HÜZNÜN KOKUSU SAHAFLAR

Mart-Nisan ayları TÜYAP'ların en yoğun olduğu aylardır. 'Susurluk Kitap Günleri'nden sonra bu günlerde 22. İzmir Kitap fuarında yer almaktayım. Okulların öğrencilerini fuar alanına getirmeleri, yazarlarla tanıştırmaları, kitaplarla buluşturmaları ayrı bir güzellik.

Her yıl yaptığım gibi bu yılda stanttan bir süreliğine ayrılıp sahaflara gittim. Eski kitapları,dergileri karıştırdım. Hatta ilk okumayı söktüğüm alfabemle buluştum. Kapağı bantlı bir kitaptı. Sayfalarını okşarcasına çevirdim yıllar, yıllar öncesine gittim. Bana biraz acı, biraz hüzün çokça mutluluk verdi. Sonra ergenlik dönemime doğru ilerledim Hayat, Ses, Yedigün Dergileri karşıma çıktı. Yıllar öncesindeki fotoromanlar bu dönemin dizileri gibiydi. Eski tarihli gazeteler hepsi ayrı bir dönemin sosyal yaşamını yansıtıyordu.
Bu nedenle benim için başka bir güzelliktir sahafların bu fuarlarda yer alması. Eski kitaplara düşkünlüğünüz varsa zaten sizi sahaf sözcüğü bile heyecanlandırır. Hüzün vardır o raflarda. Aylardır dokunulmamış olan kitaba, önce bir üflersiniz sonra elinizle hafif bir tozunu alırsınız içinize çekerek koklarsınız o an hüznü koklarsınız aslında. O koku sizi geçmişe götürür, sanki gramofonda çalan unutulmuş eski bir şarkı gibidir. Sizi usulca içine çeken eskimiş yaprakların kirli sarı kokusu. Koku hafızası en kalıcı olanlardan biridir

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme