlerin yüzde 80'nin risk altında olduğunu söyleyerek, 'Şuan en çok tehlikeyi Z kuşağı dediğimiz kuşak yüzde 40 oranında tehlikede. Bu hemen Y kuşağı takip ediyor. Kısacası gençlerimizin yüzde 80'ni risk altında. Gençlerimiz neden risk altında?
Çünkü dijital mecrada ki her şeyi doğal hayattaki kadar güvenli sayıyorlar. Oysa geleneksel kuşaktan gelen yaşı 40'ın üzerinde olan yetişkinler biraz daha eleştirel bakabiliyorlar. Güven duygusunu sorgulayabiliyor. Yeni nesil çeşitli algoritmik sistemlerle ve hipnotik tekniklerle bir oyun üzerinden bile dolandırıcılık yapılabiliyor. Özellikle dijital bağımlılık emaresi gösteren kişilerde annenin babanın veya ebeveynlerin kredi kartlarını alarak bunlar üzerinden müstehcen sitelere girişler, alışverişe zorlanmalar, bir sonraki level düzeyine geçebilmek için şu alışverişi yada şu kadar kontör alman gerekir gibi veya şu hediyeyi sana verebilmemiz için ikna teknikleri ile çocuklarımız tehdit altındadır' ifadelerini kullandı.