İnsanlık diye bir şey var mı?
Belgesel dizileri izlerken kanım donuyor. Bu kadar vahşet olamaz, diyorum. Güçlü hayvanların güçsüzleri yok ettiği bir dünyada yaşamanın gerçeğini görmek insanı şaşkına çeviriyor. Onların dünyasında güçsüzlerin yaşamaya hakları yoktur. Tıpkı insan diye geçinen varlıkların dünyasında güçsüzlerin yaşam haklarının olmadığı gibi…
Belgesel dizileri izlerken kanım donuyor. Bu kadar vahşet olamaz, diyorum. Güçlü hayvanların güçsüzleri yok ettiği bir dünyada yaşamanın gerçeğini görmek insanı şaşkına çeviriyor. Onların dünyasında güçsüzlerin yaşamaya hakları yoktur. Tıpkı insan diye geçinen varlıkların dünyasında güçsüzlerin yaşam haklarının olmadığı gibi…
Hayvanların vahşetine şaşkınlıkla bakarken İnsanın vahşetini görmemezlikten geliyoruz. Şöyle bir dünyada olup bitenlere baktığımızda emin olunuz ki; insan olduğumuzdan utanç duyarız. Bu kadar aşağılık bir varlık olamaz. Hayvanlar alemindeki vahşetin daha fazlasını ve daha acımasızını insanlar aleminde görmek mümkündür.
Tanrının yarattığı en mükemmel varlık diye tanımlanan insanın bu kadar aşağılık duruma düşmesi içler acısıdır. Dinlerin dahi dizayn edemediği bu vahşi varlık şu anda tüm vahşeti ile gündemin birinci maddesini oluşturmaktadır. Dünya kamuoyu gözlerini kör etmiş, dünyada olup bitenleri görmemeye çalışıyor. Bana ne? diyor. Bana dokunmayan yılandan, banane diyor. Bu kadar duyarsız, bu kadar vurdum duymaz, bu kadar banane anlayışı, insan oğlunun gözlerini kör, kulaklarını sağır etmiştir.
Her gün Suriye'de çoluk çocuk, yaşlı, kadın kız dinlemeden güçsüz insanlar katlediliyor.
Her türlü imha araçları ile…
Kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Zalimler yaptıkları ile baş başa kalıyorlar.
Yemen'de, kadın kız, çoluk, çocuk katlediliyor, "İnsanım diye geçinenler" yine suskun.
Filistin'de her gün zulüm var. İnsanlık yine suskun.
Afrika'da her gün onlarca insan açlıktan ölüyor, insanlık yine suskun.
Aylan bebeğin cesedi kıyıya vurmuştu, insanlık bundan rahatsız olduğunu deklare etmişti. Şimdi bakın Aylan bebeğin benzeri bir dramı görün… El salvadorlu bir aile ABD'ye girmek için vize başvurusunda bulunmuş ve bu başvurusu kabul edilmemiş... Bunun üzerine aile yasadışı yollarla Meksika'dan ABD'ye geçmeye çalışırken bir baba ile küçücük kızının cesetleri, aynı Aylan bebek gibi kıyıya vururken görülüyor…
İnsan hakları evrensel beyannamesi için mükemmel bir kapak resmi adeta…
Peki, İnsan hakları evrensel beyannamesi hangi insanları kapsamına almaktadır. Biliyor musunuz?
Belgeselde aslanlar bir ceylan'la yavrusunu araya almışlar, ana ve yavru korku içinde kıvranıyorlar. Kaçacak, kurtulacak bir umutları olmadığı halde yine de bir hamle yaparak kaçmaya çalışınca aslanlar ana ve yavruyu parça parça ederek yiyorlar. Saldırganları ve saldırıya uğrayanların insan olduğunu düşünelim; insan hakları evrensel beyannamesi saldırıya uğrayan ana ceylan ve yavrusu için değil saldıran aslanlar için işlem yapar. Yani dünyayı yaşanmaz hale getirenler insan sayılırken, katledilen milyonlarca mazlum, insan olarak düşünülemez.
Allah ıslah etsin sizleri…
Namussuzlar…
Katiller…
Zulme göz yuman, sessiz kalan zalimlerin ortağı sayılmıyor mu?
Peki, bu dünyadaki milyarlarca insan neden bu kadar duyarsız davranıyor.
Bu alçakların, zalimlerin zulmüne neden bir tepki vermiyorlar?
Dünyadaki halk kitleleri bir başkaldırı yapabilseler bu alçaklar her istediklerini yapamazlar.
Sanat evrensel bir beceridir.
Sanatçılar dünyada yaşanan her türlü haksızlıklara karşı durabilen insanlardır.
Ne yazık ki sanatçıları da kendilerine benzetmişler.
Sanatçılar, insanlığın iflası olan dünyadaki bu zulmü neden göremiyorlar?
Tabii ki göremezler.
Çünkü gözleri kör, kulakları sağır olmuş insan müsveddeleri haline dönüşmüşler de ondan…
Dünyada yapılan zulmü görmemezlikten gelenleri, duymamazlıktan gelenleri şiddetle kınıyorum.
Bu kadar çıkarcı, bencil bir kitlenin içinde olmaktan utanç duyuyorum.
Bu duyarsızlık sadece bizim ülkemizde değil… Ne acıdır ki dünyanın tamamındadır.
Dünya beşten büyüktür.
Bu bir anlayış haline getirilmeli.
Yeniden bir dünya nizamının kurulması doğrultusunda her birey üstüne düşeni yapmalıdır.
Yaşanabilir bir dünyanın oluşması için gerek ülkemizde gerekse dünyadaki tüm ülkelerde bulunan sanatçılar, akademisyenler, bilim adamları ve sivil toplum kuruluşları acilen ciddi bir çalışma içine girmelidirler.
Bu hem insani hem de vicdanı bir sorumluluktur.
Küresel siyasetin yönetimi, kapitalist sistemin uşaklığını yapan kişilerden oluşur.
Bu uşaklar kapitalizmin başarısı için gözlerini kırpmadan milyonlarca insanın katledilmesi kararını vermekten çekinmezler.
Çünkü onlar için eşya insandan değerlidir.
Yaşanabilir bir dünya oluşması dileği ile saygılarımı sunarım.