Günümüzde sevgisizlik zirvede

Her ne kadar ticari olsa bile on dört şubatın sevgililer günü olarak kutlanmasını çok önemsiyorum. Çünkü yılda bir gün bile olsa sevgiyi duymanın ve yaşamanın önemi tartışılmaz. Sevgi duyguların en güzeli ve en mükemmelidir. Bu muhteşem duygu, insanı her türlü kötülükten arındırır. Tüm iyi duygular sevgi duygusunun ardından sıraya girer. Sevgi tüm kötülüklerin panzehiridir.

Her ne kadar ticari olsa bile on dört şubatın sevgililer günü olarak kutlanmasını çok önemsiyorum. Çünkü yılda bir gün bile olsa sevgiyi duymanın ve yaşamanın önemi tartışılmaz. Sevgi; duyguların en güzeli ve en mükemmelidir. Bu muhteşem duygu, insanı her türlü kötülükten arındırır. Tüm iyi duygular sevgi duygusunun ardından sıraya girer. Sevgi; tüm kötülüklerin panzehiridir.

Ülkemizde yapılacak referandum için EVET ve HAYIR'cılar alabildiğince politize olma doğrultusunda hızla yol almaktadırlar. Siyasal çıkarlar için toplumsal gerilim, toplumu ikiye bölmeye doğru gitmektedir. Bu çok tehlikeli bir gelişmedir. Özellikle sosyal medyada oluşan bilgi kirliliği, kin ve nefretin gelişmesine hizmet etmektedir. Bu ortamı fırsat bilen ülke düşmanları, tüm güçleri ile mevcut durumu provoke etmeye çalışmaktadırlar. Provokasyona gelmeye hazır aptallar sürüsü de yangına körükle giderek bu gelişmeyi hızlandırmaktadırlar. Daha siyasi partiler sahaya inmeden provokatörler ve onların oyuncakları çoktan sahadaki yerlerini almışlardır.

Demokrasiden bahsederken mangalda kül bırakmayan zevata baktığımızda ise demokrasinin D'sine dahi inanmadıklarını görüyoruz. Demokrasi bilincinden uzak, işine geldiği gibi demokrat olanların topluma verebilecekleri hiç bir şey yoktur. Demokrasi bir kültür meselesidir. Ne yazık ki bu kültüre yakın değiliz. Farklı düşünceler, farklı inançlar, farklı yaşam biçimlerini zenginliğimiz olarak görmemiz gerekirken, bu farklılıklarımızdan kin ve nefret üretmeye çabalayanlar toplumumuzun düşmanlarıdırlar. Bu düşmanlıkları görmeyecek kadar meselelere kör bakıyoruz. Her gün sosyal medyada onlarca mesaj atan hayırcılar ya da evetçiler, sabahtan akşama kadar ciddi bir mesai hacamaktadırlar. Şaşıyorum. Sanki bu adamlar bu iş için görevlendirilmişlerdir. İnadına Evet. İnadına Hayır. Ne bu arkadaşlar. Ne oluyor? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bunu yaparken ne kazancınız olacak? Ülkenin ne kazancı olacak? Topluma ne fayda sağlayacak? Bu kadar kendinizi yırtmanın bir anlamı var mı? Seçim günü git oyunu dilediğin gibi kullan. İnsanları germeyin. Cephe oluşturmayın. Kin ve nefret duygularını körüklemeyin. Bunların hiç kimseye bir faydası yok. Aksine hepimize ve ülkmize zarar verir.

Şu anda ülkemiz savaş halindedir. Her gün şehitler vermekteyiz. Savaş hem ülkemiz içinde hem de ülkemiz dışında tüm hızıyla sürerken bu haçlı şeytanların ekmeğine yağ sürmenin ne manası var…

Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde biri birimize düşmanca tavırlar geliştirmekteyiz. Bu yanlışımıza en çok düşmanlarımız sevinecek. Aklımızı başımıza alalım. Hepimiz bu geminin içindeyiz. Bu gemi batarsa hep birlikte batarız.

Emin olun. Hiç bir ülke, - süper güç dedikleri ülkelerde dahil olmak üzere- bizimle savaşarak bizi yenemezler. Allahın izniyle çok güçlü bir ülkeyiz. Ancak; bizi içten yıkarak, birlik ve bereberliğimizi bozarak, bizi zayıflatıp yıkabilirler. Osmanlı imparatorluğunun nasıl yenilgiye uğratıldığını bir hatırlayın. Tüm Dünyaya karşı savaştık. Haçlı Şeytanlara Çanakkaleyi dar ettik. Dünya tarihinde Çanakkale zaferi gibi bir zafer yoktur. Bu zafer bizim birlik ve beraberliğimizin göstergesidir. Daha sonrasına bakın. Haçlı Şeytanlar bizi parçalamadan yenemeyeceklerini anladılar. Bu kez taktik geliştirerek, öncelikle batıya hayranlık duyan ve bu günde örneklerini yaşadığımız Can Dündar benzeri bir çok hainle işbirliği yaparak ülkeyi içten yıkmaya çalıştılar. Başarılı da oldular. İç karışıklığı ve anarşiyi alabildiğine yaygınlaştırdılar. Osmanlı yeni savaştan çıkmıştı. Haçlı Şeytanlar için çok güzel bir ortam oluşmuştu. Hareket başlamalıydı. Başladı. Osmanlı imparatorluğu yenildi. Aynı oyunu yüz yıl sonra sahneye koydular. Ama biz bu filmi daha önce seyrettiğimiz için ilgimizi çekmedi. Yapmak istedikleri hiç bir şeyin yapılmasına izin vermedik. Hiç bir şey yapamadılar. Tüm oyunlarını bozduk. Bu, son çırpınışlarıdır. Yine bozacağız. Bizleri bir birimize düşüremeyecekler.

Tüm yurttaşlarımızdan serin kanlı davranış bekliyoruz. Sağ duyunun hakim olacağı bir ortam oluşturmalıyız. Tahriklere kapılmadan sevginin doruk yapacağı bir ortamın oluşması için gayret sarf etmeliyiz. 16 Nisanı sağlıklı bir şekilde aşmalıyız. Bu bir Anayasa değişikliği oylamasıdır. Milli irade EVET ve HAYIR'cıların tümüdür. Oylama sonucu ne çıkarsa çıksın hepimiz saygı duymak zorundayız.

Siyasilerin bu konuda çok duyarlı davranmaları gerekir.

Ortamı geren her türlü söylemlerden kaçınmalıdırlar.

Demokratik anlamda herkes, dilediği gibi, propoganda çalışmalarını medeni bir seviyede yapsın.

Sonuç MİLLETİN İRADESİNİN TECELLİSİ OLACAKTIR.

Saygılarımla…

Bakmadan Geçme