Dosttan mektuplar
Sosyal medyada arkadaşlarımızdan biri hayatından geçen ve iz bırakan olayları paylaştı benimle.
Sosyal medyada arkadaşlarımızdan biri hayatından geçen ve iz bırakan olayları paylaştı benimle.
'Hocam adımı saklı tutarak köşende yayınlar mısın?' Diye sordu.
İlk mektubu 'Gözler' i ulaştırdı bana.
Okudum ve çok duygulandım.
Hayatın gerçek öyküleri olan bu mektupları arada siz dostlara da sunmaya söz verdim.
İşte ilki…
GÖZLER (Bir dosttan mektuplar)
Küçük evet çok küçüktü Azra bebek…
O'nu ilk gördüğümde, bu kadar güzellik fazla gelir dedirtecek kadar… Azra, 2-3 yaşlarında olmalıydı kömür karası gibi kocaman gözleri, siyah üzüm salkımı gibi bukle bukle saçları al al yanaklarıyla tebessümlü dudakları şahaneydi.
Yanına yaklaşıp öpmek istediğim de bir gariplik olduğunu anladım... Neydi bu gariplik? Annesi ile göz göze gelince; 'AZRA göremez sizi.' Dedi kör oldu..
O an; dünyanın bu kadar büyüyeceğini, kararacağını hayal bile edemezdim. Annesi nefes alsın diye ikram ettiğim çayı yudumlarken, bir yandan da sohbete başladık.
Azra bebek bir yaşında iken ateşlenmiş, hastaneye gittiklerinde muayene sonucu Doktor, Azra görmüyor demiş. Az evvel benim yaşadıklarımı anne her halde yüz katı yaşamıştır.
Bizden ne istiyorlardı, güzeller güzeli bu bebeğe, göz olmak umut olmak. Ailenin durumu hiç iç açıcı değildi. Baba inşaatlarda iş bulduğunda çalışır, evine para getirirdi. Evin ağır yükü anneye yüklenmişti ve daha geride 2 çocuk daha vardı. Konuşmalar, ağlamalar derken gün bitmişti. O gece uyuyamadım ne yapabilirdik nasıl çare olurduk... İşte o an kanatsız bir MELEK ismi geldi aklıma. Yüzümde tebessümle uyuyakalmışım. Sabah, erken uyanıp, kahvemi içmeden güne başlamayan ben, hemen V…… geldim. Kanatsız MELEĞİ aradım ve çay içmeye çağırdım.
Bir saat sonra MELEK yanımdaydı. Konuştuk, paylaştık, dertleştik öğleni yaptık.
Melek tüm gücünü kullanarak hastanelere ve doktorlarla iletişime geçerek durumu anlattı.
Bir haftalık beklemeden sonra gönüllü hastane ve doktorların yardımıyla AZRA bebek gözlerine kavuşmuştu.