HDP'den Vali Bilmez'in açıklamalarına yanıt
Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez'in gazetemiz Vansesi'nde tüm detaylarıyla yer alan ve gündem yaratan açıklamalarını değerlendiren, görevden alınan Büyükşehir Belediye Eski Başkan Yardımcısı Mustafa Avcı, suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Vansesi Haber Merkezi
Görevden alınan Van Büyükşehir Belediye Eski Başkan Yardımcısı Mustafa Avcı HDP Van İl Binasında düzenlediği basın toplantısında Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez'in yalnızca Vansesi Gazetesinde geniş şekilde yer alan ve gündem yaratan açıklamalarını değerlendirdi.
'Her şey yapanın yanına kar kalıyor'
Yolsuzlukların üzerine gidilmediğini idda eden Avcı, ''Van kayyumu ve Valisi, Mehmet Emin Bilmez; geçen hafta kamuoyuna yansıyan açıklamasında bazı kirliliklere, yolsuzluklara ve usulsüzlüklere bulaşmış kişi isimlerini zikrederken Belediye Başkanları olarak ben ve Bedia Hanımın ismini de karıştırmıştır. Van'da hem Vali hem de Kayyum olan Mehmet Emin Bilmez bir dizi yolsuzluk ve usulsüzlük sıralamış ve kendi sorumluluğunda olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadığını da yine kendisi söylemiştir. Bilindiği üzere biz 20 Mayıs 2020 tarihinde bu yolsuzlukları, usulsüzlükleri kamuoyuna açıklamış ve sorumlularıyla birlikte yargıyı da göreve çağırmıştık. Ama maalesef hukuk, bu ülkede iktidarın denetiminde olduğu için haksızlıkları bertaraf etmek için değil, muhalifleri susturmak amacıyla kullanılan bir araç haline dönüşmüştür. Tıpkı AİHM kararının, anayasa mahkemesi kararlarının tanınmaması ve uygulanmaması gibi yerelde de halk iradesinin gaspı da dahil türlü yolsuzlukların üzerine gidilmiyor, bağımsız yargı yapılmıyor, hukukun üstünlüğü değil 'üstünlerin ve üstlerinin hukuku' işletiliyor ve her şey yapanın yanına kar kalıyor' diye konuştu.
'Bir yerde bir kirlilik patlak veriyor ve kokusu çevreye yayılıyor'
Vali Bilmez'in açıklamalarına değinen Avcı, 'Yerelle özelde de Vanla hiçbir ilgisi olmayan, halkın seçmediği, tanımadığı, hesap soramadığı kayyumların kendileri zaten sorundur. Kayyumlar, sorun çözmek üzere değil, sorun yaratmak üzere atanan memurlardır. Kayyumla birlikte meclisin de işlevsiz hale getirilmesi demek halkın hakkı olan kaynakların denetimsiz bırakılması ve çarçur edilmeye müsait hale getirilmesi demektir. Değişik birimlerde ve değişik boyutlarda da olsa hemen her gün bir yerde bir kirlilik patlak veriyor ve kokusu çevreye yayılıyor. Pastadan pay kapma kavgası gelişince kamuoyuna da yansıması oluyor. Van da gelişen de budur. Kendi kirlilikleri, hesaplaşmaları ve menfaat çatışmaları üzerine konuşurken; Van halkının iradesiyle seçilmiş Bizleri de töhmet altında bırakmaya çalışmak hiçbir etik değerle bağdaşmaz. İl idaresinin tüm yetkileri kendisinde iken Kayyumun 'Van'da herkesin bir şeyler çarpmaya çalıştığını' söylemesi inandırıcı gelmiyor. Sormak istiyoruz; bu vb. açıklamalarla acaba bir şeylerin üstü mü örtülmeye çalışılıyor? Değilse aslında bu açıklama yapılan talan ve yolsuzlukların belgesidir. O halde konuşmak yerine gereği yapılırsa daha inandırıcı olmaz mı? Madem isimler açıklanıyor o halde yargı neden göreve çağrılmıyor? Hukuki süreç neden işletilmiyor? Evet biz de aynı görüşteyiz. Van, yaklaşık 5 yıldır hukuk dışı bir şekilde, ortak akla ve iradeye karşı, gaspçı bir sistem tarafından talan edilmektedir. Valinin geçen haftaki açıklamaları da bunun kısa bir listesidir. Kayyum yönetiminde; belediye bütçesinin uygulanması kamuoyundan kaçırılmakta, belediye taşınmazları usulsüz bir şekilde elden çıkarılmakta, belediye borçlandırılmakta ve nitelikli bir belediye hizmeti sunulmamaktadır. Kayyum idaresinde Van'ın kaynakları tıpkı VOTAŞ, PARK AVM'de olduğu gibi iktidar yandaşı rantçı çevrelere peşkeş çekiliyor. Bugün 'icraya vereceğiz' diye belirttikleri isimlere, VOTAŞ'I peşkeş çekenler kendileridir. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Necdet Takva AKP'nin adayı iken Van'ın bütün resmi kurumları Necdet Takva kazansın diye seferber olmuşlardı. Ama halk hem AKP'ye hem de kayyuma gereken dersi sandıkta verdi. Ama aynı il idaresi menfaatler ters düştü diye bugün kamuyu zarara uğrattı diye Necdet Takva'yı ortaklarıyla birlikte icraya vermek istiyor. Sormazlar mı bugüne kadar neredeydiniz? Kayyum olarak yönettiğiniz belediyenin zarar gördüğünü bilmiyor muydunuz? Eğer 3 yıldır bilmiyorsa zaten vahim bir durumdur. Yok eğer bildiği halde müdahale etmiyorsa bu da suça ortaklıktır, görevi kötüye kullanmaktır' dedi.
'Seçimi kazanır kazanmaz VOTAŞ hakkında gerekli incelemeleri başlattık'
2017 yılında Van Büyükşehir'in devrettiği VOTAŞ'ın ödemesinin aradan geçen 4 yıl olmasına rağmen ödenmediğine değinen Avcı, 'Bilindiği üzere tarım ve hayvancılık için modern bir tesis olması amaçlanan, zarar etmesi mümkün olmayan, 500 dönüm verimli arazi üzerine kurulmuş olan VOTAŞ, Van Organize Tarım Anonim Şirketi, Bekir Kaya döneminde belediyeye kazandırılmıştır. Belediye bütçesinden bu tesise 500 büyük baş hayvanın yanında binlerce meyve fidanı ve ekili arazi eklenmiş ve dört dörtlük işleyen bir tesis kurulmuştur. 2017 yılında kayyum olarak atanan Murat Zorluoğlu'nun hukuksuz icraatlarından bir parça olarak VOTAŞ da yandaşa peşkeş çekilmiştir. İşlemler tümüyle gizli kapılar ardında, kirli pazarlıklar sonucunda ve şeffaf olmayan bir şekilde yapılmıştır. Tamamen alıcı şirket ve kişiler lehine düzenlenen satış sözleşmesinde belediyenin hakları neredeyse hiç gözetilmemiştir. Sözleşmede belirtilmesine rağmen borç taksitleri zamanında ödenmemiş, borçlulara gerekli ihtarlar çekilmemiş aradan geçen yaklaşık 4 yıla rağmen icra işlemi başlatılmamıştır. Yine sözleşmede, belediyenin hakkı olan fesih hakkı, tüm koşulları oluşmasına rağmen işletilmemiştir. Bu nedenle yaklaşık 4 yıldır kamu zararının önüne geçilmemiş, sorumlular görevini yerine getirmemiş ve kayyum görevini kötüye kullanmıştır. Biz seçimi kazanır kazanmaz VOTAŞ hakkında gerekli incelemeleri başlattık. Karşılaştığımız bu talan tablosu karşısında bu durumu kabul etmeyeceğimizi tüm taraflara ilettik. Tek bir taksitin bile tam zamanında ve eksiksiz ödenmediğini açığa çıkardık. VOTAŞ'ı devir alan yönetimle irtibata geçerek oluşan bu zararın tazmin edilmesini, taksitlerin derhal ödenmesini talep ettik. Aksi halde sözleşmeden kaynaklı, fesih hakkımızı kullanacağımızı belirttik. Kendilerince, taksitleri ödeyecek paralarının olmadığı, alacağımız karşılığında tesisin yüzde 25'lik hissesinin belediyeye devredilmesi teklif edildi. Tamamı belediyeye ait ve kendilerine peşkeş çekilmiş olan bu işletmenin, belediyenin alacağına karşılık yüzde 25'inin kabul edilerek bu kirli pazarlığa dahil olmayacağımızı belirttik. Hem tesisin tamamının geri alınması hem de zararın tazmin edilmesi amacıyla BELVAN yönetimine ve Belediye Hukuk müşavirliğine gerekli işlemlerin başlatılması hususunda kararımızı ilettik. Bu kararımız üzerinden 3 gün sonra 19 Ağustos 2019 da ikinci kez kayyum atandı. Ve Kayyum bir buçuk yıldır sessizce bu kamu zararının büyümesini beklemiş, bugün de kalkmış icraya vermekten söz ediyor. Peki hala neyi bekliyor? Elinden tutan mı var? Bir yerlerden talimat mı bekliyor? Sadece icraya vereceğini söylediği Necdet Takva ve Yavuz Karaman adlı kişilerin değil, bu satışı gerçekleştiren önceki kayyum Murat Zorluoğlu'nun ve diğer sorumluların da yargılanması gerekir. Ve sizin aracılığınızla sorumlular hakkında görevi ihmalden de suç duyurusunda bulunuyoruz' diye konuştu.
'AVM dedikleri şey pasaj bile olamadı'
Park AVM ile ilgili eleştirilerde bulunan Avcı, 'Diğer bir husus da PARK AVM'nin 2018 genel seçimlerinden birkaç gün önce, daha inşaat halinde iken Kadriye Gül'ün başında olduğu İstanbullu bir firmaya, yönetimi verilerek seçim malzemesi olsun diye açılmasıdır. AVM yönetmeliğinin şartlarından yoksun bu yapının otoparkı, asansör aksamı ve gerekli salonları yoktur. İnşaat süreci tamamlanmadan, gerekli ruhsat işlemleri ve geçici kabul işlemleri yapılmadan alel acele seçime yetiştirildi. Bu sorun yumağının karşısında buraya yatırım yapmak isteyen esnafımız başta olmak üzere belediye büyük zararlara uğratıldı. AVM dedikleri şey pasaj bile olamadı. Sırf üstlerinin gözüne girmek ve 3 yıldır burada oluşan zararını örtmek ve birilerini aklamak için daha birkaç ay önce Vali Bilmez, Park AVM'yi satacağını dile getirerek kendisini ve önceki kayyumu ve sorumluları aklamaya çalışmıştır. Şimdi ise sorun olduğunu söyleyen kendisidir. İzlerken kuşkulanmamak mümkün değildir. 'Acaba değersizleştirip yandaşlara daha ucuza devretmek için mi yapılıyor bu açıklamalar?' benzeri sorular sormadan edemiyoruz. Öte yandan şimdiki kayyumun kendisi de adı geçen Kadriye ve diğer ismini zikrettiği kişilerle birlikte 3 yıldır zaten çalışıyor. Yine soruyoruz söz konusu kiralama firmasının verdiği zararın tazmini konusunda ne yapılmıştır? Firma ve hala belediye de görev başında olan diğer sorumlular hakkında gerekli hukuki süreç işletilmiş midir? Kiralama yönetim firmasıyla feshedildiği söylenen sözleşme neden şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmıyor? Halkın gerçekleri bilmesinden neden korkuluyor? Van'daki işsizlik ve yoksulluk sorunu görmezden gelinerek Van'ın en büyük sorununun ulaşım olduğunu belirten Valiye hatırlatmak istiyoruz. Van'ın en az 50 yıllık ulaşım sorununu çözmek adına İstanbul Teknik Üniversitesi ile Van Ulaşım Ana Planının hazırlanması için imzalama aşamasına getirdiğimiz protokol neden rafa kaldırıldı? Bile bile halkın ferasetiyle dalga geçilmesin. Doğrudur Van'da trafik de sorundur ama başat sorun değildir. Van'ın en büyük sorunu işsizlik ve yoksulluk sorunudur' ifadelerini kullandı.
'Bilgi veya belge varsa bunu kamuoyu ile paylaşın'
Vali Mehmet Emin Bilmez'in açıklamaları üzerine suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Mustafa Avcı, 'TÜİK ve SGK verilerine göre Van'da 360 bin mutlak yoksul yurttaş bulunmaktadır. Bu kişilerin asgari ücretin üçte biri kadar bile geliri yoktur. Bu korkunç tabloya şimdi bir de Pandemi darbesi eklenmiştir. Ülkede açık olmayan tek sınır kapısı Kapıköydür. Esnaf kan ağlıyor. İl idaresinin bunda sorumluluğu yok mudur? Van'da istihdam artışına yönelik başlattığımız birçok inisiyatif kayyum eliyle durdurulmuştur. Bunun bir örneği olarak, ilk etapta bin kişilik istihdam hedefi olan ayakkabı ve tekstil fabrikalarının sözleşmelerini feshederek bu yatırımcıları adeta Van'dan kovmuştur. Yine Van Büyükşehir Belediyesin taşeron kadroda çalışan 306 işçinin mahkemede 4 defadır kazandığı kadro hakkı tanınmıyor. Bu insanların işsizliğinin, mağduriyetinin, yoksulluğunun nedeni de idarenin hukuk tanımazlığı değil midir? Buradan bir kere daha çağrı yapıyoruz, mahkeme kararının gereğini yerine getirin, 306 işçiyi derhal işe alın. Daha önce açıkladığımız raporda kayyum idaresindeki belediyede yapılan usulsüzlük ve yolsuzluklar listelenmişti. O günden bugüne geçen bir yıla rağmen herhangi bir işlem yapmayan kayyum bugün aynı listeyi adeta tekrarlıyor ve bizi de bulaştırmaya çalışıyor. Şuradan bir kez daha uyarıyoruz; Kendi aranızda bulaştığınız kirliliklere, menfaat çatışmalarına ve usulsüzlüklere hiçbir şekilde başkanlar olarak bizleri dahil edemezsiniz. Bizim birilerini kayırdığımıza veya koruduğumuza ilişkin herhangi bir bilgi veya belge varsa bunu kamuoyu ile paylaşın. Söz konusu suçlayıcı iddialara dair elinizde hiçbir bilgi ve belge olamaz. Çünkü ezilen ve sömürülen toplumsal kesimlerden yana tarafımız bellidir ve pratiğimiz şeffaf, alnımız açık kafamız diktir. Ve altını çizerek bir kez daha yineliyoruz; elinizde herhangi bir bilgi veya belge varsa kamuoyuna açıklarsınız yoksa bu iftiralarınız karşısında suç duyurusunda bulunuyoruz' şeklinde konuştu.