Erik değdirenlere ve değdirtenlere çağrı
Sosyal medyada dünle bugünümüz arasına hatıra köprüleri kurarken anlıyoruz ki fena halde memleket hasreti çekiyoruz. Eskiler boşunda dememiş:
'Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş.' Sözünü
Memleketimizin dağlarını, yaylalarını, bağlarını, bahçelerini, bostanlarını anlatıyoruz. Böylece değişen dünya ve ülkemizle birlikte doğup büyüdüğümüz yerlerin de değiştiğini anlıyoruz.
Gün oluyor yöresel yemekleri taşıyoruz duygusal yazılarımıza. Geçmişten kopup gelen bir türküde hüzünlenip kapatılan TRT Van Radyosunu konu ediniyoruz. Haberler arasına sıkışıp kalmış 'Van Gölü Kirleniyor' haberiyle sarsılıyoruz. Dününü anlatıyoruz yüksek denizin kıyılarını.
Faytonların sıralandığı günleri yâd ediyoruz… Akasya ağaçlarının çiçekleri, Ters Laleler, zeringadehler, kadim leylak ağaçlarının köhne duvarlar arasında kalmış güzelliklerinden dem vuruyoruz.
Erek Dağından doğup gelen kerhiz sularını, Van Kalesinin tarihi gölgesinde akıp giden Horhoru, bahar zamanı köpük köpük akan Muradiye şelalesinin kış günü buza dönüşen fotoğrafını koyuyoruz profilimize.
Okuduğumuz lisenin, kentimize ruh veren tarihi anlam yüklü binaların yok sayıldığı bakış açılarına hayıflanıyoruz.
Yiten yeşilimiz, grileşen maviliğimiz derdimiz oluyor.
Yarpuz yüklü dereler geçiyor gözlerimizin önünden, buz gibi kaynayan bulaklar, özünü yitirmemiş sebzenin yetiştiği bostanları, bostancıları anıyoruz vefayla.
Ve bazen bir ölüm haberiyle sarılıyoruz. Sevdiğimiz, saygı duyduğumuz değerler ayrılıyor aramızdan, hatıraları düşüyor belleğimizin filmine kayıtlı karelerinden. Ve başlıyor geçmişe dönük anılarımız Dadaş Servet Aydınoğlu, Zurnacı Tosun, Şoratan Salih ve nice güzel canlar.
Geçtiğimiz gün ERİK DEĞDİRENLER GRUBUNDA memleketimizin bağ ve bahçeleriyle ilgili anılarımızı söyleştik. Gördük ki katılımcıların tümünde bir zaman aralığında Van'da buluşma, bir araya gelme, semaverler tüttürüp sohbet etmek özlemi var.
Neden olmasın?
Ramazan Bayramının ardından gelen ilk hafta Van'ın uzağında yaşayan canlarımız pekâlâ da bir araya gelebilir.
Van'da yerleşik olan değerli arkadaşlarımızla güzel bir plan içinde piknik yapılabilir. Ortak bir araç sağlanarak Van Gölü'nün etrafında günlük bir tura çıkılabilir.
Sesimi duyabiliyor musunuz değerli kardeşlerim.
Sesim geliyor mu; Azmi İlvan, Remzi Dede, Sait Ebinç, Sevgi Başıbüyük,Şule Edremit Özen,Zeki Özer, Fulya Özer, Veysel Selen, Lütfü Gökdal,Nebi Aktaş, Şükrüllah Alp, Bahri Yıldızbaş, Şahin Solmaz,Yaşar Müncesther,Servet Güney,Servet Durgun,Şahin İzci,Ekrem Fırtına,Mert Kayalık,İbrahim Türközü,Orhan Söğütlü, M.Zeki Sarp, Zekeriya Aydın…
Sesim geliyor mu; İkram Kali,Haluk Bekiroğlu,Tekin Perihan,Muzaffer Aktuğ, Necdet Altıntepe, Yusuf Konak, Murat Oto,Nihat Hoca Işık, Necmi Beyde…
Bu yaz Ramazan Bayramından sonraki ilk hafta… Ya da çoğunluğun belirleyeceği ortak bir tarihte…
-Sesim geli mi?
Adını andığım anmadığım tüm hemşerilerim duyuyor musunuz beni?
Var mısınız ortak bir buluşma, eşsiz bir vuslatın fotoğrafını bütün renklerin var olduğu memleketimizde gerçekleştirmeye?
Sesimizi, gönüllerimizle birleştirelim tarih belirleyelim.
O halde düşünce ve yorumlarınız, önerileriniz için buyurun…
Çağrı benim olsun öneriler sizin…
Vay duymadım, görmedim demesinler diye ulaşabildiğimiz tüm arkadaşlarımıza ulaşalım.
Sevgi ve saygıyla.