Eğitim sisteminde modüler öğretim yaklaşımları
Yıllar önce kurduğumuz özel bir anaokulunda hayatında ilk kez okul ve öğretmen mevhumuyla tanışan 4-5 yaşlarındaki çocuklara yemek yedirirken büyük zorluklar yaşıyorduk. Okulda yeni bir öğretmen görev yapmaya başlamıştı.
Yıllar önce kurduğumuz özel bir anaokulunda hayatında ilk kez okul ve öğretmen mevhumuyla tanışan 4-5 yaşlarındaki çocuklara yemek yedirirken büyük zorluklar yaşıyorduk. Okulda yeni bir öğretmen görev yapmaya başlamıştı. Kendi alanında oldukça donanımlı ve deneyimli biriydi. Ama bu öğretmenimizin gelir gelmez çocukların tabaklarındaki yiyecekleri bir anda azaltmasına bir anlam verememiştim.
Bir gün öğlen yemeğinde kuru fasulyeden nefret eden bir çocuğun tabağında sadece bir tane kuru fasulye olduğunu gördüm. Çocuk tabakta yalnız başına bekleyen kuru fasulyeyle uzun uzun bakıştı. Sonra çatalıyla fasulyeyi bir süre kurcalayıp dürtükledi. Diğer çocuklar yemeklerini yiyip masadan kalkmaya başladılar. Öğretmen en son kalan çocuğun yanına yaklaşıp tadına bakmasını, beğenmezse ağzından çıkarmasına izin vereceğini söyledi. Çocuk kuru fasulyeyi çiğnedi ve ağzından çıkarmadı. Tadı hoşuna gitmiş olacak ki ağzındaki lokmayı yuttu.
Öğretmen çocuğu tebrik etti. Sonraki haftalarda tüm çocukların tabaklarındaki yemeklerin yavaş yavaş arttığını fark ettim. Kuru fasulyeyle barışan çocuğun artık bir tabak dolusu kuru fasulye ve pilavı büyük bir iştahla yediğini görünce çok sevinmiştim. Beslenme alışkanlığını henüz kazanmaya başlayan çocukların tabaklarını doldurup bitirmeleri için zorlamanın onlara ne denli büyük bir işkence olduğunu o yıllar fark etmiştim. Oysa onlar için faydalı yiyecekleri azar azar vererek sevdirmenin mümkün olduğunu anlamıştım.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ