ESKİ VAN'DA PİKNİK GÜNLERİ
NURAN AKÇAP DEMİRHAN YAZDI...
Kış mevsimi uzun sürer bizim ellerde, bahar mevsimi yağışlı geçerek, yavaş yavaş ısınmaya başlar havalar.
İlk Bahar mevsiminde 6 Mayıs Hıdrellez günü piknik günleri başlar.
Öncelikle Van Kalesi, Sofu Baba, Sultan-ı Yekpay ziyaretleri her perşembe ve cuma günleri, Vanlı kadınların hem ziyaret hem de piknik için vaz geçilmez günleriydi.
Kaleye gidenler genelde yürümeyi tercih eder, piknik sepetleri ve semaverleri ile kalenin yeşil alanlarını doldururlardı.
Kadınlar, genç kızlar kaledeki analı kızlı kaydırak'dan kayarken dilek tutar, kayınca söyledikleri sağ yanım keçe, sol yanım keçe, elime helal süt emmiş biri geçe diyerek kayarlarmış. Ayrıca Şıh Abdurrahman Baba Türbesine taş yapıştırırlar, taş yapıştıysa dilekleri kabul olmuş demektir.
Van Denizi zamanı yaz mevsiminde başlamıştır.
Haziran, Temmuz ,Ağustos ayları karpuz kabuğu denize düşünce,
Van denizinin kıyıları dolup taşar.
İnsan seli olur adeta Edremit, Mollakasım, Ayanıs, Amik sahilleri gibi, her kıyısı ayrı güzellikleri ile karşılar Vanlıyı, mevsim piknik zamanıdır.
Van Denizi deriz, kucak açarız hasret gidermek için il dışından gelen misafirlere, gölün sodalı suyu şifa olur birçok cilt hastalıklarına egzamaya, akneye, pişik yaralarına.
Bir başka olur Van Gölünde piknik vakti, bir gün öncesinde hazırlıklar yapılır. Konu, komşuya haber salınır yarın sabah erkenden hazır olun Amiğe, Mollakasıma gidiyoruz.
Kadınlar kendi aralarında kim ne yapacaksa kararlaştırır, Hasır örgülü sepetleri hazırlar Van denizine doğru yola koyulurdu.
İlk iş kahvaltı için semaveri yakmaya koyulan anneler, bakalım ilk önce kimin semaveri kaynayacak diye bahse girerek kahvaltı hazırlanır.
Kimin semaveri önce kaynadıysa kahvaltı onun serdiği Çullara cecimlere minderlere oturulurdu.
Kim neler yaptı, murtuğa, tereyağı, cacık, otlu peynir, kavut, gül reçeli, vişne reçeli, el böreği Van pastası eğirdek ve açık uzun ekmek ile kesme çörek olmazsa olmazlarıdır.
Uzun yer sofraları serilmiş, kaynayan semaverlerde mis gibi çaylar demlenmiştir. Kahvaltısını yapan çocuklar çoktan kendilerini Van Gölünün serin sularına atmış çimmeye başlamıştır.
Denize girmek için yarış içinde olur çocuklar.
Sudan çıkınca görmelisiniz yüzlerin de olan soda izlerini.
Van Denizi deyince aklıma gelen çocukluğumuzda saçlarımızın sararmış halini hatırlamadan geçmek olur mu?
Gölün sodalı suyu ve güneşin etkisi saçlarımızı sarartır, koyulaşan tenlerde kışın üşümezsiniz diyen büyüklerimizin sözünü dinlerken yanık tenlerin acısını çok çabuk unuturduk.
Gün batımını izlemeden dönülmezdi piknikten, günün son demi ağaçların altında bütün gün bekleyen karpuz ile kavunun yenmesi ile son bulurdu. Memleket hasreti ile özlem duyanlar bu mevsimde akın akın gelir, Van sahillerini doldururdu gurbetçiler.
Hasret vardır, özlem vardır memleket topraklarına, Van Gölünün serin suyuna denize girmeden, yüzmeden gitmez gurbetten gelenler.
Aynı topraklarda yaşayıp aynı havayı solumuş memleket hasreti ve Van denizinin özlemi çeker getirir gurbette olanları.
Van Denizimizi temiz tutalım.
Piknik sonrasında, çöplerimizi toplayalım, unutmayalım, bıraktığımız gibi görmek için temiz tutalım.
Vanlı temizdir, titizdir bu deniz hepimizindir.