İslamiyet Kurtuluş Yoludur
İslamiyette müminler kıldıkları namazların her rekatında Fatiha suresini okurlar.
Fatiha-i şerifin bir bölümü duadır.''Ey Rabbimiz bizi sırat-ı müstakime,yani İslamiyetindosdoğru yoluna,kurtuluş yoluna ulaştır.'' İslami kaynaklar sırat-ı müstakimi,dini ve ahlaki hükümlere uygun hareket etme,hayat sürme,ibadet dahi olsa aşırılıklardan sakınma,Allahü Teala'nın emirlerine uyma,alemlere rahmet olarak gönderilen Hazret-i Muhammed'in sünnetine,rehberliğine uyma şeklindeaçıklamışlardır.Yüce ve mukaddes kitabımız Kur'an'ı Kerim'de yüce Allah ''İşte bu benim dosdoğru yolum.Artık ona uyun,başka yollara uymayın(sapmayın). Yoksa o yollar sizi, parça parça edip onun yolundan ayırır.İşte bunları size Allah sakınasınız diye emretti'' (En'am 153)Bu ayet-i kerimeyi Efendimiz dosdoğru bir çizgi çizip ''İşte bu Allah'ın dosdoğru yoludur.'' dedikten sonra doğru çizginin sağından ve solundan çizgiler çizer.''Buda sırat-ı müstakimden(yani kurtuluş yolundan) ayrılan yollardır.Her yolun başında bir şeytan durmaktadır.'' şeklinde tefsir etmiştir.AllahüTeala istikamet üzerinde olmamızı emretmiştir.''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol'' İtikat(iman) konusunda istikamet sahibi olmak,ibadette istikamet sahibi olmak,ticarette istikamet sahibi olmak,günlük hayatımızın her safahatında istikamet sahibi olmak,çevremizle ilgili yaşantılarımızda istikamet sahibi olmak emredilmiştir.
Fatiha-i şerifte sırat-ı müstakim, kendilerine nimet verilenlerin yoludur şeklinde belirtilmiştir.Kendisine nimet verilenler ise Nisa suresi 69.ayette, şu şekilde belirtilmiştir. ''Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddîklarla, şehidlerle ve salihlerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.''
Nimete muhatap olanlar başta peygamberlerdir.Daha sonra peygamberlerin insanlara AllahüTeala tarafından bildirdiği hususları, kalp ile tasdik eden sıddıklardır.Sonrasında şehitler zikredilmektedir.Şehit şahit anlamındadır.Yani şehadet şerbetini içerken AllahüTeala'nın kendisine bahşettiği nimet ve makamları gözleriyle müşahede ettiği için şehit denilmiştir.Kişi, riza-yı bari için, Allah yolunda dini için, mukaddesatı için, vatanı için, i'lay-i kelimetullah için bu niyetle evinden ayrılıp yolda vefat etse bile şehittir.Şehitlerin fazileti peygamberlerden sonra gelir.Bir kimse bu yüce değerler uğrunda şehit olmayı arzu ederse,evinde yatağında ölse bile şehit hükmündedir.Ayetin sonunda ise salihlerden bahsedilmiştir.Salihler farzları yapıp, haramlardan sakınan, çirkin şeylerden uzaklaşan, ahlakın güzelliklerini yaşayarak örnek olan kimselerdir.Yani Allah dostları dediğimiz velilerdir. ''Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.'' (Yunus 62)
Bu dört sınıf ile alakalı ''Bunlar ne güzel arkadaştır.'' ayeti ile, sırat-ı müstakim ve bu yol üzerinde olanlar tefsir edilmiştir. Bu yoldan sapmak, icma-i ümmetten, yani İslam ümmetinin çoğunluğunun takip ettiği yoldan ayrılmaktır. İstikamet üzere olmak peygamber asrını söz ve davranışlarıyla yaşamak demektir.Kuşeyri derki ''Sözde istikamet, gıybeti terketmektir, fiilerde istikamet bidatı(dinde sonradan uydurup,eklenen) terketmektir. Amelde istikamet, gevşeklik ve tembelliği atmaktır.''
Sen usandırma eli el de usandırmaz seni
Hilekrlık eyleme kimse dolandırmaz seni
Dest-i a'ddan soğuk su içme ki kandırmaz seni
Korkma düşmandan ki teş olsa yandırmaz seni
Müstakîm ol Hazret-i Allh utandırmaz seni
Dest-i a'da: Düşman eli
Diyarbakırlı Said Paşa
Müslümanlar sırat-ı müstakimden ayrılıp çıkmaz sokaklara yönelirlerse, başarılarından bahsetmek mümkün olmamaktadır. Tefrika baş gösterir, dağılırlar, güçten düşerler. İslam'ın kurtuluş yolu olan sırat-ı müstakimden ayrılma veya uzaklaşma iki tefrikayı doğurur. Birincisi ırki bölücülük, yani ırkçılık ve asabiyet,ikincisi itikadibölücük, yani bidat ve dalalet yolu. Bu illetlerden kurtulmak için İslam'ın cadde-i kübrası olan sırat-ı müstakim yolu üzere olmakla mümkündür. ''Ey RabbimizBizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıkların yoluna değil.'' (Fatiha 6-7) Amin.