Endişe
Bugün bakkalların, süper marketlere ve AVM'lere karşı verdiği mücadeleyi yazmak istiyorum. Geçmişten bağ kuracağım sosyal ve kültürel yaşanmışlıkları düşünürken aklıma Yılmaz Güney'in Endişe filmi geldi. Biliyorsunuz Yılmaz Güney bu filmin meknı olarak seçilen Adana'nın Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda mola esnasında iddialara göre kendisine laf atan Hkimi vurarak öldürmüş ardından yurt dışına kaçmış ve bir daha Türkiye'ye dönememişti.
Devasa alışveriş merkezleriyle Yılmaz Güney'in Endişe filmi arasında ne bağ var derseniz eğer... Konusu bugün küçük esnafın alışveriş merkezleri karışsında dağılıp gitmesiyle benzeşiyor.
Çukurova'ya pamuk toplamaya gelen Doğu ve Güneydoğu'nun yoksul insanları çoluk çocuk rızk bulmanın sevincini yaşarken birden pamuk tarlalarına sürülen pamuk toplama araçlarıyla karşı karşıya kalırlar. Kapitalizmin tarım ekonomisine bir pençesi olarak değerlendirilen bu durum; aile planlamasının olmadığı ve dolayısıyla üretim alanlarının kısıtlığı nedeniyle işsizliğin çığ gibi yuvarlandığı o süreçte vasıfsız tarım emekçilerinin hayatlarını da etkilemişti.
Pamuk toplayan işçilerin rakibi artık Batı Endüstrisinin ürettiği tarım iş makineleridir. Toprak ağaları daha çabuk ve sorunsuz olarak düşündükleri iş makinelerini yeğlerken, pamuk işçileri işsiz kalmakla yüz yüzedir...
Yılmaz Güney'in Umut ve Arkadaş filmleri kadar çok düşündüren Endişe filminin öyküsünü şimdi küçük esnafın içinde bulunduğu sıkıntılı duruma benzetiyorum.
Günlük gereksinimlerini bakkal gezerek karşılama yerine, dev alışveriş merkezlerine giderek bir defada halletmeyi daha kolaycı yol olarak düşünen yurttaşın bu yönelişi ve kentlerde mantar gibi türeyişi alışveriş merkezlerinin yerleşik esnaf statüsünü yerle bir edecek duruma getirmiştir.
Bu konuda en akılcı yöntem alışveriş merkezlerinin kontrol altına alınması ve çözülen esnafın gerekirse bu alışveriş merkezlerinden yararlandırılmasıdır. Ne yazık ki bu dileğimizde Kapitalimin acımasız kurallarınca reddedilecek, büyük balıkların, küçük balıkları yutma doğa yasası hükmünü sürdürecektir. vanhaber, van, haber, van haber yılmaz, güney, şahin, akçap, film
Devasa alışveriş merkezleriyle Yılmaz Güney'in Endişe filmi arasında ne bağ var derseniz eğer... Konusu bugün küçük esnafın alışveriş merkezleri karışsında dağılıp gitmesiyle benzeşiyor.
Çukurova'ya pamuk toplamaya gelen Doğu ve Güneydoğu'nun yoksul insanları çoluk çocuk rızk bulmanın sevincini yaşarken birden pamuk tarlalarına sürülen pamuk toplama araçlarıyla karşı karşıya kalırlar. Kapitalizmin tarım ekonomisine bir pençesi olarak değerlendirilen bu durum; aile planlamasının olmadığı ve dolayısıyla üretim alanlarının kısıtlığı nedeniyle işsizliğin çığ gibi yuvarlandığı o süreçte vasıfsız tarım emekçilerinin hayatlarını da etkilemişti.
Pamuk toplayan işçilerin rakibi artık Batı Endüstrisinin ürettiği tarım iş makineleridir. Toprak ağaları daha çabuk ve sorunsuz olarak düşündükleri iş makinelerini yeğlerken, pamuk işçileri işsiz kalmakla yüz yüzedir...
Yılmaz Güney'in Umut ve Arkadaş filmleri kadar çok düşündüren Endişe filminin öyküsünü şimdi küçük esnafın içinde bulunduğu sıkıntılı duruma benzetiyorum.
Günlük gereksinimlerini bakkal gezerek karşılama yerine, dev alışveriş merkezlerine giderek bir defada halletmeyi daha kolaycı yol olarak düşünen yurttaşın bu yönelişi ve kentlerde mantar gibi türeyişi alışveriş merkezlerinin yerleşik esnaf statüsünü yerle bir edecek duruma getirmiştir.
Bu konuda en akılcı yöntem alışveriş merkezlerinin kontrol altına alınması ve çözülen esnafın gerekirse bu alışveriş merkezlerinden yararlandırılmasıdır. Ne yazık ki bu dileğimizde Kapitalimin acımasız kurallarınca reddedilecek, büyük balıkların, küçük balıkları yutma doğa yasası hükmünü sürdürecektir. vanhaber, van, haber, van haber yılmaz, güney, şahin, akçap, film