Gazeteci Macit Gürbüz'den Ermeni meselesine ışık tutacak eser

Gazeteci, yazar, emekli akademisyen Macit Gürbüz'ün Ermeni meselesine ışık tutacak, kaynak niteliğindeki yeni kitabı 'Mukatele' kitapçılarda satışa sunuldu. Gürbüz, kaleme aldığı kitabında 1915 olaylarının sebep ve sonuçlarını eleştirel bakış açısıyla ele alıyor.

Evren Doğruer

Uzun yıllar Hürriyet Haber Ajansı Van Büro Şefliğini yapan, bölge ve bölgede yaşanan olaylar hakkında bilgi birikim sahibi olan, başarılı haberlere imza atarak ödüller alan, Sürekli Basın Kartı sahibi gazeteci, emekli akademisyen Macit Gürbüz'ün 1915 Ermeni isyanı ve sonrasında yaşanan olaylara ışık tutacak nitelikteki 3'ncü kitabı ‘Mukatele' tüm kitapçılarda ve internet ortamında satışa sunuldu.

Uzun inceleme ve araştırmalar sonrası hazırlanan kaynak niteliğindeki ‘Mukatele' adlı kitap, Motto Yayınevi tarafından yayımlandı. 241 sayfa, 2 bölüm, 225 konu başlığından oluşan kitapta 1915 olaylarının arka planı, emperyalist aktörlerin yanı sıra Ermenileri isyana teşvik eden milliyetçi-devrimci Taşnak ve Hınçak partilerinin örgütlenmeleri ile eylemlerine yer veriliyor, Türklerin, Kürtlerin, Çerkezlerin durumu ele alınıyor.

Macit Gürbüz, Mukatele adlı kitabında 1915'te Van'da Ermeni isyanı ile başlayan, Van'ın yakılıp yıkılması, Ruslar tarafından işgal edilmesi ve 30 bin Vanlı Müslüman ahalinin katledilmesiyle sonuçlanan olayları farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Batılı güçlerin kışkırtıp teşvik ederek devlet kurma hayaliyle ayaklandırdıkları 1915 sonrası yüz üste bıraktıkları Ermenilerin Ruslar ile birlikte Van'dan ayrılırken geride bıraktıkları tahribatı, acıya eserinde dikkat çeken Macit Gürbüz, ‘Mukatele' yani karşılıklı kırım, ya da boğazlaşma adını verdiği kitabında ayrıntılarıyla anlatıyor.

“Mukatelenin aktörleri daha çok bu iki guruptu”

1915 tehcirinin öncesi, sırası ve sonrasında yaşanan olayları, birinci ve ikinci Van isyanlarını içsel ve eleştirel bir gözle kaleme aldığı Mukatele'nin tüm taraflarının altına imzasını attığı acı ve kanlı olayların yanı sıra zaman, yer ve özne ölçeğinde kitabında yer aldığını belirten Gürbüz, “Ermenilerin Hınçak ve Taşnak örgütleri, Müslüman kırımında görev alan, acımasız silahlı çete üyelerini Humbepetler diye isimlendirmişti. Bu gurupların bir diğer adı da, Canfeda ya da Canfida idi. Kürtler ise, (padişahtan ferman var) diyerek Ermeni kırımında rol alan kişi ve guruplara Bejikler diyordu. Karşılıklı kırımın, yani mukatelenin aktörleri daha çok bu iki guruptu. Sadece onlar mı? Bazı yetkililer, jandarmalar, öngörüsüz ve cahil idareciler ve Çerkezler de işin içindeydi” dedi.

“Tarafların yaşadığı olayları seçip ayıklayarak kitaba koydum”

Kitabını yazarken 1915 Ermeni isyanı ve olaylarıyla ilgili yüzlerce kaynak taradığını ifade eden Gürbüz, “ Kitapların hepsini özenle okudum ve karşılıklı mukatelenin öznesi olan tarafların yaşadığı olayları seçip ayıklayarak kitaba koydum ve hiçbir art niyet gözetmeden kaleme aldım. Umarım araştırmacılara, tarih meraklılarına iyi bir kaynak olur” diye konuştu.

“Ermenilerin bitmeyen kini bu boyutlarda olmayacaktı”

Kitabında tehcir konusuna değinen Gürbüz, tehcir edilen Ermenilerin, tehcir kanunu ardından yayımlanan talimatnamelere uygun şekilde gönderilmediğini, salimen yerlerine varmadıklarını söylüyor. Tehcirin yer yer katliama, talana, zulme dönüştüğünü anlatan Gürbüz, “ Kimler tarafından? Bazı yetkililer, jandarmalar, öngörüsüz ve cahil idareciler, bazı Kürt aşiretleri ve Çerkes guruplar tarafından. O zaman bu kadar hassas ve insancıl kararlar neden gerektiği gibi uygulanmamış ya da uygulanamamıştı. Örneğin Ermenilerin tamamının trenlerle sevki emredilmesine rağmen, büyük çoğunluğu sarp dağlardan zor doğa şartları altında yürüyerek gönderilmiştir. Bu kadar etraflıca düşünülmüş, hakkaniyetli ve hukuki genelge ve emirlere rağmen yaşananlar ortada. Talat Paşa, tehciri yönlendirirken aksaklıkları, hukuksuzlukları ve taşkınlıkları çok iyi görmüş ve genelgelerinde önlem alınmasını emretmiş. Yukarıda sözünü ettiğimiz guruplar bu emirleri dinlemeyerek yüzlerce suça iştirak etmiştir. Yol şartlarından ölenler de vardır elbet. Sonuç olarak bu kararlar, genelgede bahsi edilen şekliyle uygulansaydı, ölümler de asgari miktarda olacak, Ermenilerin bitmeyen kini bu boyutlarda olmayacak, belki de bugün bir Ermeni soykırımından bahsedilemeyecekti. Bu kitapta bunların sebeplerini ve sonuçlarını uzun uzadıya yazdık, sıraladık “ diye konuştu.

“Türkiye bu problemleri bu şekilde yaşamayacaktı”

Ermeni meselesinde Türkiye muhataplarının eksik ve hatalarına dikkat çeken Gürbüz, “Akademisyenler, diplomatlar ve tarihçiler, rakamlar ve olayları yalanlayan eserler hazırlamak yerine, bir kanunla tehcir kararı almasına rağmen Osmanlı hükümetinin savaş şartları, ekonomik ve sosyal çalkantılar, hata, eksik, umursamazlıkları yüzünden yaşanan karşılıklı acı olaylardan söz etseydi ve Türkiye bu problemleri bu şekilde yaşamayacaktı” dedi.

Macit Gürbüz Kimdir?

1962'de doğan yazar Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Milliyet Haber Ajansı(MİL-HA) muhabiri olarak 1981 yılında gazeteciliğe başladı; ardından Erzurum Milliyet, Adana Hürriyet ve Antakya Milliyet gazeteleri bürolarında muhabir ve foto muhabirliği yaptı. Daha sonra Hürriyet Haber Ajansı (HHA) Van Büro Şefliği, Tercüman Gazetesi Diyarbakır Bölge Temsilciliği, Milliyet Gazetesi Haber Ajansı Erzurum Büro Şefliği yapan Gürbüz, uzman olarak Atatürk Üniversitesi'nde göreve başladı. Burada Rektörlük Basın Danışmanlığı ve Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü'nde öğretim elamanı olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme