İMO YAPILAŞMAYA DİKKAT ÇEKTİ
İnşaat Mühendisleri Odası Van Şubesi Başkanı Serhat Baran Özaydın, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 13. yıldönümüne ilişkin bir değerlendirme yaparak, 'Deprem, tek bir gecede on binlerce insanın hayatını alt üst etmiş, yol açtığı şokun ardından yaşanan çaresizlik toplumsal bir travmaya dönüşmüştür' dedi.
'TÜM ÜLKEMİZİ BİR RANT ALANI HALİNE DÖNÜŞTÜREBİLECEKTİR'
Geçen 13 yıllık süre içerisinde beklenilen ve yapılması olanaklı mühendislik tedbirlerinin hayata geçirilmediğine dikkat çeken İMO Van Şubesi Başkanı Serhat Baran Özaydın, oda olarak yaşananları anımsatmakta faydalı gördüklerini ifade etti. Özydın, 9 Haziran 2000'de Ulusal Deprem Konseyi'nin kurulduğunu hatırlattı. Özaydın, 'Yapılan tüm bilimsel çalışmalar, sağlıklı bir kentleşme için yerleşme ve yapılaşma süreçlerinin risk yönetimini içerecek biçimde yenilenmesi gerekliliği ortaya koymaktadır. Öte yandan göz yumulan kaçak yapılar veya projesine aykırı yapılar, imar afları, parçacıl planlamalar ve plan tadilatları nedeniyle ülkemizdeki yapı stokunun sorunlu olduğu bir gerçektir. Bu bağlamda afet zararlarını azaltma kapsamında, onarım ve güçlendirme çalışmaları ile kentsel yenileme uygulamalarının birlikte düşünülmesi, acil durum planlarının hazırlanması, toplumun afet tehlikesi ve riski konusunda bilinçlendirilmesi, arama-kurtarma faaliyetlerinde eğitim ve örgütlenmenin sağlanması, kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması hatta ve hatta mühendislerin meslek içi eğitimi ve yetkinliği konularının birlikte planlanması gerekmektedir. Kentsel Dönüşüm Yasası ise tüm bu gerekleri karşılamaktan uzak olup uygulama alanlarının sınırsız tutulması nedeniyle başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürebilecektir' dedi.
'ÇÖZÜMSÜZLÜK DE SÜRÜYOR!'
İktidarın yeni hedefinin yapım sürecinin denetimine ilişkin kuralların düzenlendiği Yapı Denetim Yasası'nı değiştirmek olduğunu vurgulayan Özaydın, 'Meclis tatil edilmeden hemen önce kamuoyuna 'Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı' adıyla bir çalışma sunulmuştur. Yeni Yasa taslağı ise hizmetin kamusal niteliğini öne çıkartma yerine daha fazla ticarileştirilmesini öngörmekte ve bu niteliğiyle denetim hizmetlerinin formaliteye dönüşmesi potansiyelini taşımaktadır. Zira sunulan çalışma, aslında teknik müşavirlik kuruluşlarının görev ve sorumluluklarını düzenlemektedir. Türkiye genelinde yapı ruhsatı verme yetkisine sahip toplam 3649 belediye, il özel idaresi ve organize sanayi bölgesi bulunmaktadır' ifadelerini kullandı.
Mühendislik hizmetinin niteliğini yükseltmek yerine meslek odalarını işlevsizleştirerek sahte mühendisliğin önünü açan bu düzenlemelere imza atanlara seslenen Özaydın, 'Deprem riskini mühendislik hizmeti almamış yapıları çoğaltarak mı azaltacaksınız? Siyasi iktidarı tercihini bilimden ve insandan yana kullanmaya, ülkemizin deprem gerçeğine uygun ulusal bir deprem politikası belirlemeye ve daha da önemlisi bu politikaları bir an önce hayata geçirmeye çağırıyoruz. Ne yazık ki ülkemizde hala deprem gerçeği de çözümsüzlük de sürüyor!' şeklinde konuştu. vanhaber,inşaat,mühendis,serhat baran özaydın,bina
'TÜM ÜLKEMİZİ BİR RANT ALANI HALİNE DÖNÜŞTÜREBİLECEKTİR'
Geçen 13 yıllık süre içerisinde beklenilen ve yapılması olanaklı mühendislik tedbirlerinin hayata geçirilmediğine dikkat çeken İMO Van Şubesi Başkanı Serhat Baran Özaydın, oda olarak yaşananları anımsatmakta faydalı gördüklerini ifade etti. Özydın, 9 Haziran 2000'de Ulusal Deprem Konseyi'nin kurulduğunu hatırlattı. Özaydın, 'Yapılan tüm bilimsel çalışmalar, sağlıklı bir kentleşme için yerleşme ve yapılaşma süreçlerinin risk yönetimini içerecek biçimde yenilenmesi gerekliliği ortaya koymaktadır. Öte yandan göz yumulan kaçak yapılar veya projesine aykırı yapılar, imar afları, parçacıl planlamalar ve plan tadilatları nedeniyle ülkemizdeki yapı stokunun sorunlu olduğu bir gerçektir. Bu bağlamda afet zararlarını azaltma kapsamında, onarım ve güçlendirme çalışmaları ile kentsel yenileme uygulamalarının birlikte düşünülmesi, acil durum planlarının hazırlanması, toplumun afet tehlikesi ve riski konusunda bilinçlendirilmesi, arama-kurtarma faaliyetlerinde eğitim ve örgütlenmenin sağlanması, kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması hatta ve hatta mühendislerin meslek içi eğitimi ve yetkinliği konularının birlikte planlanması gerekmektedir. Kentsel Dönüşüm Yasası ise tüm bu gerekleri karşılamaktan uzak olup uygulama alanlarının sınırsız tutulması nedeniyle başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürebilecektir' dedi.
'ÇÖZÜMSÜZLÜK DE SÜRÜYOR!'
İktidarın yeni hedefinin yapım sürecinin denetimine ilişkin kuralların düzenlendiği Yapı Denetim Yasası'nı değiştirmek olduğunu vurgulayan Özaydın, 'Meclis tatil edilmeden hemen önce kamuoyuna 'Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı' adıyla bir çalışma sunulmuştur. Yeni Yasa taslağı ise hizmetin kamusal niteliğini öne çıkartma yerine daha fazla ticarileştirilmesini öngörmekte ve bu niteliğiyle denetim hizmetlerinin formaliteye dönüşmesi potansiyelini taşımaktadır. Zira sunulan çalışma, aslında teknik müşavirlik kuruluşlarının görev ve sorumluluklarını düzenlemektedir. Türkiye genelinde yapı ruhsatı verme yetkisine sahip toplam 3649 belediye, il özel idaresi ve organize sanayi bölgesi bulunmaktadır' ifadelerini kullandı.
Mühendislik hizmetinin niteliğini yükseltmek yerine meslek odalarını işlevsizleştirerek sahte mühendisliğin önünü açan bu düzenlemelere imza atanlara seslenen Özaydın, 'Deprem riskini mühendislik hizmeti almamış yapıları çoğaltarak mı azaltacaksınız? Siyasi iktidarı tercihini bilimden ve insandan yana kullanmaya, ülkemizin deprem gerçeğine uygun ulusal bir deprem politikası belirlemeye ve daha da önemlisi bu politikaları bir an önce hayata geçirmeye çağırıyoruz. Ne yazık ki ülkemizde hala deprem gerçeği de çözümsüzlük de sürüyor!' şeklinde konuştu. vanhaber,inşaat,mühendis,serhat baran özaydın,bina