Dünyada Van ahirette iman
Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver onları Bana seni gerek seni… Böyle damdan düşer gibi Yunus'un mısralarıyla yazıma başlamama pek bir anlam veremeyen sevgili okuyucularım. Merak buyurmayınız. Şimdi tafsilatına geçiyorum.
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni…
Böyle damdan düşer gibi Yunus'un mısralarıyla yazıma başlamama pek bir anlam veremeyen sevgili okuyucularım. Merak buyurmayınız. Şimdi tafsilatına geçiyorum.
Efendim; geçenlerde yolum bir zamanların tulumbacılar kahvehanesi olmakla nam salmış Beyoğlu'ndaki Firuzağa Kahvehanesine düşmüştü ki sizden iyi olmasın birkaç dostla oturup uzun uzadıya hasbihal ettik. Laf dönüp dolaşıp ahiret hayatına gelince içimizden biri, yüce kitabımızın cennet mevzuuna niçin yeterince yer ayırmadığını sordu. Doğrusu bunun böyle olup olmadığını ben şahsen bilmiyorum ve ulemanın alanına giren bu konuda da ahkâm kesmek istemem. Ancak o dakikada aklıma Ahmet Haşim'in 'Bize Göre' kitabındaki bir cümle gelmişti. Haşim; bir yazar ya da şair için güneşli bir havanın hiç de eğlenceli olmayacağını söylüyordu. Ona göre, güneş her şeyi ayan beyan ortaya çıkardığından hayale kapıları kapatıyordu. Belki Kur'an-ı Kerim de tafsilata girmeyerek cenneti hepimizin hayaline havale ediyor. Belki de cennet, idrakleri aciz bırakacak kadar güzel bir yerdir. Hani 'Anlatılmaz, yaşanır' denir ya. İşte öyle bir yerdir.
Herkes bu konu üzerinde bir şeyler söylerken ben de Yunus'un 'Cennet cennet dedikleri…' dizelerini hatırlatıp cennetin müminler için bir ödül olduğunu ancak bir gaye olmadığını naçizane ifade etmeye çalıştım. Gerçek müminlerin, cennete girmek için değil sırf Allah rızası için ibadet ettiklerini ve gayeleri bu olduğu için de cenneti pek merak etmediklerini söyledim. Yine de dostumuz, ısrarla cennetin nasıl bir yer olduğunu çok merak ettiğini söyleyince gayri ihtiyari
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ