Fesleğen kokusundan reyhan şerbetine

Sabahın en erken saati olmasına rağmen geceden kalma sıcaklık az önce başlayan yağmurun da etkisiyle havayı biraz daha nefes alınabilir kılmıştı.

Sabahın en erken saati olmasına rağmen geceden kalma sıcaklık az önce başlayan yağmurun da etkisiyle havayı biraz daha nefes alınabilir kılmıştı. Ferahlık veren Meltemin esintisi penceremin perdesini hafif hafif havalandırıyordu. Bahçeye açılan penceremden insana umut veren keskin fesleğen kokusu toprak kokusuna karışmıştı. Bu eşsiz koku beni bu erken saatte yatağımdan kaldırmış bahçeye çekmişti. Aynı zamanda o koku beni çocukluğuma 70'li yıllara da götürmüştü.

O yıllarda hemen her evin balkon ve pencerelerinde bulunan irili ufaklı rengârenk fesleğen saksıları mutfakta annelerimizin imdadına yetişen onların kurtarıcısı gibiydi.

Annem her yıl en az birkaç fesleğen saksısını balkonunun penceresine sıralardı. Her balkona çıkışında fesleğenleri bir çocuğun başını okşar gibi okşardı. Tüm balkona hatta salona kadar ulaşırdı fesleğenin rahatlatıcı kokusu. Elleri hep fesleğen hep reyhan kokardı annemin.

Fesleğenin diğer bir cinsi olan reyhan da mutfağımızdaki yerini hep korumuştur.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme