Gazeteci değilmisin yaz
Sorunu olan, şikyeti olan, haksızlığa uğrayan, tacize maruz kalan, yapılan hizmetlerden şikyeti olan, öğrenci, tüketici, memur, ev hanımı, patron, siyasetçi, öğretmen, kamu kuruluşunda çalışan, işçi, taşaran, şoför, gibi gibi birçok meslek dalında çalışanlar sözüm size…
'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' demiş Hadis-i Şerifte…
Bizim gibi yayın organlarında çalışanları gördükçe isyan edenlere…
Hiç düşündünüz mü etrafınızda olup biten haksızlıkları, nasıl görmezden geliyoruz... Kendi aramızda birebir sohbetlerde esip, gürlüyoruz, dünyayı kurtarıyoruz, ancak bu eleştirilerimizi yüksek sesle dile getiremiyoruz.
Neden yazmıyorsun diye isyan ediyorsun…
Yazmıyorum, çünkü sizler konuşmaya korkuyorsunuz…
Yıllardır sokak röportajı yapıyorum… Sizlerin sesi, kulağı olmaya çalışıyorum…
Bana neden yazmıyorsun diye fırça atanlar, mikrofonu uzatınca neden sus pus oluyorsunuz.
'Vatandaş konuşuyor' adı altında ben sizlerin şikyetlerini yazmaya gönüllüyüm. Her yıl düzenli olarak, aylarca bu yazıma eşlik edecek kişiler arıyorum. Bulduğum kişilerden sorunlarını anlatmasını istiyorum. Ama inanın 3 kişiyi bulmak için akla karayı seçiyoruz.
Neden mi?
Soru sorduğum kişiler, genelde yaşadığı sorunları biliyor. Bu ülkede yapılan ve yapılmayanları da çok iyi biliyor. Ancak bir tek sorun var, korku!...
Kayıt cihazını veya fotoğraf makinesini çevirdiğimde buna karşı çıkıyor.
'Ben anlatayım, sen gazetende yaz' mantığı…
Yazmak bizim işimiz tamam. Ama fotoğraf olmadan, kimlik belirtmeden söyler misiniz nasıl yazmamı bekliyorsunuz…
O yazdıklarımın halkın sesi olduğunu nasıl ispatlamamı bekliyorsunuz?
Sizler korktukça, bir kelime bile söylemeye çekindikçe bu sorunların nasıl çözüleceğini düşünüyorsunuz? Bana anlattıklarınızı açık yüreklilikle yayınlamasına izin vermedikçe, benim işimi nasıl yapmamı bekliyorsunuz?
Tamam, hepinizin bir nedeni var…
Esnaf, dükknının kapatılmasından korkuyor…
Memur, amirinden korkuyor…
Öğrenci, öğretmeninden korkuyor…
İşçi, patronundan korkuyor…
Kadın, kocasından korkuyor…
Öğretmen, Müdüründen korkuyor…
Patron, işini etkilemesinden korkuyor…
Ve sonuç kimse konuşmuyor…
Lafın kısası herkes her şeyi biliyor, ama bu sorunlar dile getirilirken, adının öne çıkmasını istemiyor. Korkuyor…
Peki, sizler herhangi bir nedenle korkup, susarsanız bizlerden ne yazmamızı bekliyorsunuz…
Konuşmayan bir ülkede her şey güllük gülistanlık olur.. Böyle olunca da, içi hem sizi hem bizi yakar… Dilsiz şeytanların olduğu bir dünya da yaşamak istemiyorsanız, şikyet ve temennilerinizi açık yüreklilikle söyleyin… Söyleyin ki bizlerde işimizi yapalım…
Hür, özgür kalemlerin tekrar yaşaması dileğiyle… vanhaber, van haber, van, haber bedia barak, gazeteci, dil, hür, özgür
'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' demiş Hadis-i Şerifte…
Bizim gibi yayın organlarında çalışanları gördükçe isyan edenlere…
Hiç düşündünüz mü etrafınızda olup biten haksızlıkları, nasıl görmezden geliyoruz... Kendi aramızda birebir sohbetlerde esip, gürlüyoruz, dünyayı kurtarıyoruz, ancak bu eleştirilerimizi yüksek sesle dile getiremiyoruz.
Neden yazmıyorsun diye isyan ediyorsun…
Yazmıyorum, çünkü sizler konuşmaya korkuyorsunuz…
Yıllardır sokak röportajı yapıyorum… Sizlerin sesi, kulağı olmaya çalışıyorum…
Bana neden yazmıyorsun diye fırça atanlar, mikrofonu uzatınca neden sus pus oluyorsunuz.
'Vatandaş konuşuyor' adı altında ben sizlerin şikyetlerini yazmaya gönüllüyüm. Her yıl düzenli olarak, aylarca bu yazıma eşlik edecek kişiler arıyorum. Bulduğum kişilerden sorunlarını anlatmasını istiyorum. Ama inanın 3 kişiyi bulmak için akla karayı seçiyoruz.
Neden mi?
Soru sorduğum kişiler, genelde yaşadığı sorunları biliyor. Bu ülkede yapılan ve yapılmayanları da çok iyi biliyor. Ancak bir tek sorun var, korku!...
Kayıt cihazını veya fotoğraf makinesini çevirdiğimde buna karşı çıkıyor.
'Ben anlatayım, sen gazetende yaz' mantığı…
Yazmak bizim işimiz tamam. Ama fotoğraf olmadan, kimlik belirtmeden söyler misiniz nasıl yazmamı bekliyorsunuz…
O yazdıklarımın halkın sesi olduğunu nasıl ispatlamamı bekliyorsunuz?
Sizler korktukça, bir kelime bile söylemeye çekindikçe bu sorunların nasıl çözüleceğini düşünüyorsunuz? Bana anlattıklarınızı açık yüreklilikle yayınlamasına izin vermedikçe, benim işimi nasıl yapmamı bekliyorsunuz?
Tamam, hepinizin bir nedeni var…
Esnaf, dükknının kapatılmasından korkuyor…
Memur, amirinden korkuyor…
Öğrenci, öğretmeninden korkuyor…
İşçi, patronundan korkuyor…
Kadın, kocasından korkuyor…
Öğretmen, Müdüründen korkuyor…
Patron, işini etkilemesinden korkuyor…
Ve sonuç kimse konuşmuyor…
Lafın kısası herkes her şeyi biliyor, ama bu sorunlar dile getirilirken, adının öne çıkmasını istemiyor. Korkuyor…
Peki, sizler herhangi bir nedenle korkup, susarsanız bizlerden ne yazmamızı bekliyorsunuz…
Konuşmayan bir ülkede her şey güllük gülistanlık olur.. Böyle olunca da, içi hem sizi hem bizi yakar… Dilsiz şeytanların olduğu bir dünya da yaşamak istemiyorsanız, şikyet ve temennilerinizi açık yüreklilikle söyleyin… Söyleyin ki bizlerde işimizi yapalım…
Hür, özgür kalemlerin tekrar yaşaması dileğiyle… vanhaber, van haber, van, haber bedia barak, gazeteci, dil, hür, özgür