Doğal zenginlik: Ülkenin şansı mı, şanssızlığı mı?

Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesi 21. yüzyıl dünyasında Suudi Arabistan ile ilgili bilinen gerçekleri olanca çarpıcılığı ile gözler önüne serdi.

Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesi 21. yüzyıl dünyasında Suudi Arabistan ile ilgili bilinen gerçekleri olanca çarpıcılığı ile gözler önüne serdi.

Cemal Kaşıkçı, iktidardaki Suudi hanedanına muhalif bir gazeteci. Amerika'da yaşıyordu ve Washington Post gazetesinde köşe yazıyordu. Yeniden evlenmek istiyor. Bunun için ülkesinin herhangi bir konsolosluğundan evli olmadığına dair bir belge alması lazım. İşte bu noktada Suudi yönetiminin planlı bir "yok etme senaryosu" uygulamaya konuluyor.

ABD'de başvurduğu konsolosluk kendisini Türkiye'ye yönlendiriyor. İstanbul Başkonsolosluğu bir saat içinde halledilecek bir iş için günler sonrasına randevu veriyor. O gün 17 kişilik bir özel ekip, özel uçakla Suudi Arabistan'dan İstanbul'a geliyor. Kaşıkçı Konsolosluktan içeri adım atar atmaz derdest ediliyor, öldürülüyor, parçalara ayrılıyor ve Suudi yetkililerin daha sonra yaptıkları açıklamaya göre asitle eritilerek yok ediliyor.

Böylesine bir ortadan kaldırma operasyonu bundan 1000, 1300 yıl önceki Abbasi veya Emevi saraylarında, veya dünyanın başka herhangi bir yerindeki feodal bir devlette olağandı. Ama 21. yüzyılın dünyasında hiçbir devlet; resmi kurumlarında, hele hele yabancı bir ülkedeki konsolosluk veya elçilik binalarında bu tür "yok etme" operasyonuna kalkışamaz.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme