Güzel yurduma dönerken...
DÜSSELDORF - Bir hedef için çıkılan yoldan, amacına ulaşmış olarak dönmenin çok farklı bir mutluluğu varmış. İlk kez mi böyle düşünüyorum, ya da farkına yeni mi vardım?
DÜSSELDORF - Bir hedef için çıkılan yoldan, amacına ulaşmış olarak dönmenin çok farklı bir mutluluğu varmış. İlk kez mi böyle düşünüyorum, ya da farkına yeni mi vardım?
Değil...
Çok yaşadım bu duyguyu... Sanırım herkes de yaşamış olmalı...
Her seferinde böyle mutlu sonları. -sırf kendimiz için değil- başkaları için de coşkulu şekilde yaşamayı bilmek gerekiyor kanımca.
Bu, yaşamı bir yerde kendi algımıza göre değerlendirmenin en anlamlı yanı ve yönü olur diye düşünüyorum.
Bir kelebek yakalamayı düşününüz...
Hani, hiç beklemediğiniz bir ana bir yerlerden çıkagelir, çiçekten çiçeğe konar, başınız üzerinde tur atar. İçinizden yakalamak ister, kanatlarından tutmak istersiniz.
Ama o narin kanatlarını incitmeden, kanatlarındaki o altınımı/gümüşi tozlarının ellerinizde izi kalmadan...
Sevmek; ince , centilmen bir duygu seline kapılmaktır böyle durumlarda...
Duyarlı olmakla, dengeli olmakla, yüreği/benliği sevgi ile, sevda ile dolu olmakla yaşanır bu güzel anlar ancak...
Yaşam, hep sevda/sevgi üzerine kurulu olsa kim istemez.
Türkiye sevgisi/sevdası da böyle bir duygu seli benliğimde...
Ülkeme dönüyorum.
Yirmi altı gün önce; sevgiye/sevgililere, torunuma, Brüksel'deki kızıma/damadıma giderken emanet değil, yüreğimin derinliğine en değerli gömü/hazine olarak sakladığım yurt sevgimin, dönüşe geçişimle coşkun bir nehir gibi taşıp çağladığının heyecanını yaşadım.
Ah... Güzel, eşsiz ülkem... Türkiyem...
Ah demokrasi kelebeğim...
xxx
Ah Türkiyem... Güzel yurdum... Tarihin yorgunluğunu yaşamış topraklarım...
Sevgimin/sevdamın odağındaki yurdum...
Anadolu güneşini elleriyle nakış nakış dokuyup berekete/nimete dönüştüren insanlarım...
Zaman ve mekanın bitmeyen sürekliliğinde senin bağrından fışkıran maddi ve manevi değerlerim...
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ