Dün ve bugün bayramlar...
Bir ulusal bayramı daha heyecansız/yalın/göstermelik törenlerle kutlamış olmanın üzüntüsünü yaşadım.
Bir ulusal bayramı daha heyecansız/yalın/göstermelik törenlerle kutlamış olmanın üzüntüsünü yaşadım. Oysa, eskiden bayramlar halkın içinden doğan heyecanlarla bir gün önceden başlar, davullar, zurnalar, kemençeler, tulumlar çalınır, bir büyük ulusal heyecan tüm yurtta yaşanırdı.
Horonlar oynanır, halaylar çekilirdi.
Kılıç kalkan ekibi sahne alır, gösterileri alkış tufanıyla karşılanırdı.
Halk büyük coşkularla bayram günü ve gecesi yaşardı.
Esnaf bayram heyecanıyla dükkanının/mağazasının bulunduğu sokağı süsler, caddelere taklar kurardı.
Mazide bayram günleri ne güzeldi.
Peki, ne oldu da, böyle heyecansız bayram günlerini kutlar olduk?
***
Bayramlar, ulusların geçmişte yaşadıkları mutlulukların tekrarlandığı, birlik/beraberlik heyecanının katlanarak tekrar soluklandığı günler olarak bilinir.
Bu bilinç ne denli ulusal heyecan olarak duyumsayıp yaşanırsa, işte o zaman bayramların anlam ve önemine yakışır/yaraşır günler olur.
Bugün böyle bir heyecan yaşanmıyorsa bir nedeni vardır elbet.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ