Fıtrat
Bülent Arınç'a iktidar partisinin 'Ağabeyi' iken 'ahmak' deseydik, muhtemelen bir savcı kolumuza girer, bileklerimizi kelepçeler üç beş gün gözaltında güzelce misafir edilirdik..
Geçen gün ne göreyim! Kendileri neredeyse tüm gazetelere demeç vermişler: 'Bana ahmak diyebilirsiniz!' diye.. Biz yine de sadece estağfurullah diyelim..
Vakti zamanında; 'bu cemaat devleti ele geçiriyor, bunlar yarın öbür gün sizi de ele geçirir!' dediğimizde kargalar üstümüze gülüyordu.. 'Kimse bizi kandıramaz, aldatamaz!' dediniz.. Cemaate örgüt diyenleri tek tek toplayıp Silivri'ye istiflediniz.. Çok değil bir kaç sene sonra yine manşet oldu sözleriniz: Kandırıldık.. Aldatıldık.. Allah'tan ve milletten af dilediniz..
Ülkenin her bir köşesi bombalandı, delik deşik olduk, yüzlerce insanımız hayatını kaybetti, kevgire döndük; 'İstihbarat zaafiyeti var!' dediğimiz de 'Her ülkede oluyor böyle hadiseler' dediniz.. Lâkin, darbe olacağını eşten dosttan, enişteden öğrendiniz..Ve ertesi gün gazete manşetleri 'İstihbarat zaafiyeti olduğu çok açık' şeklindeydi..
'Hem laik hem müslüman olunmaz!' dediğiniz laikliğin, ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep beraber anladık.. Hukuk herkes içindir.. Demokrasi hepimiz içindir.. Cumhuriyet hepimizin bel kemiği, alın teridir.. Bu darbe size değil, hepimize karşı yapılmış adi bir terör eylemidir.. Çünkü bu toplum birdir.. Sizi bizi, ötekisi berisi yoktur, olmamalıdır.. Ayrışmamalı, ötekileşmemeli, ayrıştırılmamalıdır. Bizim inancımız bu yöndedir, aksi takdirde siyasi tarihinde defalarca muhtıralara, darbelere maruz kalmış bu topraklarda yaşadığımız bu hadise üzerine; 'Darbeler bu ülkenin fıtratında var' der ve geçerdik.. Lâkin, istiklâli ve cumhuriyeti korumak bizim birinci vazifemizdir; verdiğimiz sözden vazgeçmedik!
En büyük temennim, Nazım'ın göremediği güneşli güzel günleri görmek.. Motorları maviliklere sürmek.. Normalleşmek.. Mutlu mesut huzurlu bir ülkede, bir ağaç gibi tek ve hür; bir orman gibi kardeşçe yaşamak! Bu ülke, bu hasret hepimizin!