HDP'den meclise ilk uyarı
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 'Belli ki AKP'li Meclis Başkanı, AKP'den talimat almadan, Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan onay almadan, dışarıdaki siyasi tartışmalardan bağımsız olarak burada tarafsız bir Meclis işleyişi sağlayamayacak. Bunu bugün HDP olarak ilk uyarı olarak ifade ediyoruz, bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar belirtiyorum' dedi.
Baluken, TBMM'deki basın toplantısında, Meclis Başkanı seçilmesine rağmen bir haftadır Danışma Kurulu toplantısı yapılmadığını belirtti.
Meclis Başkanı'nın siyasi partilerin yetkilileriyle bir araya gelmediğini, Meclisin işleyişiyle ilgili fikir alışverişinde bulunmadığını dile getiren Baluken, geçen sürede Başkanlık Divanı'nın teşekkül etmediğini ve bununla ilgili bütün tartışmaları basından takip ettiklerini bildirdi.
Kalıcı Başkanlık Divanı'nın hala niye seçilmediğini bilmediklerini vurgulayan Baluken, şunları söyledi:
'Yeni Meclis Başkanı, Meclis işleyişiyle ilgili eski alışkanlıkların devam ettirileceğinin işaretlerini mi veriyor? AKP grubundan bağımsız olarak bu Mecliste bir çalışma yapılamayacağını ya da Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan onay almadığı sürece Meclis İç Tüzüğü'nü ve Meclis teamüllerini burada uygulamayacağını mı söylemek istiyor. Bunu bir an önce kamuoyuna detaylı bir açıklamayla duyurması ve bu konuda içine girmiş olduğu bu yanlış tavırdan da bir an önce dönmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Başkanlık Divanı olmayan, hiçbir komisyonu oluşmamış bir Meclis var. Seçimin üzerinden bu kadar zaman geçti hala Meclis'in kendi organlarını oluşturmasıyla ilgili bir toplantı dahi yapmış değiliz. Meclis'in belirleyeceğiRTÜK üyelerinin belirlenmesiyle ilgili basın üzerinden sürekli spekülatif haberler servis ediliyor ve bu konuda siyasi partilere bugüne kadar yazılmış tek bir resmi kağıt bile yok. Meclis Başkanı eğer bu şekilde Meclisi yönetecekse tıpkı geçen yasama dönemlerinde olduğu gibi bu yasama döneminde de HDP'yi karşısında bulacaktır, bu şekilde Meclisi yönetmesine izin vermeyeceğiz. AKP grubunun inisiyatifiyle, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın müsaadesiyle İç Tüzüğü, Meclis hukukunu hiçe sayarak burada bir parlamento yönetimine asla izin vermeyeceğiz.'
Baluken, Meclis Başkanlık Divanı için bir an önce Danışma Kurulunun toplanması gerektiğini yineleyerek, 'Meclis Başkanı tarafsız olmayan bir Meclisin saygınlığı ve itibarı söz konusu olmaz. Kuvvetler ayrılığı ilkesine uymayan, yürütmenin etkisinde olan ya da bir siyasi parti grubunun telkinleriyle hareket eden bir Meclis Başkanı, bu Meclisin ne saygınlığını ne itibarını koruyabilir ne de burada halklarımızın sorunlarını çözecek efektif bir Meclis işleyişini hayata geçirebilir' ifadesini kullandı.
'Kendisini muhalefet olarak tanımlayan ama muhalefet pozisyonu son derece flu olan bir siyasi partinin eseriyle karşı karşıyayız' diyen Baluken, şöyle devam etti:
'Belli ki AKP'li Meclis Başkanı, AKP'den talimat almadan, Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan onay almadan, dışarıdaki siyasi tartışmalardan bağımsız olarak burada tarafsız bir Meclis işleyişi sağlayamayacak. Bunu bugün HDP olarak ilk uyarı olarak ifade ediyoruz, bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar belirtiyorum.'
'İç Tüzük son derece nettir'
Bir gazetecinin 'Parlamentonun çalışmasının geciktirilmesinde mevcut Hükümetle YAŞ toplantısına gidilmek istenmesine yönelik' iddiaların bulunduğunu belirtmesi üzerine Baluken, konuyla ilgili kendilerine gelen pek çok iddianın olduğunu söyledi. Baluken, Meclis Başkanı'nın dışarıdaki tartışmalara, siyasi gelişmelere bakarak Meclisi çalıştıramayacağını belirtti.
Baluken, partilere ilişkin Meclis Başkanlık Divanı üyeliği sayılarına ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine, 'İç Tüzük son derece nettir, Meclis aritmetiği içerisinde sandalye, milletvekili sayısının toplam Meclis aritmetiğine olan oranlaması üzerinden hem komisyon görevlendirmeleri hem başkanlık divanındaki görevlendirmeler yapılır' yanıtını verdi.
'Milli eğitim Bakanlığının, görevden alınan müdürlerin iadesine yönelik Danıştay kararını yok saydığı' iddialarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Baluken, 'Danıştay'ın verdiği kararla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının hala direniyor olması, özellikle kuvvetler ayrılığı ilkesinin 13 yıllık AKP iktidarı döneminde ne kadar ayaklar altına alındığını bir kez daha ortaya koyuyor' ifadesini kullandı.
Baluken, hükümetin kurulmasının geciktiği iddialarına ilişkin soruya, 'Daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sanki yönettiği bir süreç var gibi duruyor. Cumhurbaşkanı bir erken seçim istiyor, kendi görev alanında olmamasına rağmen hemen hemen her gün koalisyon formülleri üzerine yorum yapıyor, hükümet arayışları üzerine yorumlar yapıyor. Bütün yorumlarını da bir erken seçime çıkacak şekilde çok kaygısız şekilde kamuoyu önünde paylaşmaya devam ediyor' yanıtını verdi.
Baluken, bir başka soru üzerine ise erken seçim ihtimalleri üzerinden bir değerlendirme yapmayı halkın iradesine saygısızlık anlamına geleceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın HDP'ye yönelik açıklamalarına ilişkin değerlendirilmesi sorulan Baluken, şu ifadeleri kullandı:
'HDP barış, çözüm istiyor. Müzakere yöntemleriyle Türkiye'nin sorunlarının çözülmesini, Türkiye'nin demokratikleşmesini istiyor. Bundan da kimsenin rahatsız olmaması gerekir. Bu ülkede demokratikleşmeyle ilgili sorunlar var olduğu sürece, Kürt meselesi başta olmak üzere, bu topraklardaki kadim halkların kendini ifade etme sorunları var olduğu sürece, Türkiye'deki artık kangren haline gelmiş kadın sorunları, ekolojiyle ilgili sorunlar emek alanıyla ilgili sorunlar var olduğu sürece HDP kendi siyasi pozisyonuna uygun olarak bu sorunları görünür kılma, bunları halkla birlikte etkili bir muhalefetle gündemleştirme ve bu doğrultuda da mevcut iktidar partisine ya da mevcut hükümet formüllerine adım attırma tutumunu devam ettirecektir.'
Baluken, parlamenter sistemde bir muhalefet partisinin yapması gerekeni yaptıklarını savunarak, şunları kaydetti:
'Yalçın Akdoğan biliyor ki Çözüm Süreci ile ilgili tıkanıklığın sebebi AKP'nin bugüne kadar samimi ve ciddi davranmamasıdır. İzleme heyetinin kurulmasıyla, resmi müzakerelerin başlamasıyla, Kürt sorununun olup olmamasına dair, kalıcı barışa gidecek olan çalışmaları yürütüp yürütmeyeceklerine, Çözüm Süreci'ni devam ettirip ettirmeyeceklerine dair net bir tutumları yok.'