Fırat'tan iki tarafa da çözüm için acil çağrı

HDP Mersin milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, devlet ve PKK'nın bir an önce çatışmasızlık ortamına dönmek için gerekeni yapması gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Çin ziyareti öncesi Esenboğa havaalanında bir açıklama yaptı. Açıklamasında çözüm süreci ile ilgili olarak; 'Bu ülkede milli birliğimize ve kardeşliğimize kast edenler bu süreci devam ettirmemiz zannediyorum mümkün değil.' dedi.

Erdoğan'ın bu açıklaması 'çözüm süreci bitti' olarak yorumlanırken, bir başka açıklama da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay'dan geldi. Atalay çözüm sürecinin durduğunu, silah bırakılırsa kaldığı yerden devam edebileceğini söyledi.

İnternethaber.com'dan Nesrin Yılmaz'a konuşan Fırat, yapılan açıklamaları değerlendirdi. Fırat, 'kim olursa olsun, bu ülkenin vatandaşlarından birinin parmağının bile kanamsını istemem, bir an önce çatışmasızlık ortamına dönülmelidir' dedi.

Çözüm sürecinin Erdoğan'ın kişisel hırları yüzünden durdurulduğunu söyleyen HDP'li vekil, Başkan olamadığı için, AK Parti tek başına iktidar olamadığı için HDP'den adeta öç alıyor' şeklinde konuştu.

Fırat'ın açıklamaları şöyle:

İLK DEFA DURMUYOR Kİ

Çözüm sürecini aslında ilk defa bitirmiyorlar, Cumhurbaşkanı seçim süreci öncesinde Dolmabahçe mutabakatını sabote ettikten sonra zaten çözüm süreci AK Parti tarafından durdurulmuştu. O arada tekrar açılmadığına göre herhalde bu ikinci kez durdurma oluyor.

YOLU BİLİYORLAR, KENDİLERİ GİTSİN KONUŞSUN

Zaten yürümüyordu ama bunun için bahane olarak HDP'yi görmeleri de anormal. HDP barışın sağlanması konusunda İmralı ve Kandil'e giderek aracılık yapıyor. Bunları zaten biliyorlar, yolu da biliyorlar, istiyorlarsa kendileri devreye girsin ve gidip kendileri konuşsun. Ama yok bizim desteğimizi de istiyorlarsa o zaman bu meselenin muhatabı olan Abdullah Öcalan'la görüşme yasağını ortadan kaldırmaları lazım.

TALİMATI İMRALI VERECEK

Eğer barış süreci devam edecekse, silah bırakılacaksa talimatı orası verecek. Siz talimatı verecek olanın ağzını kapatıyorsunuz, onunla görüşmeyi yasaklıyorsunuz sonra diyorsunuz ki silah bırakın. Bu nasıl olacak?

HDP VE KÜRT SEÇMENDEN ÖÇ ALIYOR

Aslında anladığım kadarıyla barış sürecine niyetleri olmadığı için bahane yaratılmaya çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Başkan olma ve o sarayda bir Başkan olarak, bir Sultan olarak devam etmek istemesine mani olarak HDP ve Kürt seçmenini görüyor ve bir nevi öç alma noktasında görünüyor.

YOLU, YÖNTEMİ BELLİ

Bir siyasetçinin, hele bir Cumhurbaşkanının böyle bir tavır içinde olmasını hiç doğru bulmuyorum. Eğer hakikaten barış süreci gerekliyse, hele bugünkü şartlarda daha da gerekli, IŞİD tehditine karşı bir önlem almak istiyorlarsa, bana göre barış sürecini bir an önce neticelendirmeleri gerekir.

Bunun yolu yöntemi de bundan evvel biliniyordu, o yöntem de uygulanıyordu, İmralı heyeti bu işin aracılığını yapıyordu ve en sonunda da Dolmabahçe mutabakatı dediğimiz bir mutabakatla iki taraf kabullendi.

Bu tek taraflı olan bir şey değildi, uzun bir çalışmanın sonucuydu. Yeni aldığımız bilgiye göre, eğer Dolmabahçe süreci sabote edilmemiş olsaydı hemen bir hafta sonra görüşme başlayacaktı ve o görüşmenin başında Abdullah Öcalan silah bırakma çağrısında bulunacaktı ve bu problem bitmiş olacaktı. Ama gördüğüm kadarıyla bu sabote edildi.

UMUDUM YOK AMA...

Benim bir umudum yok. Dediğim gibi Sayın Cumhurbaşkanının çözümle ilgili bir niyeti yok. Tek başına iktidarı önleyen olarak HDP'yi ve Kürt seçmeni gördüğü için aslınd abir yerde, taraf olmayan, sadece barış çağrısında bulunan, IŞİD2in saldırılarına hedef olan HDP'yi hedef tahtasına koymuş. Bir şekliyle onu yapılacak olan bir erken seçimde ekarte etmeyi, böylece yeniden iktidar olma çoğunluğunu sağlamayı düşünüyor.

BARIŞA OMUZ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Aslında bir siyasetçi olarak aklıselim bir yaklaşım değil, hissiyatlarını, duygularını ön plana çıkararak kararlar aldığı için bu kararların da sağlıklı olması mümkün değil. O bakımdan şahsen benim çok umudum yok. Ama buna rağmen biz her ortamda barış demeye ve barışa omuz vermeye devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz bu.

BURADAN DEVLET VE PKK'YA ÇAĞRI YAPIYORUM

İki üç yıl önce kararı alınmış olan çatışmasızlık sürecini, gerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gerekse PKK'nın bir an önce hayata geçirmesini arzu ediyorum. Kim ölürse ölsün, hepsi bizim kardeşimiz, hepsi bizim vatandaşımız, hiçbirinin diğerinden farkı yok. Değil bu insanları tabutlarına omuz vermek, parmaklarının kanamasına daha yüreğim tahammül etmiyor.

Ben buradan her iki tarafa da çağrıda bulunuyorum; Lütfen yeniden o çatışmasızlık dönemine dönünüz. Türkiye'nin bugün içeride böyle bir problem yaratılması doğru değil.

Şu anda etrafımızda IŞİD canavarlığının cehennem ateşi yanıyor ve bunun hedeflerinden birisi de Türkiye. Dolayısıyla bugün, bu canavarı durdurabilmek için birlik, beraberlik zamanıdır. O bakımdan da çatışmasızlık dönemini iki taraf da kabullenmeli ve çatışmayı derhal durdurarak barış görüşmelerini başlatmalıdır ve PKK'nın da ülkede silahlı tehdit olması ortadan kaldırılmalıdır.

Bakmadan Geçme