İktisatlı olan, fakir olmaz
Türkiye'nin en önemli sıkıntılarından biri hiç kuşkusuz bilinçsiz tüketim ve israf alışkanlığıdır. Geçmişte yaşanan ekonomik krizlerden hiç ders alınmamış olmalı ki, ülkemizde gösteriş ve israf sosyal bir boyut kazanmıştır. Bütün dünyada olduğu gibi küresel ekonomik kriz Türkiye'yi de etkisi altına almış; kimilerini derinden etkilemekte, kimilerini ise bir hayli tedirgin etmektedir. Bir yıl içerisinde kullandığımız barınma, beslenme, sağlık eğitim, iletişim ve tatil gibi 343 çeşit nesne, doğru tüketilmediği için Türkiye de her yıl hane başına 8.000.00 liramız çöpe gitmektedir. Afrika kuraklığın pençesinde kıvranırken, çoğu ülkede israf büyük boyutlarda iken, Afrika'da yaşanan insanlık dramı için adeta seferber olan Türkiye'de durum ne? Bir lokma ekmek bulamadığı için Afrika'da her gün binlerce çocuk ölürken, Türkiye'de her gün yaklaşık 10 milyon ekmek çöpe gidiyor. İnsanlar, susuzlukla boğuşurken Türkiye'de tonlarca su boşa akıtılıyor. İsraf edilen suyun maddi yükü milyar liraları buluyor. Milli gelirin yüzde 10'una denk gelen israf, büyük bir ekonomik ve sosyal yara halini almış durumda. Ayrıca yerine konulması, geri döndürülmesi, depolanması ve satın alınması mümkün olmayan zamanımız da bu işin cabası.
Devlet yetkililerince alınacak tedbirler dışında bizlerinde bu ülkenin inançlı evlatları olarak yapacağı bir şeyler olmalıdır. O da ' İsraf'a dur!' demekten başka bir çarenin olmamasıdır. Tüketim alışkanlıklarımızı, değiştirerek hayatın her noktasında tasarruflu yaşamaktır. Geleceğizimizi emanet edeceğimiz gençlik, küresel ekonomide önemli bir hissedar ve yakın gelecekteki değişimlerin itici gücü olacaklardır. Bu durumda bizlerin asli görevi yeni nesle doğru tüketim bilincinin kazandırılmasıdır. Buda ancak dinimizde israfın haram olması ve savurganlığın yasak oluşunu anlatmak ve bu emre riayet göstererek, iktisatlı olmaktır. Çünkü Rabbimiz Yüce Kitabında '(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.' (Furkan/ 67) 'Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.' (Araf/ 31) buyurmuş her türlü harcamamızda orta yolu bulmamızı, fakat ne olursa olsun israftan ve müsrifçilikten kaçınılması gerektiği açıkca beyan edilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v) ise 'İktisatlı olan, fakir olmaz.' buyurarak biz kulları vasati olmaya her türlü tüketimimizi planlı, yeterli ve tutumlu bir şekilde sarfetmeye teşvik etmiş ve bu hayat tarzını kendine şiar edinen kişilerin ise asla maddi sıkıntılara düçar olmayacağını bizlere işaret etmiştir. 'Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.' (İsra/ 26-27)
Nankörlerden olmamak ve saymış olduğumuz bu kötü gidişattan bir önce kurtulmak için Ramazan ayını da bir fırsat bilerek israftan kaçınalım. Özellikle üretmeden, tüketen bir toplum haline geldiğimiz bu dönemde; yaşam idamemizi bankalara, kredi ve kredi kartlarına endeksli bir tüketim formülü üzerine kuran ülkemiz insanını her fırsatta uyarmak bizlerin en asil görevi olmalıdır. Toplumun bu kötü gidişatına biran evvel dur demeli, lüks ve pahalı olan her türlü harcamaya karşı olmalıyız. Bu konuda Kur'anda verilen öğütlere boyun eğmeliyiz. Özellikle sabrın, kanaatin ve açlığın ne olduğunu en iyi şekilde anladığımız Ramazan ayında lüks ve birçok çeşidi olan şatafatlı iftar ziyafetlerinden kaçınmalıyız. Maddi gücümüz nispetinde mütavazi, içerisinde mutlaka fakirlerinde bulunduğu iftar programlarını tercih etmeliyiz. Etmeliyiz ki dünyanın herhangi bir yerinde açlıktan ölen insanların ve ekonomik sıkıntılardan dolayı intihar eden veya cinnet geçirerek ailesini katleden zavallı insanların hesaplarından bizler mes'ul olmayalım. Bu sebeple vicdan azabı çekmeyelim. Çok iyi idrak edelim ki yapılan her türlü israfın içerisinde çocuklarımızın ve neslimizin, fakir-fukaranın, dünya üzerinde açlıkla pençeleşen insanların hakkı, en önemlisi ülkemin geleceği gizlidir. Bundan böyle bu günü bir milad kabul ederek, dinimizin emri olan israfa hayır, tasarrufa evet diyerek yola koyulmalıyız.
Vesselam...
http://www.vansesigazetesi.com
vanhaber,ömer gündüz,köşe yazıları