Geçmişinin gölgesidir çocukluk arkadaşın
Di'li geçmiş zaman cümlelerinin baş kahramanıdır çocukluk arkadaşınız.
Di'li geçmiş zaman cümlelerinin baş kahramanıdır çocukluk arkadaşınız.
Ruh halinizin, kişiliğinizin, yaşama karşı duruşunuzun temellerini birlikte attığınızdır çocukluk arkadaşınız.
İlk heyecanınızı, kırgınlıklarınızı birlikte yaşadığınız kişidir, çocukluk arkadaşınız.
Korkularınızın kaynağını, ilgilerinizi,tepkilerinizi, zaaflarınızı, ruhunuzu bilendir çocukluk arkadaşınız.
Bir çocuğa en çok yakışan masumiyettir. Masumiyetinizi bilendir çocukluk arkadaşınız.
Sokak başında dayak yiyip, sokak sonuna varmadan barıştığınızdır çocukluk arkadaşınız.
Yıllar sonra karşılaştığınızda "Beni nasıl buldunuz." dediğinde "Biz seni hiç kaybetmedik ki" diyendir çocukluk arkadaşınız.
Aslında en sağlam arkadaşlığın kurulduğu dönemdir bunlar. Saf düşüncelerle yaklaştığın dostundur çocukluk arkadaşın.
En çok özlediğidir insanın çocukluk arkadaşı.
Anıldığında, isimlerini duyduğumda içime bir ferahlık yayılır. Yüzüme tebessüm ve aklıma hemen bir çocukluk şarkısı gelir. Ardından kendimi en iyi hiğim oyunlar. Uçurtmalar gelir mesela. Ya da sokak oyunlarımızdan saklambaç. En çok mızıkçılık yaptığımız oyundu saklambaç. Hiçbir zaman sulhla bitmemiştir bu oyunumuz. On kişiyle başladığımız oyun üç kişiyle biterdi. Oyunun sonunda hep ben, Nuran ve Şirin kalırdık. Diğerleri mızıkçılık yapıp çoktan gitmişlerdir.
Şirin ; En eski çocukluk arkadaşım. En çok konuştuğum arkadaşım. En çok dertleştiğim arkadaşım. Hayatımdaki hep en çokları paylaştığım çocukluk arkadaşımdı.
Otuz yıl yüz yüze gelmeden daha sonra sadece sosoyal medya üzerinden görüştüğüm arkadaşımdı. Arkadaşımı sevmem için ona dokunmama gerek yoktu. Aradaki binlerce kilometreye rağmen onu yürğimde hissederek seviyordum. Ben Türkiye' de o Amerika' daydı. Biz dokunmadan sevenlerdendik.
Yıllar sonra karşılaştığımızda kocaman kadınlarken bir anda çocuklaşmıştık. En yakın çocuk parkına gidip saatlerce salıncakta sallanmıştık. Gece konsere gitmiştik, konser sarmayınca eve kaçmıştık. En çok sevdiği çayın yanında çekirdek çitlemiş, bisküvi bandırmıştı çayına kimseye aldırış etmeden. İki küçük kız çocuğuyduk.
O geçen yıllara rağmen çocukluğumuza dönmüştük hiç tereddütsüz. Çünkü yüzümüze baktığımızda ikimizde çocukluğumuzu görüyorduk. Çünkü çocukluk masumiyetti. Bunca kirliliğin içinde en temiz kalan ve bize has duygularımızdı. Güzel dileklerle ayrıldığım arkadaşımla bu yaz için programlar yaptık. Birlikte en az bir hafta tatil yapacak, hatta bir proje üzerinde çalışacaktık. Kısa süre önce kanser teşhisi konulan arkadaşımı iki gün önce kaybettim.
Tüm anılarımızı, çocukluğumuzu, otuz saniyelik bir sessizliğe sığdırabildim.
Hayatımdan sadece Şirin gitmemişti. Çocukluğumuzu, masumiyetimizi anılarımızı, gülüşlerimizi de götürmüştü. Ben şimdi gülüşü yarım kalanlardanım. Nurlar içinde yat arkadaşım.
Haftaya görüşünceye den şiiri gülüşünüzde, türküleri yüreğinizde saklayın.