Eğitim-Bir-Sen Van Şubeleri divan toplantıları yapıldı

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Van Bir Nolu ve İki Nolu Şubelerinin ‘Divan Toplantısı’ Sendika Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı’nın katılımıyla yapıldı.

İlk olarak Palan Döken Çağ Kebap Salonu'nda Eğitim-Bir-Sen İki Nolu Şubesi'nin Divan Toplantısı yapılırken, Eğitim-Bir-Sen Bir Nolu Şubesi'nin Divan Toplantısı ise Van-Şişli Öğretmen Evi Konferans salonunda yapıldı. Divan toplantılarına Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, Eğitim-Bir-Sen İki Nolu Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Uyar, Eğitim-Bir-Sen Bir Nolu Şube Başkanı Osman Ayşin, Disiplin Kurulu Eski Başkanı Mehmet Kimya ve sendika üyeleri katıldı.

“DAİŞ'İ ORTAYA ÇIKARANLAR İLE ‘BARIŞ SÜRECİNİ' BOZUP ÇUKUR KAZDIRANLAR ARASINDA BİR FARK YOK”
Burada açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, “Son yıllarda Türkiye üzerinden çok ciddi operasyonlar yapıldığını biliyoruz. Gezi olaylarındaki eylemlerin çok sıradan eylemler olmadığını biliyoruz. 17-25 Aralık operasyonu daha sonra Kobani eylemleri bunları yapan, ya da yaptıran bir küresel akıldır. Biz bunun sadece içeriden birkaç kişinin rahatsızlığından kaynaklanan bir eylem mi zannediyoruz? Asla inanın Türkiye'de patlayan bombaların hepsinin üst aklı birdir. Askere karşı yapıldığında ‘PKK yaptı' deniliyor, polise karşı yapıldığı zaman ‘DHKP-C yaptı' deniliyor, sivillere karşı yapıldığı zaman ‘TAK yaptı' deniliyor, turistlere karşı yapıldığı zaman ‘DAİŞ yaptı' deniliyor. İnanın hepsinin üst aklı birdir. Harflerin burada hiçbir anlamı yok. Bu harf kombinasyonlarının tümünün üst aklı birdir. İster DAİŞ olsun ister PKK olsun ister DHKP-C olsun hangisini sayarsak sayalım. Hepsinin üst aklı ve çıkış noktaları birdir. Dolayısıyla burada bizlerin uyanık olmamız lazım. Yani DAİŞ'i ortaya çıkaran ‘Barış Sürecini' bozup çukur kazdıranlar arasında bir fark yok ve üst akıl aynı, bunu böyle bilmede fayda var” dedi.

“YASİN BÖRÜ'NÜN KATLEDİLMESİNİN SIRADAN BİR OLAY OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
İstanbul Gezi eylemleri ile Kobani eylemlerinde atılan sloganların ortak noktalarının da olduğunu savunan Çakırcı, “Gezi olaylarında atılan slogan neydi biliyor musunuz ‘Zulüm 1453'de başladı' İstanbul'un fethi ile zulüm başlamış! Demek ki mevzu burada ağaç mevzusu falan değil. Kobani eylemleri sırasında yürüyenler ne diyordu; ‘Yıkılsın minareler, açılsın meyhaneler' bunlar dikkatinizi çekmiyor mu? Kobani eylemleri sırasında Diyarbakır'da Yasin Börü ve arkadaşlarını şehit ettiler. Ben Yasin Börü'nün katledilmesini sıradan bir olay olduğunu düşünmüyorum. 41 kişi öldürüldü bunlardan bir tanesi Yasin Börü'dür. Bunların çoğu Yasin Börü gibi düşünenlerdi. Ve Yasin'e karşı yapılan saldırı aslında bir inanca karşı yapılan bir saldırıydı. Çünkü Yasin ve arkadaşları bir dini ibadeti yerine getirmeye çalışıyordu. Anlıyoruz ki mevzu yine farklıdır. Yani mesele onu öldürmek değil bizzat onun inancına bir saldırı söz konusudur” dedi.
Sendikal çalışmalarına da değinen Çakırcı, “Sendika olarak hakikatten sorumluluğumuz büyüktür. Alanlarda bize yansıyan talepleri bizler toplu sözleşme masalarına taşıyoruz. Özlük mücadelesi eğitim çalışanları mücadelesi vereceğiz. Hakkımızı savunurken hassas davranmak durumundayız. Bazen bu masaları terk ediyor. Eylem yapıyoruz. Yaptığımız eylem tarihin en büyük eylemi oluyor. Bazen de masada uzlaşıp imza attığımızda imza attığımız metin tarihin en güçlü toplu sözleşme metni ise aslında bu sendikamızın ne kadar yol aldığını ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Çakırcı, artık darbe anayasasıyla yönetilmek istemediklerini sözlerine ekledi.
Divan toplantıları üyelerin soru ve önerileriyle sona erdi.

Bakmadan Geçme