Günümüz gençliği...

Ülkemizde sigara içme yaşı ilkokula kadar düştü. Gençliğimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. 15-25 yaş aralığındaki gençlerin çoğu yanlış alışkanlıklar ve bağımlılık maddeleriyle mücadele ediyor. Gençlerde suça eğilim artıyor. Para için anne ve babasını gözünü kırpmadan boğazlayan ve katil olan evlatlar görüyoruz. Manevi eğitimden mahrum bırakıldıkları için anlamsızlık duygusuna kapılıyorlar. Zaman bilinci taşımıyorlar ve beyhude bir hayat yaşıyorlar. Emeğin ve paranın kıymetini bilmiyorlar, kolay yoldan kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Bunda arkadaş etkisinin, gençlerin hedefsizlik içinde olmalarının ve ebeveynlerin yanlış tutumlarının etkisi büyük. Bir kısım medyanın ahlaksız dizi filmleri ve insanlarımızın kontrolsüz internet kullanımı çocuklarımızı ve gençliğimizi mahvediyor. Gayri meşru birliktelikler artıyor. Aileye bağlılık ise gittikçe azalıyor. Rabbimiz Kitabında 'Zinaya yaklaşmayın, çünkü o son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.' buyurmaktadır.
Gençler hayatlarının en dinamik sürecini yaşamaktadırlar. Bu konuda büyükler öncülük etmeli ve gençlerin zihinsel aktivitelerini, enerjilerini faydalı işler peşinde tüketmeleri için yardımcı olmalıdırlar. Bu toplumun geleceği ve en büyük enerjisi gençliktir. Bu sebeple, bir toplumun gençliği başıboş bırakılmış ve özünden (dininden) koparılmışsa bu toplumun çöküşü daha kolay olur. İnsan hayatı dört mevsim gibidir. En verimli çağı ise gençlik yıllarına tekabül eder. Bu dönem gencin her türlü zorlukla başa çıkma enerjisi vardır. Gençlik yıllarını verimli geçiren insanlar yaşlılıklarında da huzur doludurlar.
Gençlerin geçtiği yollar tehlike sinyalleri veriyor. Zira bu yollara çeşitli mayınlar döşenmiş, bu mayınlara basanlar elimizden kayıp gidiyor.
Bütün bu şiddet ve belaların merkez üssü maneviyatsızlık depremidir. Bu belalardan (cahillik, sevgisizlik, seviyesizlik, merhametsizlik, saygısızlık, ahlaksızlık ve hayasızlık) ve hastalıklardan kurtulmanın tek ilacı maddi ve manevi sahada güçlü, Allah (c.c) bağımlı ahlaklı bir nesil yetiştirmektir. Çünkü Peygamberimiz ve önderimiz 'Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.' buyurmaktadır. 'Önce Ahlak ve Maneviyat' sloganıyla yeniden yola çıkılmalı ve 'İslami Eğitim Seferberliği' başlatılmalıdır. Bulunduğumuz yerlerde mevcut sivil toplum örgütlerinin (vakıf ve derneklerin) açmış olduğu kurslardan, yaz etkinliklerinden ve sosyal aktivitelerden faydalanılmalı; gençlerimizi bu organizasyonların içine dahil etmeliyiz. Bu manada anne ve babalara büyük görevler düşmektedir. Çünkü Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: 'Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.' (Tahrim, 66/6)
Milletimizi ve nesillerimizi bu büyük aile ve toplum yangınından kurtaracak, bu girdaptan çıkaracak olan yegane güç ve kudret; imanımızda, birlik-beraberlik, kardeşlik duygusu ve cihadi ruhumuzda mevcuttur. Dostlar bu gençlik adam olmaz demeyelim. Bu ülkeye, bu memlekete ve bu topluma faydalı, ahlaklı, dürüst evlatlar yetiştirmek için canla başla çalışalım; iyinin, doğrunun, güzelin ve faydalının hakim olması için mücadele edelim.
Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.' (l-i imrn, 3/19)
Selam ve dua ile… vanhaber,haberlervan,ömer gündüz,köşe yazıları

Bakmadan Geçme