Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan BM Güvenlik Konseyi'ne çağrı

Kendisine tanınan cezasızlıktan cesaret alan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun gerçek bir baskı görene kadar soykırım eylemlerini sürdüreceği uyarısında bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BM Güvenlik Konseyi'ne 'Gelin hep birlikte adil ve kalıcı bir barış için çalışalım' çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Filistin'de yaşanan gelişmeler ve Orta Doğu'da yükselen tansiyonu ele almak üzere bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Fidan, kurallara dayalı dünya düzeninin yıkıldığını belirterek, Gazze'deki barbarca savaşın bölgeye yayılmadan durdurulması gerektiğini vurguladı. Uluslararası aktörlerin basit adımlarla bölgedeki kötü gidişatı durdurabileceğini hatırlatan Fidan, “Yapmamız gereken şey çok açık. BM Güvenlik Konseyi'nin itiraz esaslarını belirleyen bir kararı var. Acil ve kalıcı bir ateşkes sağlanmalı. Rehine ve mahkum takası gerçekleşmeli. İsrail, Gazze'den çekilmeli. Hayatta kalmaları için Filistinlilere insani yardım engelsiz bir şekilde ulaştırılmalı” şeklinde konuştu. Herkesin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun bu tür bir anlaşmadan kaçtığını bildiğini hatırlatan Fidan, "(Netanyahu) Kendisine tanınan cezasızlıktan da cesaret alarak, başta Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplum İsrail'e durması için gerçek bir baskı uygulayana kadar soykırım eylemlerine devam edecek" dedi.

“Konsey başarısız olmuştur”

BM Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki birincil sorumluluğunun altını çizen Fidan, "Ne yazık ki Konsey şu ana kadar aldığı kararları İsrail'in uygulamasını sağlamakta başarısız olmuştur. Silah ambargosu yok, zorlayıcı tedbirler yok" eleştirisinde bulundu. İsrail'in sınır tanımayan saldırganlığı ve Lübnan'ın hedefte olması nedeniyle şu anda tehlikeli bir yöne doğru gidildiğini vurgulayan Fidan, BM Güvenlik Konseyi'ni, asli görevini yerine getirmeye, herkesi bu savaşı ve İsrail saldırganlığını durdurmaya çağırdı.

“Netanyahu ve ortakları bölgesel istikrarı tehlikeye atmamalı”

Barışın ancak iki devletli çözümle mümkün olduğunun altını çizen Fidan, "Netanyahu ve onun köktendinci ortaklarının siyasi veya bireysel çıkarları bölgesel istikrarı ve uluslararası düzeni tehlikeye atmamalıdır" dedi. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayalı bağımsız ve egemen bir Filistin devletiyle iki devletli çözümün önünü açma çağrısı yapan Fidan, "Gelin hep birlikte adil ve kalıcı bir barış için çalışalım. Güvenlik Konseyi'ne çağrımız budur" ifadelerini kullandı.

"Bir tarafın ihlalleri diğer tarafın ihlallerini haklı çıkarmaz"

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, konuşmasında İsrail'in Filistin'deki toprak gasplarına dikkat çekerek, "Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İstişari Görüşü, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden varlığının hukuka aykırı olduğunu ve İsrail'in bunu mümkün olan en kısa sürede sona erdirme yükümlülüğü olduğunu ortaya koymuştur" dedi. Bölgedeki gerilimi “hayal bile edilemeyecek sonuçları olan tam ölçekli bir yangın” olarak niteleyen Guterres, “Ve açık olalım, bir tarafın ihlalleri diğer tarafın ihlallerini haklı çıkarmaz” ifadelerini kullandı.

“Ölüm sarmalı sona ermeli”

BM'nin sürdürülebilir barışa yönelik tüm çabaları desteklemeye devam edeceğini söyleyen Guterres, "Ölüm sarmalı Gazze için, Filistin ve İsrail halkları için, bölge ve dünya için sona ermelidir" dedi. Çözümün diplomasiden geçtiğinin altını çizen Guterres, "Tüm rehineler derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.
Uluslararası toplum derhal ateşkes sağlanması ve işgalin sona erdirilmesi ve bir Filistin Devletinin kurulmasına yönelik geri dönüşü olmayan bir sürecin başlatılması için seferber olmalıdır" çağrısında bulundu.

Guterres İsrail'e çağrı yaptı

İsrail'in insani yardım görevlilerine yönelik saldırılarını durdurması gerektiğini söyleyen Guterres, Tel Aviv'i "BM personeline ve mülklerine yönelik saldırıları sona erdirmek, BM yetkilileri ve kuruluşlarına karşı dezenformasyon yaymayı durdurmak ve vize ve tedarik taleplerinin onaylanmasını hızlandırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya" çağırdı.

"Lübnan'ın egemenliği ihlal ediliyor”

Filistin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed Mustafa ise Gazze'de İsrail saldırganlığının başlamasının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlattı.

BM Güvenlik Konseyi'nde çifte standartlar olduğuna dikkat çeken Mustafa, "Ancak Birleşmiş Milletler'den ayrıldığımızda İsrail katliamlarının sona ermediğini ve Güvenlik Konseyi'nin bugüne kadar İsrail saldırganlığına son vermediğini, bu savaşa son vermesi için İsrail hükümeti üzerinde baskı oluşturacak önlemler almadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. İsrail'in Lübnan'a saldırmasına tepki gösteren Mustafa, "Gazze'yi tamamen yok ettiler. Batı Şeria'daki şehirleri işgal ettiler. Silahsız Filistinli vatandaşlarımıza saldırdılar ve bugün de Lübnan halkına ateş açtıklarını görüyoruz. Lübnan'ın egemenliğini ihlal ediyorlar" şeklinde konuştu.

“Kapsamlı ateşkeş sağlanmalı”

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ise uluslararası toplumun eşi benzeri görülmemiş bu krize karşı harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. "Savaş ve çatışma devam etmemeli ve kapsamlı bir ateşkes gerçekleştirilmelidir" diyen Wang Yi, nüfuz sahibi ülkelerin daha yapıcı bir rol oynaması ve masum sivillere zarar veren tüm eylemleri kınaması gerektiğinin altını çizdi.

“Filistinlilere karşı toplu cezalandırma kabul edilemez”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Filistin ve Lübnan'daki çatışmaların bölgenin tamamını etkilediğini belirterek, "Şiddet sarmalı Arap-İsrail çatışması alanının çok ötesine geçerek sadece yukarıda belirtilen bölgelerde değil, aynı zamanda Akdeniz, Basra Körfezi ve Kuzey Afrika'da da durumu istikrarsızlaştırdı" dedi. Bunun temel nedeninin "Filistin meselesinin çözülememesi" olduğunu kaydeden Lavrov, İsrail'in sivillere yönelik saldırılarına “Filistinlilere karşı toplu cezalandırma kabul edilemez" sözleriyle tepki gösterdi.

“Bölge kritik bir dönemeçte”

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise bölgenin "kritik bir dönemeçte" olduğunu, buna rağmen topyekûn bir savaşın kaçınılmaz olmadığını söyledi. Rehinelerin serbest kalmasını sağlayacak bir ateşkeş anlaşması için hala bir fırsat olduğunu belirten Thomas-Greenfield, "İsrail'i bölgeye entegre etme çabalarıyla birlikte her ikisini de yapmak barış ve istikrarı güçlendirebilir ve iki devletli bir çözüm olasılığına hayat verebilir” dedi. Barışçıl ve müreffeh bir gelecek için gerekli zor adımları atma kararının BM Güvenlik Konseyi'ne değil, "bölgedeki karar vericilere” ait olduğunu söyleyen Thomas-Greenfield, barışa zemin hazırlayabilecek üç yapı taşının “Lübnan'da İsrail ve Hizbullah arasında 21 günlük ateşkes, Gazze'deki savaşı sona erdirecek 2735 sayılı kararın uygulanması ve Suudi Arabistan ve İsrail arasında İsrail ve Arap dünyasını birbirine daha da bağlayacak ve İran tarafından finanse edilen, silahlandırılan ve desteklenen terörist vekillerin marjinalize edilmesine yardımcı olacak bir normalleşme anlaşması” olduğunu ifade etti.

Bakmadan Geçme