Erdoğan: Kısıtlamaları kademeli olarak kaldıracağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan 2021 yılının ilk Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı yaklaşık 4 saat sürdü. Erdoğan toplantı sonrası açıklama yaptığı açıklamada, salgının seyrine göre kısıtlamalarının kademeli olarak kaldırılacağını açıklarken, aşılamanın da en geç cuma günü başlayacağını söyledi.

Yılın ilk Kabine Toplantısı,, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapıldı. Koronavirüs ve aşı gündemiyle toplanan Kabine toplatısı sonrası gündeme ilişkin açıklamarda bulunan Erdoğan koronovirüs vakalarına değindi.

Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

'İnsanlık olarak 2020 yılını maalesef iyi hatıralarla kapatmadık. Ülkemizde dünyayı etkileyen sıkıntılar ve yaşadığı afetler sebebiyle geçtiğimiz yılı oldukça büyük bedeller ödeyerek geride bıraktık.

Halbuki Türkiye olarak 2020'yi güzel bir başlangıçla karşılamıştık. Hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyorduk. Koronavirüsün ülkemize de sıçramasıyla birlikte kendimizi hızla bu yeni duruma hazırladık. Zaten güçlü olan sağlık altyapı ve sistemimizi açtığımız yeni hastanelerle tahkim ettik.

Tüm kesimlere yönelik nakdi hibe ve destek programları başlattık. Ekonomide aldığımız tedbirlerle salgının gelişini geciktirerek yüzde 4,5 büyüme oranına ulaştık. Yılın ikinci çeyreğinde ise salgın tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derinden hissedildi.

HAZİRAN AYINDA HIZLI BİR TOPARLANMA SÜRECİNE GİRDİK
Bu dönemde Türkiye yüzde 9,9 oranında daraldı. Salgının etkilerini azaltmak için hayata geçirdiğimiz önlem ve teşvikler sayesinde ekonomimizin direncini korumayı başardık. Haziran ayında hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Üçüncü çeyrekte sanayi yüzde 30, perakende satış hacmimiz yüzde 25 arttı.

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında üçüncü çeyrekte ciro endeksi artışı bir önceki çeyreğe göre yüzde 36 oldu. Otomobil ve konut satışları geçen senenin üzerinde gerçekleşti. 2020'de otomotiv piyasası 773 bine yaklaştı. Yılın ilk 11 ayındaki konut satışları yüzde 21,5 artarak 1 milyon 400 bine ulaştı.'

Üçüncü çeyrekte yüzde 6,7'lik büyüme oranı ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomi olduk. Hamdolsun aynı şekilde dördüncü çeyreğe de güzel başladık. Ekim ayında sanayicilerimiz en yüksek sanayi üretimini gerçekleşti.

İmalat sanayi, satın alma yöneticileri endeksi eşik değer olan 50'nin üzerinde gerçekleşti. Ülkemizde duran güvenin artmasıyla risk primimiz 300'ün altına geriledi. Borsamız dünya çapında en iyi performans gösteren piyasalardan biri oldu. Borsa endeksimiz bu yılın ilk haftasında rekor tazeledi.

Salgın nedeniyle ihracat pazarlarımızda görülen ciddi daralmalara rağmen 2020 yılını oldukça iyi tamamladık. Geçtiğimiz yıl ihracatımız 169,5 milyar dolar ile hedefi yaklaşık 4 milyar dolar aştı. Henüz rakamlar açıklanmadı ama aynı şekilde 2020 yılında yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum.

Türkiye ekonomisinin büyümesi ekonomimizin gücünün ifadesidir. Karadeniz'deki 405 milyar küplük doğalgaz keşfi ekonomimize en güzel armağan oldu. Devam eden yatırımlarımızı haftada birkaç açılışla milletimizin hizmetine sunduk.

Salgına bel bağlayan kriz tellallarının payına yine hüsran düştü. 2021 yılının yatırım, üretim, istihdam, ihracatın arttığı ve sürdürülebilir büyümenin bir yıl olacağına inanıyorum. Kayıplarımızı telafi edecek daha büyük atılımların hazırlıkları içindeyiz. Önceliklerimiz fiyat istikrarı ve reformlar olacaktır.'

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ

Türkiye uğradığı tüm saldırılara rağmen kararlılıkla yolunda devam ettikçe önümüzde yeni tuzaklar kurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bir süredir hiçbir rasyonel temeli olmayan siyasi ve sosyal kaos çıkarma denemeleridir. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp, milli iradenin güçlendirilmesi konusunda kat ettiğimiz mesafedir. Bu ülkede kimin cumhurbaşkanı seçileceği konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayattığı günleri geride bırakmıştır.

Böylesine büyük devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler, bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosu ile işbaşına gelen, partisi içinde taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelen sözde genel başkanının sancısının sebebi budur. Bunları derdi millet, milli iradedir. Bunlara oy vermeyen hakim sözde hakim, öğretmen sözde hakim, çiftçi sözde çiftçidir.

Türk demokrasisi millete ve onun temsilcilerine onun hakareti siyaset zanneden bu çukur zihniyeti hak etmiyor. Teröriste terörist demekten aciz bu sözde genel başkanını öncelikle CHP'li seçmenin sağduyusuna sonra da aziz milletimizin irfanına havale ediyoruz.

Terör örgütlerinin eylemlerini gizli veya açık şekilde destekleyenler büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemek için çırpınıyorlar. Harekatların ruh dünyalarında yer açtığı sarsıntıyı bu şekilde dışa vuruyorlar. Bir dönem kendi topraklarına sahip çıkmakta zorlanan ülkeden bölgesel ve küresel düzeyde saha ve masada hakim olmuş bir ülke olmamızı hazmedemiyorlar.'
Varlık sebepleri olan sivil toplum görünümlü beşinci kol organizasyonlarının da medya görünümlü operasyon aygıtlarının maskeleri birer birer düşenler paniğe kapılmışlardır. Demokrasi kılıfı altında en ilkel faşizmi, özgürlük kılıfı altında en vahşi diktatörlüğü mazlumlara dayatanların sırça köşkleri başlarına yıkılıyor.

Dünün zalimlerin bugün mazlum kisvesiyle karşımıza çıkarak sergiledikleri sinsiliği yüzlerine vurduğumuz için bize saldırıyorlar. İdeolojik saplantılarını, fıtrata aykırı sapkınlıklarını, terör örgütüne payandalarını cilalı bir şekilde topluma dayatanlar için yolun sonu görünmüştür.

Karşılarında hukuku bulmaya devam edecektir. Cumhurbaşkanı olarak yasama, yürütme, yargı gücünü milletimizi bu tehditlere karşı seferber etmek anayasal vazifemizdir. Ülkemizi yeniden güdümlerine sokmak için kimi zaman vesayet güçlerini, kimi zaman darbecileri, kimi zaman terör örgütlerini, kimi zaman ekonomik tetikçileri kullandılar. Türkiye'yi dize getiremeyenler şimdi yeniden siyaset ve toplum mühendisliğine sarıldılar.'

İnanç ve kararlılıkla diyorum ki; başaramayacaksınız. Milletimiz geçmişte defalarca maruz kaldığı felaketlerin müsebbiplerini deşifre etti, şifrelerini çözdü. Milletimiz gerektiğinde canı pahasına istiklal ve istikbaline sahip çıktığında önünde hiçbir şeyin duramayacağını gördü.

Bu gerçeği fark eden bazı eski Türkiye artıklarının umutlarını ülkenin başına gelecek felaketlere bağlayacak kadar zavallı hale geldiklerine şahit oluyoruz. Türkiye'nin demokraside ve kalkınmada 2023 hedeflerine ulaşmasını engellemeyeceklerdir.

İstiklal Marşında en güzel ifadeleriyle dile getirilen milletimizin o yüreğindeki hürriyet ateşinin yeniden yükselmesinin önüne geçemeyeceklerdir.

Ülkemizin yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri almasına mani olamayacaklardır. Büyük ve güçlü Türkiye'nin silueti belirgin hale geldikçe bu tür hazımsızlıkların, kaos çıkarmanın artacağını biliyoruz, hepsine de hazırlıklıyız.'

Dünyamız bir tarafta küresel ısınmanın yol açtığı sel baskınları, diğer tarafta kuraklığın sebep olduğu su kıtlığı ile boğuşuyor. Türkiye de bu tabiat olaylarından etkileniyor. Kimi zaman çok şiddetli gerçekleşen sel baskınına maruz kalıyoruz. Halihazırda barajların bir kısmının tamamen boşaldığı, diğerlerinin de su seviyesinin çok ciddi azaldığı dönemden geçiyoruz. Hep birlikte tedbir almamız gerekiyor. Günlük kullanımdan tarımsal sulamaya kadar her alanda tasarrufu esas alan bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizdeki suyun üçte ikisinden fazlası tarımda kullanıyor. Sulama tesislerinin inşasına hız veriyor, yer altı barajlarına başlamış vaziyetteyiz. Bu yıl mevsim normallerinin altında kalan yağışlar, ülkemizi ciddi bir kuraklık tehdidiyle yüz yüze bırakmıştır.

Mevcut su kaynaklarımızın hem tarımsal hem içme suyunda en verimli şekilde kullanılmasını temin edeceğiz. Mevcut kaynakları en iyi kullanmanın asıl yolu tasarruftan geçiyor. Açık sistemlerden, kapalı sistemlere ve vahşi sulamadan basınçlı sistemlere geçerek su kayıplarını azaltacağız. İçme suyunda da önemli bir tasarruf potansiyelinin olduğunu görüyoruz.

Bu çerçevede bir diğer önemli konumuz enerji verimliliği. Enerji sürdürülebilir kalkınmanın temel altyapısıdır. Enerji arzında hedeflerimize uygun seviyeye ulaşamazsak, diğer atılımlarımızın başarı şansı kalmıyor.

Geçtiğimiz 18 yılda yaptığımız yatırımlarla ülkemizin enerjide toplam kurulu gücünü 32 bin megavattan 96 bin megavata çıkardık.

Karadeniz'de bulduğumuz rezerv enerjide dışa bağımlılığımızın en önemli kalemi olan doğalgazda önümüzde yeni bir dönem açtı. Geleceğimize daha güvenle bakmak istiyoruz. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile bir tasarruf sağlamayı hedefliyoruz.

Bu plan özellikle 2023'e kadar enerji tüketiminde yüzde 14'lük tasarrufa ulaşmayı planlıyoruz. 1 milyar dolara yakın tasarruf seviyesini yakaladık. Bu konuda kamu binalarında ve sanayide gerçekten önemli neticeler aldık. İnşallah 2033 yılına kadar enerjide tasarrufta 30 milyarın üzerine çıkaracağız.

Geçtiğimiz yıl altın üretimimiz 42 ton ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. Bu üretim ekonomimize 2,4 milyar dolardır. Hedefimiz önümüzdeki 5 yıl içinde en fazla katma değere sahip ürünlerin başında gelen altın üretimini 100 tona yükseltmektir.'

KISITLAMALARI KADEMELİ OLARAK KALDIRACAĞIZ

Aldığımız tedbirler sayesinde salgının artış hızını gözle görülür bir şekilde geriletmeyi başardık. Azalan vaka, ağır hasta sayısına paralel şekilde sağlık sistemimiz üzerinde yükü önemli ölçüde hafifledi.

83 milyon hep birlikte gayret göstermemiz gerekiyor. Tedbirlerin faaliyetlerine ara verilen esnaf, öğrenci, çalışanlarımız başta olmak üzere vatandaşlarımızın üzerinde yol açtığı sıkıntıları yakınen biliyoruz.

Bu soruna kalıcı çare bulana kadar hayatımızı kendimizi salgından koruyacak tedbirlerle sürdürmeye mecburuz. Temizlik, maske ve mesafe bu tedbirelrin başında geliyor. Vaka sayısının belirli sayının altına düşmesiyle birlikte elbette kısıtlamaları kademeli olarak azaltacağız.

AŞILAMA NE ZAMAN BAŞLAYCAK?

Her bireyin kendi tedbirlerini sıkı bir şekilde uygulamaya devam etmesi şarttır. Salgınla mücadelede önemli bir husus da aşı çalışmalarıdır. Türkiye dünyadaki aşı geliştirme ve üretim faaliyetlerini yakınen takip etmektedir. Halihazırda Çin menşeili aşıyı ülkemize getirmeye başladık. İlk etapta 3 milyon doz aşı şu anda ülkemize geldi.

Alman menşeili aşı ile ilgili anlaşmamızı yaptık, görüşmeler devam ediyor. Nihai kararı vermiş değiliz. Rus menşeili aşıları takip etmeye devam ediyoruz. Gereken test süreçleri tamamlanır tamamlanmaz belirlenen öncelik sırasına göre uygulamasına geçilecektir. Sayın Bakan herhalde bu hafta sonuna kadar buna başlayacağız değil mi? Perşembe veya Cuma olur diyor.

Perşembe veya Cuma inşallah bu kampanyamız başlamış olacak. En önemlisi kendi aşımızı geliştirme çabalarıdır. İnşallah hep birlikte bu musibetin de üstesinden gelecek, hedeflerimize doğru tam kapasiteyle yürümeye devam edeceğiz. Rabbim yr ve yardımcımız olsun. Hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum, kalın sağlıcakla...'

Bakmadan Geçme