Erdoğan'dan yeni KHK açıklaması!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan ziyareti öncesi havalimanında yeni yayımlanan KHK ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan, Çad ve Tunus'a gerçekleştireceği resmi ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Ziyarete ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam aleminin Kudüs meselesi etrafında kenetlendiği bir dönemde kardeş ülkeleri ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.Ziyaret programı çerçevesinde ilk olarak Sudan'ı ziyaret edeceğini kaydeden Erdoğan, “Sudan, güçlü tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz, kalbimizde müstesna bir yeri olan dost ve kardeş ülkedir. 15 Temmuz darbe girişimin ardından Sudan yönetimi ve halkı bize en anlamlı desteği veren ülkelerin başında gelmiştir. O gece boyunca Sudanlı kardeşlerimiz, ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz, geleceğimiz için dua ettiler, birçok şehirlerinde gösteriler yaptılar. Bu desteği hiçbir zaman unutmayacağız. İstanbul'da düzenlenen Kudüs zirvesine, Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir bizzat katılarak ortak davamıza en üst düzeyde destek vermişlerdir. Bunun için Sudanlı kardeşlerimize müteşekkiriz. Ziyaretimiz, Sudan'a ülkemizden Cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk ziyaret olması hasebiyle ayrıca bir önem taşımaktadır. Sudan ile yüksek düzeyli stratejik konsey oluşturma noktasında adım atıyoruz. Temaslarımızda, ikili işbirliğimizi ve gündemdeki konuları ele alma fırsatı bulacağız. Sudan meclisine hitap edeceğim. İş adamlarımızı bir araya getiren Türkiye İş Formuna iki Cumhurbaşkanı olarak katılacağız. Temenni ederim ki iş adamlarının bu buluşması da aramızdaki ekonomik ilişkileri çok daha yüksek seviyelere çıkmasına vesile olsun” diye konuştu.
Afrika turunun ikinci ayağında Çad'a günübirlik bir ziyaret gerçekleştireceğini ifade eden Erdoğan, “Çad'a, Türkiye'den Cumhurbaşkanı seviyesinde ilk ziyaret. Müzakereleri tamamlanan bazı anlaşmalara imzaları atacağız. Oradan da Tunus'a geçeceğiz. Yaklaşık 7 yıl önce Tunus halkının başlattığı demokrasi yürüyüşü tüm bölge için ilham kaynağı olmuştu. Tunus, millet iradesine dayalı çoğulcu demokrasiye kısa zamanda çok başarılı bir geçiş yaptı. Türkiye bu süreçte Tunus'a en güçlü destek veren ülkelerin başında gelmiştir. 2013 yılında Tunus ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin teşkiline dair ortak bildiriyi imzaladık. Böylece ikili ilişkilerimizi stratejik düzeye çıkarttık. Bu ziyaretim sırasında da değerli dostum Tunus Cumhurbaşkanı ile gündemimizdeki konuları ele almak üzere hem ziyaret hem de bu konularla birlikte geleceğimize yönelik atacağımız adımların planlamasını yapacağız. Türkiye-Tunus Ekonomik Yatırım Formuna da birlikte iştirak edeceğiz. 2005'ten itibaren Afrika kıtası ile işbirliğimizin giderek güçlendiğini görüyoruz. Başta ticaret ve yatırım olmak üzere tüm kıta ülkeleriyle farklı bir ivme yakaladık. Somali'den Senegal'e, Cezayir'den Mozambik'e kadar Türk müteşebbisler başarılı projelere imza attılar. Bugün kıtanın dört bir tarafında ülkemizin bayrağı gururla dalgalanıyor. Bu ziyaretlerimizle hem iş adamlarımızın önünü açıyor hem de kazan kazan esasına dayalı olarak bu dayanışmayı güçlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.
Ziyaret çerçevesinde, FETÖ terör örgütüyle mücadele noktasında Afrika halkını uyarma imkanı da bulacaklarını vurgulayan Erdoğan, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Şu anda Afrika'nın birçok ülkelerinde FETÖ'ye ait okulların onlardan alınmak suretiyle vakfımıza devredildiğini görmenin mutluluğu içerisindeyiz. Bu örgütün birçok Afrika ülkesinde emperyalistlerin uşaklığını, gönüllü taşeronluğunu yaptığını gayet iyi biliyoruz. Hayır, eğitim, diyalog diyerek milleti kandıran FETÖ'cü alçaklar, Afrikalı kardeşlerimizin ihtiyaçları üzerinden de sömürü çarklarını özellikle döndürüyorlar. 15 Temmuz gecesi yaşananlar tüm dünyada bu örgütün gerçek yüzünü ifşa etti. Birçok Afrika ülkesi, darbe teşebbüsünün hemen ardından FETÖ'cüleri sınır dışı etti, örgüte ait okulları Maarif Vakfına devretti. Gün geçtikçe bu sayının arttığını görüyoruz, daha da artacağına inancım tamdır. Bu katil sürülerini Afrika kıtasında da barındırmamakta kararlıyız. Bu ziyaretin bu açıdan da önemli olduğunu düşünüyorum.”
Trump ile görüşecek mi?
Sudan, Çad, Tunus ziyareti öncesinde Ankara Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı ile bir görüşme olup olmayacağı sorusuna cevap verdi. Erdoğan, “Amerika'ya çağrımızı yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Sayın Trump ile görüşme olmaması için hiçbir sebep yok. Yine görüşme yollarını tabi ki ararız. Temenni ederim ki Sayın Trump da bizi arasın. Başından itibaren aslında İİT Dönem Başkanı olarak bu kararlarını açıklamadan önce onların bizi aramalarını beklemiştik. Bu konuda aranması gereken ülkelerin başında Türkiye geliyor. Dönem Başkanıyız, Dönem Başkanı olmanın verdiği görev ile bizim ile bunun istişaresini Sayın Trump yapmış olsaydı herhalde bu yanlışa düşülmezdi diye düşünüyorum. Kendisini öyle ya da böyle arayabiliriz. Ama şu anda verilmiş bir kararım henüz yok” dedi.
Kudüs noktasında atılacak adımlar kapsamında Dışişleri Bakanlığının Filistin ile birlikte ne gibi adımlar atılacağı noktasında çalışmaların yürütüldüğünü belirten Erdoğan, “Bu işi bırakmak mümkün değil. Bu işin BM Güvenlik Konseyinde atılan adımdan sonraki ikinci adımdı. Bu ikinci adım başarıyla aşıldı. Bunu üçüncü adım, belki dördüncü adım takip edecek. Bütün bunları duygusallığa kapılmadan, akıllı bir şekilde, uluslararası diplomasi neyi gerektiriyorsa bunu yaparak, bütün uluslararası güçleri; AB, Arap Ligi gibi, bunun yanında İİT Dönem Başkanlığının bize verdiği yükle, bunun yanında bağlantısızlar gibi, dünyadaki bütün uluslararası kuruluşları yanımıza almak suretiyle BM Genel Kurulu içinde çok farklı bir güç, farklı bir dinamizmi ortaya çıkartmak, adımı da buna göre atmak durumundayız. Bunun çalışmasını da Dışişleri Bakanlığımız yürütüyor” diye konuştu.
“Bir şekilde ülkemize alıp, tedavi ve bakımını yaptıralım istiyoruz”
Putin ile yaptığı görüşmede gündeme gelen Doğu Guta'da yaşanan insanlık dramına ilişkin açıklamada bulunan Erdoğan, “Doğu Guta 400 bin sivilin yaşadığı yer. Şam'ın doğusunda olan bu bölge aynı zamanda terör gruplarının da içinde olduğu bir bölge olarak, şu anda 170 civarında çocuk, bunun dışında kadınlar olmak üzere 500 civarında acil ihtiyaca muhtaç insanlar var. Bunları Sayın Putin ile görüşerek, oradan sıkıntısız bir şekilde ülkemize alıp, tedavi ve bakımını yaptıralım istiyoruz. Gerek Genelkurmayımız gerek Rusya Genelkurmayı olmak üzere bu konuları istişare ederek atılması gereken adımları atacaklar. Aynı zamanda istihbarat birimlerimiz atılması gereken adımları atacaklar. Kızılay, AFAD devreye girerek bu konuda bir çalışmayı yürütecekler” şeklinde konuştu.
“Tek tip elbiseyi giyecek öyle duruşmaya gelecekler”
FETÖ mensubu teröristlerin duruşmalara gelirken tek tip kıyafet giymelerine yönelik sorulan soruya cevap veren Erdoğan, "KHK ile ilgili olarak ön önemli diyebileceğim şey tek tip elbise meselesi. Bu konuda Adalet Bakanlığına inisiyatifi verilen, örneğin bayanlarla ilgili, burada çözüm yolları da var. Burada zannediyorum şöyle bir şey anlaşılıyor, cezaevine girdiği andan itibaren tek tip elbise. Öyle bir şey yok. Bu sadece duruşmalara gelirken bu insanlar tek tip elbiselerle gelecek. Öyle kravatlı, çok havalı şekilde duruşmalara gelmeyecekler. Tek tip elbiseyi giyecek öyle duruşmaya gelecekler. Bunların içinde tulum giyecek olanlar var. Bayanların giyim şekli çok daha farklı olarak değerlendirilecek. Bunun çalışmasını Adalet Bakanlığı yapacak. Bu aslında mağdurların ve mazlumların da bir talebidir. Diyorlar ki, ‘Bunlar benim evlatlarımı öldürdü, şehit etti, bu kadar rahat nasıl olur da buraya geliyor, bunlar darbeci, terörist, nasıl geliyorlar.' Aslında bu sese kulak vermedir, bu sese kulak vermenin bir adımıdır. Şu anda Amerika bunu uyguluyor. Dünyanın değişik yerlerinde bu uygulanıyor. Guantanamo'da tek tip elbiselerle yaşam şekli oluşturulmuştur. Son meşhur duruşmada bırakın tek tip elbise giymeyi ayaklarına zincir vurarak mahkemeye getirmişlerdir. Türkiye böyle bir uygulama yapmıyor. Sadece eline kelepçe vuruyor, duruşma salonuna kadar getiriyor, orada kelepçeyi de alıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Bu bazıları tarafından yanlış anlaşılıyor, mevsimlik işçi ile taşeronu karıştırıyor”
KHK'da yayınlanan taşeron düzenlemesine ilişkin de konuşan Erdoğan, “Bu konuyla ilgili olarak gerçekten gerek Maliye Bakanımız gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız bu konu üzerinde çok çalıştılar. Sayın Başbakanımız çok çalıştı. Hatta bizim de biraz burada gayretimiz oldu. Sonunda kamu kuruluşları bu noktada işin dışına alındı. Devletle ilgili olan birçok taşeron kullanımında, mesela Çaykur gibi buralarda mevsimlik işçiler var. Bu bazıları tarafından yanlış anlaşılıyor, mevsimlik işçi ile taşeronu karıştırıyor. O farklı bir şey, bu farklı bir şey. Diyelim ki, 5 ay 20 gün, onlara bazı ilave süreler de getirmek suretiyle, onların bu noktadaki zayıf kalma noktasını o taşeron gruplarını çok daha güçlendirmek suretiyle şuanda hükümetimiz böyle bir imkan daha getirdi. Bundan sonra aracı olmayacak. Bir komisyon alır gibi bir taşeron grubu kalkıp ta oradan alacak, asgari ücretle çalıştıracak, şimdi böyle bir şey. Bir örnek vereceğim, mesela Cumhurbaşkanlığı, bizde taşeron vardı, fakat şimdi bu taşeron olarak çalışanların hepsi bizim kadromuzun içine giriyor, ücret politikası olarak, bugüne kadar uygulanan ücret politikası tamamen kalkıyor, daha da farklı, 300-400 lira, belki 500 lira, şuanda arkadaşlarımız çalışıyor, yılbaşından itibaren bu uygulamaya da gireceğiz. Belediyeler de aynı şekilde, belediyelerin BİT'leri var, BİT'lerin içine yerleştirilecekler, orada taşeron kullanılmayacak. Diyelim ki İSTOÇ alacak, temizlik işlerini o yürütecek. Bir başka taşerona bunu taşeron etmeyecek. Yapılacak çalışma budur. İnanıyorum ki, çok daha huzurlu ve rahat bir döneme böylece girmiş olacağız” açıklamasında bulundu.