EFSANELERİ YAZAN EFSANE! MEVLÜT OKAYER
Ümit Kayaçelebi yazdı...
Dostlar, bu gün Van'da gelmiş geçmiş en mümtaz en muhterem ve unutulmaz şahsiyetlerden biri olan Mevlüt Hocamızı bu yazımla yad etmek ve ondan bahsetmek istiyorum.
Van halkı ona Mevlüt Hoca derdi, Şişko mevlüt derdi, hocam derdi ve çok saygı duyardı. Rahmetli biraz kilolu okkalı bir insandı ve heybetli bir insandı.İnsana güven veren ve hürmet telkin eden bir yürüyüşü vardı. Yürürken hep iki eli arkasında yürüyen Van'da yaşlı genç herkes ona tazimde bulunurdu. Van halkına kendini sevdirmiş saydırmış Van halkının sevgilisi bir insan olarak yaşadı ve darı-ı bekaya göçüp gitse de bu gün hala ismi geçtiği zaman herkes rahmetle ve hürmetle anmaktadır.
Yaşım itibariyle hemen hemen 1950 sonrası yaşayan bütün insanları görmüş konuşmuş tanışmış biri olarak her şeyi evvel emirde rivayetin değil birinci elden yazmayı düşünürüm.
Mevlüt hocamızı ben 60'lı yıllarda rahmetli Kaya Kayaçelebi amcamın Van Muş Nakliyat Ambarındaki bürosunda tanıdım. Daha o yıllarda yeni şiire yazıya ve muhabirliğe başlamıştım. Kaya amca da bu işlerle çok hemhal olduğu için hep onun yanına gider ve onun tavsiyelerini can kulağı ile dinlerdim.
Bir gün Mevlüt Hoca gelmişti Kaya amcanın bürosunda onlar işte benim bu gün sizlere yazdığım anlattığım gibi onlarda Van'dan Van'ın eski insanlarından, yaşantılardan bahsettiklerinde böyle içim kıpır kıpır oluyordu.
Belki de bu halk bilimciliğine soyunmak o yıllarda bende filizlenmeye başlamıştı. Kaya amcam her zaman bana şunu derdi;
Bu söz o zamanlar beni etkilese de onun gibi olacağıma doğrusu pek inanmıyordum. Zaman geldi işte ben de bu gün halk bilimcisi olarak huzurunuzdayım. Fakat ben asla ve asla bir Kaya Kayaçelebi olamadım ve olamam da o bambaşkaydı.
Vanda ki Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü 1964 yılında kurulduğunda ilk Müdürü rahmetli Sabahattin Özgür'dü. Onu da burada rahmetle anıyorum. Sabahattin bey oradan ayrıldıktan sonra onun vazifesini rahmetli Mevlüt Hoca devr aldı.
Ben o yıllarda gençtim haliyle heyecanlıydım bir şeyler yapmak istiyordum. Bu amaçla Halk Eğitime gidip geliyordum. Mevlüt Hoca o yıllarda müdüriyet bünyesinde saz, Tiyatro, Folklor gibi çeşitli kurslar açıyordu ve bütün Vanın gençleri oraya koşuyordu. Ben de biraz tiyatroculuğa özendimse de ufak bir rolü bile beceremedim. Ama hiç ayağımı Halk Eğitimden kesmedim. Bu böyle devam edip gitti. Daha sonra askere gidip geldikten sonra haliyle evlendik ama iş konu olunca Kaya amcama gittim. O da bana bir pusula yazdı ve dedi git Halk Eğitim Müdürlüğünde Mevlüt Hocayı gör ve selam söyle.
Ben de hiç durmadan çabucak gittim vardım Mevlüt hocanın huzuruna. Zaten beni tanıyordu. Bazı sualler sordu. Tamam dedi sen yarın nüfus kağıdınla ikametgah vs. bunları al gel ve hemen işe başla.
Ve ben orada işe başladım. Müdürümüz Mevlüt Okayer, Memur Nısficihan Apaydın, ben, Kurs Hocası Nezaket hanım, Müstahdemler Gevaşlı Cemil Baba, Mustafa Yayan, Gece Bekçisi Mehmet Ergin.
Nezaket hanım hariç hiçbiri bugün hayatta değiller ve ben hepsini rahmetle anıyorum.
Mevlüt hoca gayet otoriter Van'da saygın halkın sevdiği bir kişi olmanın haricinde işini de çok iyi yapan biriydi. Çoğu zaman Van'ın kazalarına köylerine gider geldiğinde yazdıklarının müsveddesini verir bende daktiloya geçerdim. Daha fotokopi makinesi denen şey yoktu sadece teksir makinesi vardı.Onun notlarını yazdıkça ben de hoşlanıyor ve ilgi duyuyordum. Bilmeceler, oyunlar, türküler, ninniler vs. hiç durmuyordu hep halk bilimi üzerine durmadan çalışıyordu. Cevval hareketli bir insandı gidip geleni de çoktu. Van'ın mümtaz kültür sanatıyla iştigal eden herkes onu ziyarete gelirdi. Sohbetler muhabetler gırla giderdi. Hatta yaz akşamları biz giderdik o misafirlerle oturur balkonda çay içer ve eskiden konuşurlardı. O zaman herkes sohbet ehliydi muhabbetler sonsuz ve sınırsızdı.
Dolu dolu bir insandı ve Halk Eğitim Merkezinde Halk oyunları, Tiyatro, Müzik gibi faaliyetler hiç durmadan sürüp gidiyordu.
Hatta o yıllarda Van'da temsil, müsamereler, konserlerin halk oyunları gösterilerinin en çok yapıldığı yerdi Halk Eğitim Merkezi Salonu çok büyük değildi o zamanki Vanın nüfusuna hitap edecek kadar vardı.
Kaya Kayaçelebi amcada yazdığı üç tiyatro eserini de Halk Eğitim Merkezinde icra etmişti.
Mevlüt Hoca her ne kadar Diyarbakır'da doğmuş ise de halis muhlis bizden ziyade Vanlıydı gerçek bir Van sevdalısıydı. Ailesi seferberlikte buradan göçüp gitmiş ve Van'ın düşman işgalinden kurtuluşundan sonra sadece 1 yıl Diyarbakır da kalırken orada doğmuş ama 1 yıl sonra Van'a gelmişler. Ve hayatını Van'a adamıştır. Öğretmenlik, Okul müdürlüğü ve en son Halk Eğitim Merkezi müdürlüğü yaptıktan sonra aramızdan ayrılmıştır.
Bu gün aramızda olmasa bile ben onu her zaman hayırla anıyorum çünkü çok iyi bir halkı çok iyi tanıyan bilen birisi olarak bu gün hala ismi anıldığında rahmetle ve hürmetle yad edilen tarihi bir şahsiyet olarak hafızalarda tazeliğini korumaktadır.
3 yıl gibi kendisiyle birlikte çalıştım. Ondan çok şey öğrendim. O bu işi dolaylı olsa da bana sevdiren saydıran bir insan olması hasebiyle kendisine minnettarım.
Böyle insan ve insanlar ne yazık ki artık bir daha gelmiyor. Onların her biri birer Van efsanesi olarak Van tarihine geçtiler.
Halk Efsaneleri üstadı Saim Sakaoğlu bile Van'a geldiğinde Van'da onunla görüştü çok iyi hatırlıyorum Van efsanelerini ona Mevlüt hoca anlattı ve Saim Sakaoğlu < 101 Anadolu efsanesi> kitabını bastırdığında kitabı alıp okuyanlar görürler ki Van efsanelerinin hepsinin altında kaynak olarak Mevlüt Okayer ibaresi vardır.
İşte böyle önemli bir insan halk bilimcisi bir üstat olarak hayata veda eden Mevlüt Okayer hocamız efsaneleri yazan efsane bir insan olarak da ahirete göçtü gitti.
Ruhun şad mekanın cennet olsun Mevlüt hocam ben de senin bir taleben olarak her zaman seni rahmetle minnetle anıyorum.
Kabrin pür nur olsun efsaneleri yazan efsane Mevlüt hocam.