Duvarlar...!

Çevresine duyarlı ve İnsan sevgisiyle yoğrulmuş Köy Kent de büyümenin getirileri ve götürüleri oluyur elbet. Yaşadığımız toplum buna çok müsait.

Çevresine duyarlı ve İnsan sevgisiyle yoğrulmuş Köy Kent de büyümenin getirileri ve götürüleri oluyur elbet. Yaşadığımız toplum buna çok müsait.

Kendine münhasır bir kent ( VAN) yaşamında yetişen bizler, eş dost ve akrabalar ile iç içe yaşayarak büyüdük. 1950 ve 1980 yılları arası çocukluk ve gençlik dönemimizi kapsar. O dönem nerdeyse tüm kent toprak ev ve bahçeli olduğundan ve her bahçe Möhre dediğimiz iki metre yüksekliğe yakın toprak duvarlar ile çevrili idi. Duvarların ardında yaşamanın Beton evler de yaşamaktan daha özgür olduğu gerçeğiyle, doğayla iç içe yaşadık. O duvarlar tecrit değil tam tersine özgürlüktü çocukluğumuzda.

Büyüdükçe anladık ki, Möhre (kerpiç üstü çamurla sıvanan duvar) duvarlar bizi bize bağlayan en güçlü korumalarımızmış çocukken.

Köy kent yaşamından, kent yaşamına geçiş, anılarımızı iç duvarlarımız ardına gizledi. Zaman zaman özlem öyle ağır basar ki keşke deriz, hep o yaşlarda kalabilseydik.

Keşke dememizin nedeni, çocuklarımızın Beton dört duvarlar ardında tek ama kalabalıklar..! İle duygularını paylaşması. Kalabalıklardan kastım İnternettir. Öyle kalabalıklar ki aile ortamına bir türlü adapte olamıyorlar. Aile içi paylaşılması gereken duygulara o kadar uzaklarki aile bağları yok denecek kadar az.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme