Gündem Huzur Ve Kalkınma
TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonunun (TÜRKONFED), Hollanda Büyükelçiliği desteği ve Doğu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu(DOĞUSİFED) işbirliği ile düzenlediği toplantı Vanda yapıldı.
Vali İbrahim Taşyapan, sermaye dediğimiz hadise dünyanın en ürkek varlığıdır. Bir yerde kendine risk gördüğü zaman, o risk giderilmedikçe oraya gelmek istemez. Bunu hepimiz biliyoruz.
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, gümrük kapılarının durumunun ihracata etkisine değinerek, Asya ülkeleri ve İran'la ticarette yeni bir döneme girilmesi için Van'daki gümrük kapılarının etkinleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Rıdvan Can
Bir otelde gerçekleştirilen toplantının açılışında teşekkür konuşması yapan DOĞUSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çiftçi, girişimci ruhun ortaya koyduğu birlikte çalışmanın bir sonucu olarak, iş dünyasının çeşitli kesimlerini temsil eden altı derneğin bir araya gelmesiyle DOĞUSİFED' in Van'da kurulduğunu söyledi.
TÜRKONFED'in Hollanda Büyükelçiliği desteği ve DOĞUSİFED işbirliği ile Van'da gerçekleştirdiği etkinliğe Vali İbrahim Taşyapan, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Hatice Çoban, Van Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Halit Yakut, DOGUSİFED Başkanı Suat Çiftçi ve çok sayıda iş insanı katıldı.
“Önemli projeler üzerinde çalışıyoruz”
Konuşmasında DOĞUSİFED'in amaç ve hedeflerine değinen Çiftçi “Van, Hakkâri, Bitlis, Muş bölgesi ve yakın çevresinde faaliyet gösteren DOĞUSİFED ortak ilke ve hedefleri benimseyen, kuruluş amaçları aynı sanayici ve işadamları derneklerinin ortak sesi olarak bölgesel, sektörel ve ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bunu yanı sıra federasyon olarak, iş dünyasının ilgilendiren sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna, yetkili kurumlara duyurmak, üyeler arasında güç birliği sağlayarak ortak çalışma zemini oluşturmaya çalışmaktayız. Bu kapsamda DOĞUSİFED olarak kurulduğumuz günden itibaren bölgesinin tamamını ilgilendiren projeler üzerinde çalışmalar yapmaktayız. “Doğum Depolama- Patates Yetiştiriciliği ve Ambalaj” bunlardan bir tanesidir. DOĞUSİFED olarak, TURKONFED ve Hollanda Büyükelçiliği'nin yürüttüğü “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Girişimciler İçin Kurumlar Sosyal Sorumluluk Projesi” ile TRB-2 bölgesinde yer alan illerde kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) bilincinin arttırılmasına destek olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Burada bir terslik var”
TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun Van'da düzenlediği toplantıda konuşan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, gümrük kapılarının durumunun ihracata etkisine değindi. Süleyman Onatça, Asya ülkeleri ve İran'la ticarette yeni bir döneme girmek isteyen Türkiye'nin Van'daki gümrük kapılarını hızla etkinleştirmesi gerektiğini söyledi. Onatça, 15 milyar dolardan 35 milyar dolara çıkarılması hedeflenen İran dış ticaretinin mevcut gümrük kapıları ve yol altyapısıyla sağlanamayacağını vurguladı. Tarımdan turizme, hayvancılıktan güneş enerjisine Van'ın Türkiye'nin potansiyeli en yüksek kentlerinden biri olduğunu ancak gelişmişlik endeksinde sondan 5'inci olabildiğine dikkat çeken Onatça, “Burada bir terslik var. İran, Irak, Ermenistan ve Gürcistan'a yani 150 milyon nüfusluk bir pazara ortalama 400 kilometrelik uzaklıkta potansiyeli yüksek kentimiz var ama burada kişi başına düşen milli geliri 4 bin dolara çıkaramamışız. Van küçük dokunuşlarla Türkiye'nin büyümesine en önemli katkıyı sağlayacak kentlerimiz arasına girebilir. Bunu kamu, özel sektör ve Vanlılar yapabilir” dedi.
“Başta barış ve huzur olsun istiyoruz”
Doğu'nun fakirliğinin batının yaşam grafiklerini aşağı çektiğine dikkat çeken TÜRKONFED Başkanı Onatça, “Yanlış bilinen bir doğru üzerinde durmak istiyorum. Doğumuzun zenginleşme yönündeki her bir adımı, Batımızın gelişmişliğine katkı sağlıyor. O yüzden burada başta barış ve huzur olsun istiyoruz. Türkiye; Doğu ve Güneydoğu'sunu barışla, kardeşlikle, sevgiyle, eğitimle ve yatırımla donatmak zorunda. Uzmanlar, bunun sağlanması durumunda Türkiye'nin büyüme rakamlarına 1,5 puan artı yansıyacağını söylüyor. Ortalama yüzde 3'ler seviyesinde büyüdüğümüz göz önüne alındığında bu 1,5 puanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“İlimiz iş dünyası için önemlidir”
Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Halit Yakut yaptığı konuşmada, “Günümüz işletme yönetimleri; verimlilik odaklı, riskleri önceden tespit eden ve önleyici yaklaşımlar geliştiren bir anlayış biçimini esas almaktadır. Tüm çalışmalarımızda, kaynaklarımızı etkin ve verimli bir şekilde değerlendirmenin, sürdürülebilir kılmanın ve kalıcı değerler üretebilmenin bilinci ile hareket etmekteyiz. Bu durum bizim için temel bir görevdir. Bütün bu kavramlar sadece ekonominin değer kazanmasına yönelik çalışmalardır. Ancak diğer boyutta ise içinde bulunduğumuz toplumunun yaşam kalitesini yükseltmek, çalışanlarımıza, birlikte yaşadığımız yerel halka ve diğer paydaşlarımıza karşıda sorumluluklarımızı yerine getirmek üzere bir ekonomik model geliştirmeliyiz. Bu gelişim kurumsal itibarımızı geliştireceği gibi, ekonomik açıdan bizleri zenginleştirecektir. Bu durum sosyal ve çevresel imkânlar ile değişen ve gelişen dünyamıza kayıtsız kalmadığımızın da bir göstergesi olacaktır. Dünyanın bize sunduğu her türlü kaynağı kullanırken özenli davranmayı çevreye, insanlığa, gelecek kuşaklara ve kendimize duyduğumuz saygının bir yansıması olarak görmeliyiz. Yapılan yatırımlarda, yeni sektörlerin gelişmesi için atacağımız adımlarda sosyal sorumluluğu, ekonomik kalkınmayla işbirliği içinde yürütmeliyiz” dedi.
“Bir tek yolu vardır toplumsal barışı sağlamak”
Toplantıda söz alan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, Van'ın Ortadoğu'nun İpekyolu'na açıldığı ve Avrupa'nın tüm kentlerine ticaretle birlikte hoşgörünün taşındığı, Ortadoğu Avrupa köprüsü konumunda bir kent olduğunu belirterek, “Kentimiz tarih boyunca en önemli kentlerin başında yer almıştır. Ekonomi, tarih, turizm ve yaşamın tüm alanlarında kentimiz büyük medeniyetlere başkentlik ya da beşiklik etmiştir. Ancak kentimiz son 50 yıldır, her yıl biraz daha bu ihtişamını kaybederek, ülkenin en yoksul kentleri arasına girmiştir. Bir zamanlar kentimiz, ekonomi ve diğer alanlardaki gelişmişlik sıralamasında ilk 20'leri zorlarken, bugün son 5 il içinde yerimizi alıyoruz. Bir dönem hayvancılık ve tarım alanlarında çok önemli noktalarda bulunan Van ve bölge kentleri, 1990'lı yıllarda adeta tüm üretimini kaybedecek noktaya geldi. 1990'lı yıllarda yaşanan zorunlu göç, köy boşaltmaları sonucu kırsal kesimlerden kent merkezine yoğun bir göç dalgası yaşandı. Bu göç dalgası istihdam, yoksulluk, alt yapı ve çarpık kentleşme gibi ağır sonuçlar doğurdu. Bir dönem toprakları ve tarımıyla ülkeyi duyuran coğrafyanın insanları bir süre sonra bağ, bahçe ve mevsimlik işçisi olarak başka il'e giderek zor koşullarda karınlarını doyurdular. Bu olağanüstü süreçte maalesef insanların bütün üretim kaynaklarından koparmış ve neredeyse açlığa mahkûm hale getirilmiştir. Kentimiz sosyal, ekonomik gelişmişlik sıralamasında 1996 yılında 76 il içerisinde 67. Sırada. 2003 yılında 81 il içerisinde 71. Sırada iken bugün 5 puan daha düşerek 81 il içinde 75. Sıraya yerleşmiştir. Kentimiz eğitim sağlık ve diğer tüm alanlarda sondan 5 il içerisinde yer almaktadır. Bu kötü tablonun birçok nedeni olabilir. Ama bir tek neden hepsinin önüne geçiyor. Bu neden de ülkenin toplumsal barışıdır. Kuşkusuz bu tablo sadece kentimizi geriletmiyor. Bu tablo ülkemizin tamamını etkiliyor. Bu kötü tablodan kurtulmanın bir tek yolu vardır toplumsal barışı sağlamak ve ülkede şuanda yürütülen, yürütülmeye çalışılan barış sürecini başarıya ulaştırmaktır” diye konuştu.
“Van'ımız birçok imkânı içinde barındırıyor”
Kamu yatırımlarına vurgu yapan Vali İbrahim Taşyapan, konuşmasında sosyal sorumluluğun girişimcilere Van'da yatırım yapma, hizmet üretme, istihdam oluşturma sosyal sorumluluk getirdiğini ifade ederek,”Van'ımız birçok alanlar İstanbul bizim için bir değer olmakla birlikte etrafındaki 14 ili kalkındırabiliyorsa, İstanbul olmasa da İstanbul ayarında kentler üretebiliriz. Van'ımız bu açıdan birçok imkanı içinde barındırıyor. Aslında kalkınma dediğimiz olay bir bütünsel olmalıdır. Kalkınma ne tek başına kamunun gösterdiği çabayla olabilir, ne tek başına özel sektörün gösterdiği çabayla olabilir ne de bu ikisinin çabasıyla yapılabilir. Aslında yerel imkânlar, yerel halk, orada yaşayan insanların buna destek vermesi lazım. Kalkınma insan unsurundan bağımsız düşünülemez. Kalkınmada kamu kendine düşeni mutlaka yapacaktır. Kamu üzerine düşen en büyük görev alt yapı yapmaktır. Ve yapmıştır. Bugün bölgemize baktığımız zaman ülkemizin çok ileri gelişmiş bölgelerin dışında diğer bölgelere baktığımızda onlardan geri kalmışlığımız yoktur. Ülkemizde değişik bölgelerde değişik etnik gruplarında yaşayan çok insanımız var. Hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız, bu ülke hepimizin ülkesi. Dolayısıyla en uç noktasından, Hakkâri'den Edirne'ye kadar ülkemizin her yeri değerli, her yerinin de kendine göre imkânları var. Sermaye dediğimiz hadise dünyanın en ürkek varlığıdır. Bir yerde kendine risk gördüğü zaman, o risk giderilmedikçe oraya gelmek istemez. Bunu hepimiz biliyoruz. Biz ne kadar diğer konuları yaparsak yapalım, alt yapıyı oluşturursak oluşturalım, ne kadar teşvik sistemleri getirirsek getirelim yatırımlar istenilen seviyeye gelmiyorsa burada belli şeylerin altını çizmemiz lazım, bunların farkında olmamız lazım. Onun için bu süreçleri inşallah toplum olarak, devlet olarak, vatandaşlarımız olarak destekleyerek belli, bir seviyeye, belli bir yere getirirsek sermaye kendiliğinden buralara gelecektir” şeklinde konuştu.
“Kurumsal sosyal sorumluluk mümkün mü?”
Doğu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu ev sahipliğinde düzenlenen etkinlik, “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Mümkün mü?” başlıklı panelle devam etti. TÜRKONFED Genel Sekreteri Arda Batu'nun moderatörlüğündeki panelde Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Recep Bildik, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dernegi Genel Koordinatörü Feride Doğan, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı İzleme ve Değerlendirme Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, TÜSIAD Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İs Dünyası Kuruluşları ile Dış ilişkiler Kıdemli Bölüm Sorumlusu Ceren Aydın Ergün, Doğu Madenciler Derneği Başkanı Müslim Erbay birer konuşma yaptı.