İşçinin yüzüne bakamayan işadamından bir şey beklemeyin
Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, Ankara'nın savunma, bilişim ve sağlıkta üretim üssü olabileceğini, ancak hastanelere verdikleri malın parasını zamanında alamadıkları için ödeme sorunlarını konuşmaktan üretim, istihdamı konuşamadıklarını söyledi. Ücretini ödeyemediği için işçisinin yüzüne bakamayan sanayiciden bir şey beklenemeyeceğini belirtti. Demir, 2019'da 600 milyon dolar olan sektörün ihracatının pandemi nedeniyle 2020'de 5 milyar dolara çıktığını ifade etti.
Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nca (TİSK) gerçekleştirilen basın sohbetleri kapsamında bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Demir, tıbbi cihaz sektörünün en önemli sorununun hastanelere sattığı malın parasını zamanında alamaması olduğunu vurguladı. Demir, devletin, kuruluş aşamasında teşvik ve destek sağladığı işletmelerin ihracat yaparsa ayakta kalabildiğini, ağırlıklı olarak yurt içine çalışıyorsa birkaç sene içinde çoğunun battığını belirtti. Üniversite ve devlet hastanelerinin ilaç ve tıbbi cihaz sektörüne yıllardır birikmiş olup 2020 ağustos ayına kadar olan 19 milyar liralık borcunun yüzde 25 oranında ıskonto uygulandıktan sonra kalan kısmının büyük ölçüde ödendiğini kaydeden Demir, eylül ayından sonra doğan alacakları için bugüne kadar hiç ödeme yapılmadığını söyledi.
Hastanelere mal satan tıbbi cihaz sektörünün parasını ne zaman alacağını bilemediğini, vade belli olmadığı için de ihalelerde finansman farkı ilave edildiğini kaydeden Demir, verdiği malın parasını iki yıl sonra alacak güçte sermayesi olmayan KOBİ'lerin kısa sürede battıklarını anlattı. 'Bedelini ne zaman alacağınızı bilmediğinizde tarlanızda yetiştirdiğiniz patatese bile fiyat koyamazsınız' diyen Demir, hastanelere satılan mal bedelinin ne zaman ödeneceğine ilişkin belirsizliğin sektörün elini kolunu bağladığını belirtti. Demir, öyle ki, ödeme dışında başka bir konuyu gündeme getirdiklerinde sendika üyesi sanayicilerin tepki gösterdiğini kaydederek, şöyle konuştu:
'Ödemeyi konuşmaktan üretimi, ihracatı, istihdamı konuşamıyoruz. Ankara'da savunma, sağlık, bilişim alanında büyük bir potansiyel bulunuyor. Heyecan verici bir noktadayız. Eylül ayından beri satılan ürünler için hiç ödeme yapılmadı. Kredi, vergi, yapılandırma taksitlerini ödeme dönemi geldi. Ücretini ödeyemediği için işçisinin yüzüne bakamayan işadamından bir şey bekleyemezsiniz. Ben genellikle pozitifim ama ben bile o noktaya geldiğiysem sorun var. Firmalar yatırım-üretimden söz ettiğimizde görmek istemiyorlar. Ödemeler düzenli hale getirilir, sistemin tam bir çevrimi sağlanırsa aslında üniversite-sanayi işbirliğini tesis etmiş şekilde, teknolojik ürünlere yönelik yatırımlar gelebilir.'
PANDEMİDE 5 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Metin Demir, tıbbi cihaz sektörü olarak cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te 5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduklarını belirtti. 2019'da 600 milyon dolar olan sektörün ihracatının 2020'de pandemi dolayısıyla 5 milyar dolara çıktığını kaydeden Demir, bunun büyük kısmının maske, önlük, koruyucu gözlükten oluştuğunu ifade etti.
'İHRACAT İZNİ, İHRACAT YASAĞI GİBİ UYGULANDI'
Geçen yıl Çin'in tıbbi malzemede dünya piyasasından çekildiği dönemde Türkiye'ye çok yoğun sipariş geldiğini, ancak anlaşılmaz bir şekilde ihracat yasağı uygulandığını belirten Demir, ihracat yasağı olmasaydı sektörün en az 1 milyar dolar daha fazla ihracat yapabileceğini savundu. Böyle bir ihracatın da onbinlerce işçinin kısa çalışma ödeneğine gerek kalmadan istihdamı anlamına geldiğini ifade etti.
Demir, bu tür dönemlerde yapılan ihracatın bir defalık olarak görülmemesi gerektiğini, önemli bir kısmının kalıcı pazara dönüşebildiğini söyledi. Demir, nitekim bu yıl da sektörün yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat yapmasını beklediklerini dile getirdi.
Pandemi döneminde maske, önlük, koruyucu gözlük gibi ürünlerin ihracatının izne bağlandığını anımsatan Demir, Ticaret Bakanlığı'nda sorun yaşamadıklarını ancak Sağlık Bakanlığı'nın ihracat iznini adeta ihracat yasağı gibi uyguladığını söyledi. Demir, Sağlık Bakanlığı'nın bu politikasının izne tabi olmayan ürünlerin ihracatını bile olumsuz etkilediğini, malların gümrükte bekletilerek izne tabi olmadığına dair resmi yazı götürmek zorunda kaldıklarını belirtti.
Pandeminin ilk döneminde ihraç edilen koruyucu tıbbi ürünlere karşılık Devlet Malzeme Ofisi'ne hibe şartı konulduğunu anımsatan Metin Demir, bu uygulamanın hl devam ettirilmesini eleştirdi. Demir, temininde hiçbir sıkıntı yaşanmamasına ragmen hl ihraç edilen her 5 maskeye karşılık 1, 10 önlüğe karşılık 1 önlüğün DMO'ya hibe edildiğini anlattı. Demir, 'O zaman ihraç edilen her ayakkabı ve pantolon için de devlete hibe verilmeli' diye konuştu.
'TIBBİ CİHAZ PERSONELİ ÖNCELİKLİ AŞILANMALI'
Metin Demir, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğinde tıbbi cihaz sektörü çalışanlarının kritik rolü olduğunu belirterek öncelikli aşılama grubuna alınmaları gerektiğini söyledi. Demir, şöyle konuştu:
'Tıbbi cihaz ve bakım sektörü sağlık sisteminin bir parçasıdır. Bunu hep vurguluyoruz ancak sektörümüz öncelikli aşılama kapsamı dışında kaldı. Ameliyathanelere giren, yoğun bakımlarda kullanılan cihazların bakım-onarımını yapan, bakım onarım elemanları ve klinik destek elemanları yoğun risk altında. Sayıları 8 bini bulan bu elemanlar ciddi oranda COVİD-19 enfeksiyonuna yakalandı. Arkadaşlarımız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na kayıtlı olarak çalışırlar. Yani fiili olarak çalışan kişilerdir, kim oldukları bellidir. Sağlık hizmetinin sürdürülebilir olması için başta klinik destek elemanları ve bakım onarım elemanları olmak üzere risk altındaki mensuplarımızın hızla aşılanması gerekiyor.'
Habertürk