Gayri milli bir felaket

'Düşman başına derler', insanın yakını, insanla iç içe olan, birlikte aynı ülkede yaşama şansızlığı ve aynı havayı tenefüs etmeme kadersizliği içinde bulunan birileri için kullanılan bu deyim. Şu anda ülkemizde büyük bir siyasi partinin genel başkanlığı gibi çok önemli görevde bulunan zat'ın varlığı hem ülkemiz için büyük bir şansızlık hem de CHP için büyük bir kadersizliktir. Allah kurtarsın ve düşman başına demekten başka bir şey söyleyemiyoruz.

"Düşman başına derler", insanın yakını, insanla iç içe olan, birlikte aynı ülkede yaşama şansızlığı ve aynı havayı tenefüs etmeme kadersizliği içinde bulunan birileri için kullanılan bu deyim. Şu anda ülkemizde büyük bir siyasi partinin genel başkanlığı gibi çok önemli görevde bulunan zat'ın varlığı hem ülkemiz için büyük bir şansızlık hem de CHP için büyük bir kadersizliktir. Allah kurtarsın ve düşman başına demekten başka bir şey söyleyemiyoruz.

Sabah ayrı akşam ayrı söylemlerde bulunan bu ilginç adamdan bir örnek vererek tezimi güçlendireyim, isterseniz… El Bab'la ilgili sabah bir cümle sarfediyor. Diyor ki: “Ak Parti'nin dış politikada değişim göstermesi umudumuzu artıyor… Türkiye kendi geleceğini güvence altına almak için böyle bir operasyon başlatmışsa belli acılara katlanmak gerekiyor”.

Akşam, Uşaktaki bir toplantıda ise yine Fırat Kalkanı Operasyonuna dikkat çekerek diyor ki; “Ortadoğu batağından çıkamayacaklar, çıkamazlar.. Çünkü Devleti yönetemiyorlar". Sayın Genel Başkanın ne dediğini anlamak mümkün değil… Peki, CHP'nin Genele Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke'nin beyanları… Ona ne demeli? Bakın Böke, neler söylüyor: “Ak Parti önderliğindeki Türkiye'nin, Ortadoğu'dan mağlup ve bitik çıkmasını arzu ediyorum”. Al birini vur ötekine..

Bir akıl tutulmasıdır almış başını gidiyor… Birilerinin devreye girmesi lazım acilen… Yoksa, Allah önce ülkemizi sonra da CHP yi bu gayri milli felaketlerden kurtarsın.

Bu gün ülkemiz bir ölüm kalım şavaşı vermektedir. Mehmetçiklerimiz kahramanlık destanı yazmaktadırlar. Hatırlayan! Her gün sınır kentlerimizde DEAŞ denen alçak örgütün saldırılarına maruz kalan vatandaşlarımız şehit olmaktaydılar… Bugün yüzlercesi hak ettikleri cezayı almaktadırlar.

Yine hatırlayın! Uluslar arası platformda Suriye toprakları içinde güvenli bir bölge oluşturma önerimiz savaşın başladığı beş yıl öncesinde savunduğumuz doğru bir talepti. Ancak bu talebimiz ABD ve Avrupalı alçaklar tarafından değerlendirmeye alınmadı. Bizi Suriye ile savaştırıp zayıf düşürerek amaçlarını gerçekleştirmeyi planladılar. Biz onların oyununa gelmedik. Bugün ABD Trump güvenli bölge kurulmasını öneriyor.

Bir yandan DEAŞ diğer yandan PKK, PYD teröristleri tarafından taciz edilmeye başlandık. Onlarca şehit verdik. Fırat Kalkanı haraketi bu zorunluluktan kaynaklandı. Pislikleri temizleyen Mehmetciklerin gücünü de tüm Dünyadaki düşmanlarımıza gösterme fırsatı bulduk.

Askeri güç olarak Musul harekatından dışlandık. ABD başkanlığındaki Koalisyon, Irak ve Peşmerge güçleri, birlikte Musul harekatını başlattı. On binlerce kayıp vermiş olmalarına karşın halen Musul'da bir netice elde edemediler.

Yaradanımıza şükürler olsun ki biz çok az bir kayıpla sınrlarımızda bulunan alçakları temizledik. Fırat Kalkanı harekatı amacına ulaştı. Sınırlarımız güvenli bir duruma geldi. Şu anda bölgede söz sahibi ve oyun kurucu konumuna gelmiş bulunmaktayız.

Sosyal medyada yapılan ihanet paylaşmaları, uyduruk videolar, Can Dündar'ın ihanet kokan alçağının MİT tırları ile söylemleri ve Kılıçdaroğlu'nun “Ortadoğu batağından çıkamayacaksınız” temennileri ihaneti birer algı operasyonudur.

DEAŞ'ın esir ettiği askerlerimizi yakma videolarını büyük bir zevkle yayımlayan, paylaşan alçaklara söyleyecek söz bulamıyorum… Hayretle ve dehşetle karşılıyorum. Bu alçaklıklarının karşılığı küçük siyasi çıkarlardır. Bir stüdyoda hazırlanmış vahşet videoları ile insanları kandırmaya çalışanlar, videoları yayanlar ve paylaşanlar DEAŞ'a hizmet ederek ülkesine ihanet edenlerdir. Ülkemiz savaş halindedir. Birlik ve beraberlik içinde milli bir duruş sergilemek zorunda olduğumuzu herkes bilmek zorundadır. Ya Devletinle birlikte olacaksın ya da düşmanlarla olup ülkeye ihanet edeceksin. İhanetçiler er geç yaptıkları ihanetin bedelini ödeyecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olması.

Allahın izniyle bu savaştan başarı ile çıkacağız. Düşmanlarımız teker teker hizaya gelmeye başladılar. Önce Avrupa Birliği haddini bildi. Parlamentoları Türkiyeyi dışladı. Avrupa Birliği Gümrük birliği ile ilgili tüm fasılları açtı. Arkasından da ABD'nin Büyükelçisi açıklamalar yaparak dostluk mesajları vermeye başladı. Ülkemize karşı yaptıkları ihanetleri inkar ettiler.

Bunların tamamı eminim ki BÜKEMEDİKLERİ BİLEĞİ ÇOK YAKINDA ÖPECEKLERDİR.

Onlara tükürdüklerini yalattıracağız.

İstihbarat örgütleri CIA'nın özür dilediği gibi…

Saygılarımla...

Bakmadan Geçme