Erdoğan'dan Van vurgusu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk kez 2002 yılında seçimlere girdiklerini ancak partinin Başkanı olarak kendisinin Meclis'e giremediğini hatırlatarak ''Muhtar bile olamaz' demişlerdi. Hükümeti kurar, kurmaz bu meselenin çözümü için gerekli adımlar atıldı. Siirt'te yenilenen seçimler vesilesiyle 9 Mart 2003 tarihinde bu yanlış düzeltildi' dedi. Erdoğan, Van depreminin herkesin yüreğini yaktığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sincan Harikalar Diyarı'nda düzenlenen AK Parti'nin 16. yıl dönümü etkinliklerinde konuştu. Erdoğan "2003 yılında 1 Mart tezkeresi, Süleymaniye'deki askerlerimize yönelik saldırı ve dönemin Cumhurbaşkanı ile yaşadığımız sıkıntılar aklımızda kalan önemli hadiseler arasındadır. 2004 yılında ilk mahalli idareler seçimlere girdik ve oradan büyük bir başarı elde ettik. Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi aldığı bu yılın diğer önemli hadiseleri arasında hukuk reformlarımız çerçevesinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılması söz konusuydu ve biz bunları da başardık. Farklı dil ve lehçelerde radyo, televizyon yayınına imkan sağlanması gibi konuları hatırlıyoruz. 2005 yılında paramızdan altı sıfır attık. Paramıza itibar kazandırdık. Reformlarımıza devam ettiğimiz, "Mavi Akım" projesini hayata geçirdiğimiz bir yıldır" diye konuştu.
2006 yılında Türkiye; daha sonra yaşanacak karanlık hadiselerin habercisi olan meşhur Danıştay saldırısı, Trabzon'daki rahip cinayeti ve çeşitli terör olayları ile tanıştı diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2007 yılında 27 Nisan bildirisi ve buna karşı hükümetimizin verdiği güçlü cevap, ülkemiz için, tarihimiz için önemli bir dönüm noktasıdır. AK Parti'ye Cumhurbaşkanı seçtirmemek için oynanan oyunlar, sergilenen hukuk garabetleri, yapılan mitingler karşısında sığındığımız liman milletimiz oldu. Milletvekili seçimini yenileyerek, bu arada Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesine imkan veren ve 16 Nisan'a kadar uzanan sürecin ateşleyicisi Anayasa değişikliğini gerçekleştirerek, önümüze çıkartılan engelleri de aştık. Hrant Dink cinayeti, Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı başta olmak üzere karanlık cinayetler bu yıla da damgasını vurdu" ifadelerini kullandı.
Erdoğan 2008 yılında AK Parti'ye kapatma davası açılmasının kendileri açısından önemini vurgulayarak, "Meclis'in başörtüsü kararına karşı medya ne başlığı atmıştı; '411 el kaosa kalktı'. Bu manşet üzerinde n başlayan süreç partimize kapatma davası açılmasıyla ileri bir üst aşamaya çıktı. Anaysa Mahkemesi'nin iptal ettiği bu karara paralel olarak ülkemizde pek çok provokasyon denemesi yapılmıştır. Dünyanın küresel finans krizine girdiği dönemde, maalesef ülkemiz böyle sor çarla uğraşmak zorunda kaldı. 2009 mahalli idare seçimlerini başarıyla tamamladığınız 'demokratik açılım' adını verdiğimiz projeyle ülkemizdeki tüm kesimlerin sorunlarına çareler aradığımız bir yıl oldu. 2010 yılı CHP'nin Genel Başkanı'nın bir kumpasla değişmesi ülkemiz siyasetinin en talihsiz yıllarından biridir. Sayın Baykal'ın yanından çıkıyor, medya soruyor, 'Hayır, ben aday olmayacağım' diyor. Ertesi gün aday oluyor. Akşam başka, sabah başka. Bunlarda kumpas teorisi çalışıyor. Ardından Mavi Marmara saldırısı, PKK'nın kanlı eylemleri, Anayasa değişikliği halk oylaması gibi hadiselerde bu yılın önmeli olayıydı" şeklinde konuştu.
"2011 yılı seçimleri öncesinde siyaseti kasetler yoluyla dizayn etme projesinin en iğrenç şekliyle işletildiğini görüyoruz" diyen Erdoğan, "Genel seçimlerden partimiz yine başarıyla çıkarken, terör saldırıları tırmanışını sürdürüyordu. Büyük bir yıkıma yol açan Van depremi hepimizin yüreğini yaktı. 2011'de hem annemi kaybetmem hem de geçirdiğim ameliyat sebebiyle benim için zor geçen bir yıl oldu. 2012 yılı ünlü MİT krizi, askerlere yönelik operasyonlarda gördüğümüz tutarsızlıklar sebebiyle artık bazı şeylerin iyice su yüzüne çıktığı bir yıldı. Suriye'nin uçağımızı düşürmesi, Gaziantep'teki bombalı saldırıda 53 vatandaşımızın şehit olduğu, Suriye'deki çatışmalarda ateşlenen top mermilerinin topraklarımızın düşmeye başlaması gibi hadiseler adeta Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğinin habercisiydi. 2013 Reyhanlı saldırısı, Gezi olayları, dersanelerim kapatılması. Bu kararı almamız 17-25 Aralık emniyet, yargı darbesi ve bizim buna karşılık yapmış olduğumuz milli iradeye saygı mitingleri sebebiyle çok kritik geçti. Demokratik açılımı önce çözüm sürecin ardından da milli birlik ve kardeşlik projesine dönüştürme gayreti içinde olduk. Türkiye'ye, partimize ve şahsımıza yönelik saldırıların amacı bu yıl yaşanan hadiselerle tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. 2014 MİT Tırları olayları, tarihimizin en büyük ihanetlerinden bir tanesi. Buna karşılık Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının değiştirilmesi başta olmak üzere FETÖ ile mücadele için gereken adımları kararlılıkla atmaya başladığımız yıl oldu. FETÖ'nün ve onunla iş birliğine giden ana muhalefetin tüm çabalarına rağmen 2014 mahalli seçimlerinden başarıyla çıktık. Tarihimizde ilk defa doğrudan halkın oyuyla ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde milletimizin teveccühü ile Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendik. Bu durum aynı zamanda partimizle hukuki bağımızı kesmemiz anlamına geliyordu. 27 Ağustos 2014 tarihinde vedalaştık. Anayasa değişikliği sonrasında 2 Mayıs 2017 tarihinde üye olarak, 21 Mayıs 2017 tarihindeki Büyük Kongremizde de Genel Başkan olarak yeniden yuvamıza 'merhaba' dedik. 2015 yılı gelişmeleri Cumhurbaşkanı sıfatıyla takip ettiğimiz, ama partimizle olan gönül bağımızı da hiçbir Zaman inkar etmediğimiz yıl oldu. 7 Haziran seçimleri sadece AK Parti değil, tüm Türkiye için talihsiz bir tabloyla neticelendi. Hükümet kurulamaması sebebiyle yaşanan krizi ülkemizi yeniden seçime götürerek çözüme kavuşturduk. 1 Kasım seçimlerinde milletimizin teveccühü ile AK Parti tekrar, tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde etti. Bu dönemde bölücü terör örgütünün çukur eylemleri ve DEAŞ'ın giderek artan saldırıları ülkemiz için ciddi bir güvenlik tehdidi ortaya çıkardı. 2016 yılı bölücü terör örgütünün üzerine kararlılıkla girttiğimiz, FETÖ'yü her alanda ülkemizden kazımak için attığımız bir yıl oldu" açıklamalarında bulundu.
15 Temmuz gecesini hatırlatan Erdoğan, "FETÖ ihanet çetesinin ordu içindeki mensupları tarihimizin en alçak darbe teşebbüsüne girişti. Doğrudan milletine silah çeken, ateş eden, bombalayan FETÖ'cü teröristleri milletimiz ile birlikte sergilediğimiz kararlı direniş sonunda mağlup etmeyi başardık. Türk milletinin ezanına, bayrağına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıkma konusunda canı pahasına ortaya koyduğu güçlü irade tüm dünyayı kendisine hayran bırakmıştır. Böyle bir milletin mensubu olmaktan duyduğum gururu, şerefi her fırsatta ifade ediyorum. Ya Rab, bu kulunu bu milletin ferdi olarak yarattığın için sonsuz Hamd-ü Senalar olsun. Bu başarıdan aldığımız güçle Suriye'de kurulmak istenen terör devletinin bağrına bir hançer gibi saplandığımız Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirdik. 2017 yılı FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleri ile mücadelemizi tavizsiz bir şekilde sürdürdüğümüz bir yıl oldu. İşte bu yıl hamd olsun, Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Besler'de bütün buralarda artık PKK'nın inlerine girdik. Buradan onları söküp atıyoruz. Onları yerle yeksan ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, son yıllarda yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle ekonomide bozulan dengeleri yeniden yerine oturtma konusunda önemli mesafe aldıklarını belirterek, "16 Nisan halk oylaması tarihimizde ilk defa yönetim biçimimizi doğuran milletimizin kararı ile köklü bir şekilde değiştirdiğimiz dönüm noktasıdır. Türkiye bu değişiklikle yürütme gücünün Cumhurbaşkanında olduğu, yasama yine parlamentoda, Meclis'te ve yargının da bağımız mahkemeler yürütüldüğü daha güçlü bir demokrasiye geçmiştir" şeklinde konuştu.
Erdoğan konuşmasının devamında şunları kaydetti: "Son dört yılda iyice yoğunlaşan terör eylemleri, darbe teşebbüsleri, ekonomik, siyasi, diplomatik şaldırlar karşısında milletimizle omuz omuza tarihi bir mücadele veriyoruz. AK Parti bu mücadelenin lokomotifidir. Allah'ın yardımıyla bu mücadeleden hep birlikte galip çıkacağımıza inanıyorum. AK Parti'nin Türkiye'ye kazandırdıkları çok önemlidir. Bizim başarılarımızın gerisinde milletimizle kurduğumuz güçlü ilişki, ondan aldığımız destek var. AK Parti kimsesizlerin kimsesi, sesini duyuramayanların sesi, gücü yetmeyenlerin eli, kolu olduğu için bunca yıl milletimiz tarafından sahiplenildi. Biz milletimizle aynı yoldan geçmeyi, aynı sudan içmeyi, aynı türküleri, aynı duaları etmeyi sürdürdüğümüz sürece Türkiye 2053 vizyonunu, 2071 hedeflerini de AK Parti ile gerçekleştirmeye devam eder. Bir süredir zaman zaman birileri bize 'diğer partilerde iktidara geleceklerine dair umut bırakmadınız' diyor. Biz kimseyi elinden tutup da iktidara getirmek gibi bir görevle mükellef değiliz. AK Parti olarak biz milletimizle birlikte ülkemizi 15 yıl başarıyla yönettik. Varsa icraat konusunda bu mücadeleyi yürütme konusunda bizimle rekabet edebilecek, yarışabilecek, aşık atabilecek birileri buyursun çıksın meydana. Siyaset meydanı er meydanıdır. Eğer başarı istiyorsanız, iktidar olmak istiyorsanız, çalışacaksınız, terleyeceksiniz. Almanya'nın Focus dergisine AK Parti'yi şikayet etmekle iktidar olamazsın. Öbür taraftan kalkıp yalan dolan, her türlü yolsuzluğu yapmak suretiyle AK Parti'yi alt edemezsin. Eğer yürek varsa önce dürüst olacaksın. Bu yolda ne söz veriyorsan, onu yapacaksın. Projelerin, planların, hünerlerin var mı? Milletin önüne sereceksin. Şayet milletimiz ikna edebilir, desteğini alabilirseniz, iktidara gelmek bir devir teslim törenine bakar. Milletimize kendisi ve ülkemiz için en güzel geleceği AK Parti olarak bizim hazırlayacağımız güveni vermek, her seçimde de bunu tazelemek mecburiyetindeyiz. Ancak sen sözde adalet yürüyüşünü yaparken, sağına soluna terör örgütlerinin desteğinde olanları alır, onlarla beraber yürürsen, bu millet sana destek vermez. Her şeyden önce bu bayrağın, bu vatanın, bu devletin, bu milletin kadri kıymetini bilmeyen bu ülkede iktidarı bulamaz. Bizim Rabia işaretimize terör örgütü işaretidir' diyenler bu ülkede iktidar olamaz. Bu AK Parti'nin manifestosu. Burada tek millet, 80 milyon tek milletiz. Çünkü biz yaratılanı yaradandan ötürü sevdik. Tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanının rengidir. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehidimizin ya kendisidir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak uğruna ölen varsa, vatandır. 780 bin kilometrekare tek vatandır, yola öyle koyulduk. Tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz yok"
Erdoğan, 2019 seçimleri için hedeflerinin yüzde 50 artı bir olması gerektiğini söyleyerek, "Artık tüm hesaplarımızı yüzde 50 üzeri için yapmak, tüm çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütmek durumundayız. Buna var mıyız? Ana kademe, Kadın Kolları, Gençlik kolları kapı kapı dolaşacağız" şeklinde konuştu.
Erdoğan, başarının çıtasının değiştiğini belirterek, kendilerinin bu değişime uyması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, "Türkiye'nin değişim talebine cevap vermek üzere kurulan AK Parti için değişim yeni bir olgudur. Her kongrede teşkilatlarımızı, her seçimde milletvekillerimizi, belediye başkanlarımızı aynı şekilde buların altındaki kurulları, il genel meclislerini belirli oranlarda değiştirmek suretiyle bugünlere geldik. Sadece bu defa çok daha köklü değişime ihtiyacımız var. Başarılı olan arkadaşlarımızla yolumuza devam edeceğiz, yıllardır partimize çok önemli hizmetler vermiş arkadaşlarımızın bazıları ile farklı platformlarda çalışmaya ihtiyacımız var. Yılların verdiği yorgunluk, yıpranmışlık sebebiyle görevini devretmeye hazır arkadaşlarımızın olduğunu zaten biliyoruz. Yeni bir süreç, bütün bunlar tasfiye hareketi değildir. Bir bayrak yarışı olarak, gördüğümüz hizmet kervanında görev değişimi tabidir. Esasen AK Parti çatısı altında ülkeye, millete hizmet etmek, hiçbir ünvana, özel görevlendirmeye ihtiyaç yoktur. Kendini büyük ailenin mensubu olarak gören herkes, partisi ve ülkesi için elinden geleni yapmıştır ve elinden geleni yapmaya devam edecektir. Teşkilatlarımızdaki değişim ihtiyacını vurgulu şekilde dile getirmemizin sebebi 2019'a kadar yürütmemiz gereken hazırlıklarımızdır. FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri ile iltisaklı kişileri partimizden uzak tutmak hepimizin en başta gelen görevidir"
Erdoğan, 2023 hedeflerinin millete taahhütleri olduğunu ifade ederek, şehitlere ve en son Giresun'da şehit olan Eren yavrularına mahçup olmamak için hedeflerine ulaşacaklarını belirtti.