Gülşen Orhan: HDP Sırtını Silahlı Güce Dayamış

HDP’nin arkasındaki silahlı güce güvenerek, baskı kurarak seçimlere girdiğini belirten Ak Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan, “ Türkiye ilk defa 80 yıllık bir Kürt sorununu dış güçler müdahil olmadan kendi iradesiyle çözmeye kalkmış durumdadır. Bu da başkalarını rahatsız ediyor diye konuştu.

Vansesi Haber Merkezi

Türkiye'nin gündeminin hızla değiştiğini kaydeden Ak Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan Halkın Demokrasi Partisi'nin (HDP) 2015 seçimlerine parti olarak girmesinin kendi takdirleri olduğunu, barajı aşıp aşmama konusunda yorum yapmak istemediğini söyledi. Gülşen Orhan beraberindeki Ak Partili yöneticiler ile birlikte gazetemizi ziyaret etti. Yazı İşleri Müdürümüz ikram Kali Orhan'a ve beraberindekilere nazik ziyaretlerinden dolayı teşekkür etti.

“HDP SIRTINI SİLAHALI GÜCE DAYAMIŞ”

Çözüm süreci, 2015 seçimleri, bölgesel konulara değinen Orhan, “ Gönül ister ki HDP, DBP bir dönem CHP'nin askere sırtını dayadığı gibi silahlı güce dayamadan demokratik olarak siyaset yaparak seçime girsin ve barajı aşsın. Ama HDP sırtını silahlı güce dayamış. Onlar silaha güvenerek, baskı kurarak seçimlere giriyorlar. Şuan HDP'li 4 milletvekili görüşme halindeler. Çözüm süreci ise başarıyla ve hızla ilerliyor. HDP netice olarak Öcalan ile de-Devlet arasında oluşan çözüm sürrecine göre siyaset yapıyor. Ancak görüşmeler sürdürülürken diğer taraftan sürece zarar verecek açıklamalar, eylemler yapılması tamamen siyasete, kitlelere yönelik mesajlardır” dedi.

“TÜRKİYE SİZE SAHİP ÇIKMIYOR DENİLMEK İSTENDİ”

Gülşen Orhan,” Süreci sekteye uğratmak için çok uğraşlar oldu. MİT Başkanı Hakan Fidan üzerinden Başbakan'a yönelme girişimleri, 3 PKK'lı Kürt kadının Paris'te öldürülmesi, Gezi olayları, 17 Aralık darbe girişimi. Mit tırlarının aranması, 6-7 Ekim olaylarının hepsi çözüm sürecini geciktirmeye, engellemeye yönelik baskılardı. Bunların hepsi güvensizlik ve zafiyet algısı yaratmayı hedefleyen olaylardı. Kobani dramını Kürtlerde Türkiye'nin oraya ilgisiz, duyarsız kaldığı gibi bir algı oluşturmak üzere kullandılar. Kobani ile Kürtlere Türkiye size sahip çıkmıyor mesaj verilmek istendi. Türkiye askeri anlamda Kobani'de olmadı. Ama Peşmergelerin Kobani'ye geçişlerinde ve istihbari, teknik ve insani destek sağladı. Bunu Kürt liderler çok iyi biliyor. Burada amaç Kobni üzerinden Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına çekmekti. Kendi kendini yöneten Türkiye bu oyunları bozdu” diye konuştu.

“TÜRKİYE'NİN EN GÜVENİLİR MÜTTEFİKİ KÜRDİSTAN'DIR”

Yangının alevlendiği, silahların namluların doğrultulduğu bir dönemdeyiz diyen Ak Parti Van Milletvekili Orhan, “Bölgede Türkiye'nin en güvenilir müttefiki Irak Kürdistan'ıdır. Türkiye'nin bu coğrafyada Kafkasya dahil Irak Kürdistan'ından daha sadık müttefiki yoktur. Ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal alanlarda iki ülke arasında çok güçlü bir iş biriliği var. Kürdistan yönetimi çözüm sürecine destek veriyor. Onlar çözümün değerini iyi biliyor. Çünkü tecrübeleri, birikimleri var. Kürtler ve Türklerin birlikte Türkiye'nin sorununu çözmesi istenmiyor. Türkiye'nin bölgesinde güçlenmesi, kendi kendine yetmesi, model ülke olması bazı çevreleri korkuttu. Türkiye 80 yıllık sorununu kendisi çözmeye kalıkmış durumda. Türkiye'nin ayağa kalkmasından rahatsızlık duyuyorlar. Nitekim daha önce devlet kurumundaki istihbaratlarımız tam bağımsız değildi. 3-4 yıl önce kendi kendini yönetebilen, kendi istihbaratını üreten Türkiye istihbaratı imajı oluştu” ifadelerine yer verdi.

“KÜRTLER VE TÜRKLER BERABER YAŞIYORLAR”

Gülşen Orhan, MHP'nin bile artık çözüm sürecini telaffuz eder duruma geldiğine işaret ederek, “ Süreç hem algıyı değiştiriyor hem de ileriye taşıyor. Türkler ve Kürtler bu sorunu konuşarak, anlaşarak birlikte çözüyor. Burada herkes çözümün, barışın olmasını istiyor. Orta da bir realite var, sorun var, hakları gasp edilen kitle var, dili var, yönetimi hakkı var, kültür var. Bin yıldır Kürtler ve Türkler beraber yaşıyorlar. O zaman güçlü referansımız var. Geriye bakarak nasıl yaşamışlar” dedi.

“ACILARA YAS TUTULMALI ANILMALI”

Van'ın 1915 Rus işgali ve Van'da yaşanan Ermeni olaylarının 100. yılı nedeniyle o günlerde Van'da hayatını kaybeden Türk, Kürt insanların acılarının yasının tutması ve anma etkinliklerinin düzenlenmesinin insani bir yaklaşım olacağını söyleyen Orhan, “ 1915'e kadar Kürt, Türk, Ermeni halkları burada bin yıl birlikte yaşamışlar. Bu üç halkın tarihi bağları, birliktelikleri olmuş. Sonra da acılar yaşanmış. Biri diğerinin kederini, acısını anlamak istemiyorsa bunu anlatmak lazım. Bu topraklarda 3 kitle ortak acı yaşamış. Bunu anlamak ve anlatmak için 100 yılda Van'da etkinlikler yapılabilir. Bahçesaray'da ben küçükken 1915'te Bahçesaray'dan muhacir (göç) olan Kürtlerin, Türklerin hüzünlü acı dolu hikâyelerini büyüklerden dinledim. Aynı şekilde Ermeni'lerin de buralardan gidişinin ve hüzünlü anılarını dinleme imkanım oldu. Acıları yarıştırmak yerine acılara ortak saygı duymak gerekir” diye konuştu.

Bakmadan Geçme